The Others Yüsekova Çetesi'ne 535 yıl hapis

Yüsekova Çetesi'ne 535 yıl hapis

07.05.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yüsekova Çetesi'ne 535 yıl hapis

Yüsekova Çetesine 535 yıl hapis

SUSURLUK'un ardından en büyük çete olarak gündeme gelen Yüksekova Çetesi'ne mensup, dokuz tutuklu sanığın toplam 535 yıl hapis istemiyle yargılanmasına, Diyarbakır 1 Nolu DGM'de başlandı.
PKK itirafçısı Kahraman Bilgiç'in, Özel Harekat Şubesi'nde Başkomiser Fatih Özhan, polis memurları Yusuf Azmi Aydın, Abdulkadir Bayram ve beş köy korucusuyla, PKK'lı kılığına girerek 200 bin mark fidye karşılığı Yüksekovalı işadamı Necip Baskın'ı kaçırdıkları ifadesi diğer sanıklarca yalanlandı.
Sanıkların sıkı güvenlik önlemi altında cezaevinden alınarak getirildiği DGM'nin bahçesinde bekleyen tutuklu Özel Timci'lerin yakınları, gazetecilere sözlü saldırıda bulundu.
Çetenin kilit ismi PKK itirafçısı Kahraman Bilgiç, Yüksekovalı işadamı Necip Baskın'ı kaçırma olayını, Özhan'ın planladığını iddia etti. Daha önceki ifadelerini de, hiçbir baskı altında tutulmadan verdiğini söyleyen Bilgiç, Baskın'ın kaçırılması ve fidye istenmesi olayını da şöyle anlattı:
"Yüksekova'da korucu Mehmet Emin Ergen'in evinde yemeğe davetliydim. Bir süre sonra da Özel Timciler geldi. Ergen ve Özhan, Vezirli köyündeki bir sığınağın yerini tespit için birini gözaltına alacaklarını söyledi. Özhan beni dışarı çıkarıp, Baskın ailesinden birini gözaltına alıp para isteyeceklerini söyledi."
PKK'lı kıyafetiyle kaçırdıkları Baskın'ı, gözleri bağlı vaziyette Özhan'la buluşma noktasına getirerek, gizlice Emniyet Müdürlüğü'ndeki Çevik Kuvvet merkezine soktuklarını söyleyen Bilgiç, "Adamı almadan önce PKK mühürlü makbuzu evde bir gence vemiştik. Plana göre, Baskın'ı teslim ederken olaya çatışma süsü verip, adamı öldürecektik. Ama genç beni tarif etmiş. Tabur Komutanı ben olduğumu anlayınca olay ortaya çıktı" dedi.

Olayın kaçırma değil gözaltı olduğunu belirterek suçlamaları reddeden Özhan ise, Bilgiç'in belirli çevrelerce yönlendirilmiş ve görevlendirilmiş olduğunu iddia etti. Özhan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu aileden olduğunu bilseydim, Baskınlar'ın bazı bürokrat ve askeri yetkililerle bazı kirli işler çevirdiğini bildiğimden gözaltına almazdım. Bu tür kişilerin örgütçe kahraman yapılmasını önlemek için gözaltı tutanağı tutmadık. Zaten elimizde delil de yoktu."
Kaçırmaya katılan Abdulkadir Özcük adlı köy korucusu ise, subay olarak bildiklerinden Bilgiç'in talimatları doğrultusunda, devletin silahı ve telsiziyle kaçırma eylemine katıldıklarını, ancak olayın kendilerine normal gözaltı olarak bildirildiğini kaydetti.

Özel Harekat Timcileri'nin avukatı İlhami Yelekçi, Bilgiç'in daha önce verdiği ifadelerini geri alarak, suçlamalarının gerçek olmadığını söylediğini iletti. Bunun üzerine söz alan Bilgiç, DGM Cumhuriyet Savcılığı'na, ifadesini geri alması için tehdit edildiğine dair bilgi verdiğini, mecbur kalması halinde itiraflarını geri almak için başvuru yapacağını söylediğini aktardı.
Karıştığı adam kaçırma veya öldürmelerde, üstündeki yetkililer ve komutanlardan talimat aldığını iddia eden Bilgiç, İtiraf Yasası'ndan yararlanmak istediğini söyledi.
Yargıç, müdahil avukat Yaşar Altürk'ün Yüksekova Çetesi'yle ilgili dosyanın TBMM Susurluk Komisyonu'ndan istenmesini talebini kabul etti. Baskın'ın dinlenmesi ve sanıkları sorgulayan Astsubay Hüseyin Oğuz'un talimatla ifadesi alınması için Jandarma Genel Komutanlığı'na yazı yazılmasını kararlaştıran yargıç, sanıkların tutukluluk halinin devamını karar verdi.