The Others Üniversitelerde seçim

Üniversitelerde seçim

11.07.2016 - 14:15 | Son Güncellenme:

Üniversiteler bir ülkenin geleceği ve kaderini belirleyen en önemli eğitim kurumlarıdır. Üniversitelerin yönetimi, gidişatı ve gelişmesi, her şeyden önce ülkenin geleceğini ilgilendirir ve etkiler

Üniversitelerde seçim

Milliyet Kıbrıs yazarımız Prof. Dr. Osman Köse'nin yazısı...
e-mail:

Haberin Devamı

Üniversiteler bir ülkenin geleceği ve kaderini belirleyen en önemli eğitim kurumlarıdır. Üniversitelerin yönetimi, gidişatı ve gelişmesi, her şeyden önce ülkenin geleceğini ilgilendirir ve etkiler. Türkiye’de elan 193 üniversitede 6 milyonu aşkın öğrenci öğretim görmektedir. Yüz bini aşkın öğretim elemanı da üniversitelerde görev yapmaktadır. Bu nedenle hassas bir coğrafyada yer alan Türkiye’de, toplumun en dinamik kesimini oluşturan ve ülkenin geleceğini temsil eden üniversitelerin yönetilmesi ve gidişatı fevkalade önemlidir.
Üniversitelerin bir kısmı, Rektör seçimi için Temmuz ayında “sandık başına” gidecek. 12 Temmuz 2016 Salı günü Adana Bilim ve Teknoloji, Akdeniz, Atatürk, Ankara, Boğaziçi, Cumhuriyet, Çukurova, Dicle, Dokuz Eylül, Ege, Fırat, Gazi, Gaziantep, İnönü, İTÜ, Karadeniz Teknik, Ondokuz Mayıs, ODTÜ, Trakya ve Yıldız Teknik (YTÜ)’den oluşan 20 üniversitede seçimler var. 26 Temmuz 2016 Salı günü de 2008’de kurulan Ağrı İbrahim Çeçen, Ardahan, Artvin Çoruh, Bartın, Batman, Bitlis Eren, Çankırı Karatekin, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, Karamanoğlu Mehmet Bey, Kırklareli, Kilis 7 Aralık, Nevşehir Hacı Bektaş Veli, Osmaniye Korkut Ata, Siirt ve Yalova’dan müteşekkil 17 üniversite aynı şekilde rektörlerini belirlemek üzere seçime gidiyor.
1982 Anayasasına göre kurulan YÖK kanunu çerçevesinde üniversite Rektörleri, 4 yılda bir yapılan seçimle göreve geliyorlar. Seçimlerde en az “Doktora” diplomasına sahip olan öğretim üyeleri oy kullanıyor. Üniversitede ilk altı sıraya giren Rektör adayları, YÖK’te yapılan mülakat sonucu üçe indirilerek Cumhurbaşkanlığı makamına arz ediliyor. Cumhurbaşkanı da önüne gelen üç adaydan birini belirli kriterlerine göre seçerek Rektör olarak atıyor.
Bu nedenle Temmuz ayı içinde, aralarında Türkiye’nin köklü üniversitelerinin de yer aldığı 37 üniversitede yapılacak olan Rektörlük seçimleri büyük önem arz etmektedir.

Haberin Devamı

***
Üniversite yönetimlerinin nasıl olması gerektiği, YÖK’ün kurulmasından sonra Türkiye’de son 20 yıldır en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. Türkiye’de toplumsal huzuru bozmaya çalışan iç ve dış mihrakların ilk müracaat ettikleri adres, üniversite gençliği olmaktadır. Bu nedenle üniversitelerde farklı grupların kümelenmesine fırsat vermeyecek yönetimler olması arzu edilendir.
Türkiye’de 1960 yılına giden “darbe” sürecinde, 1980 yılına kadar oluşan “ideolojik çatışmalarda” ve yakın süreçte yaşanılan “Gezi olayları” tarzı “toplumsal kalkışma” denemeleri gibi provakatif girişimlerde ilk akla gelen ve sokağa çekilmeye çalışılan üniversite öğrencileri ve üniversite hocaları olmuştur.
Bu kritik dönemlerde, siyasi çalkalanmaların da etkisiyle üniversitelere Rektör atamaları ve göreve gelen bazı Rektörlerin toplumu infiale sürükleyen icraat ve davranışları her zaman tartışmalara sebep olmuştur. Özellikle 2000 – 2007 yılları arasında Cumhurbaşkanı olan A.N Sezer’in ideolojik öncelikli Rektör atamaları, Türkiye’de üniversiteleri tartışmaların odağına çekmiştir. Söz konusu dönemde Sezer’in 1 oy alan adayı dahi Rektör olarak ataması gibi tasarrufları ve bu kayırmalarla göreve gelen Rektörlerin ideolojik icraat ve davranışları bir dönem Türkiye’ye zaman kaybettirmiştir.
Son yıllarda hızlı bir kalkınma trendi yakalayan Türkiye’de üniversitelerin elbette dikkate şayan problemleri vardır. Fakat bu problemlerin elbette çözüm odaklı olarak izale edilmesi mümkündür. Ekonomik ve teknolojik alanda yakaladığı kalkınma performansı ile bölgede ve dünyada adından söz ettiren Türkiye’nin, kalkınma trendini yukarılara çekebilmesi için her şeyden önce üniversitelerde köklü bir reform yapması kaçınılmazdır.

Haberin Devamı

***

Haberin Devamı

Üniversitelerde seçim

Her şeyden önce üniversitelerin yönetimi ve Rektörlerin seçimi ile ilgili bir düzenlenme yapılması şarttır. Mevcut sisteme göre 4 yılda bir yapılan seçimler, üniversitelerde köklü gruplaşmaları ve hizipleşmeleri beraberinde getirmektedir. Yapılan seçimlerin nihai belirleyiciliği de yoktur. Cumhurbaşkanı ilk 6’ya giren herhangi bir adayı Rektör olarak atayabilmektedir. Göreve gelen Rektörler, bu zamana kadar neredeyse üniversitelerin büyük bir kısmında görüldüğü gibi, kendilerine oy vermeyenlere karşı, özlük haklarında engellemelere varıncaya kadar olumsuz davranışlarda bulunabilmekte ve görevlerini suistimal edebilmektedirler.
Mevcut seçimli sistemin büyük mahzurlarından birisi de, Rektörlerin veya adayların oy alma ve destek bulma uğruna ideolojik veya dini istismar eden grupların üniversitelerde yer edinmelerine ve zaman içinde etki alanlarını genişletmelerine imkan vermeleri veya göz yummalardır. Türkiye’nin, 17 – 25 Aralık’tan sonra yaşadığı siyasi çalkantıları dikkate alırsak, üniversitelerin gelişiminin önündeki en büyük engelin benzer tarzlı yapılanmalar olduğu görülür.
Bu nedenle, bir an önce üniversitelerde Rektörlerin seçimle değil, atama usulü ile yönetime gelmelerini sağlayan düzenleme yapılmalıdır. Son yıllarda mevcut seçimli sisteme neşter vurma adına konuşulan yöntemlerden birisi, vakıf üniversitelerinde olduğu gibi, oluşturulacak bir mütevelli tarafından Rektörlerin belirlenmesi veya bu yolla Cumhurbaşkanının onayına sunulmasıdır. Bu tarz bir atama sisteminin, mevcudu arattıracak düzeyde olduğu açıktır. Bu sistemde, dar ölçekte yer alan bir elitin üniversite yönetimlerini belirleyebileceği görülmektedir.
Seçim sistemi ilga edilerek, Rektörlerin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanması, hem üniversiteleri ve hem de toplumu rahatlatacak bir yöntemdir.
Üniversitelerde mevcut seçimli sistemin kaldırılması ve atama usulünün getirilmesi neredeyse öğretim üyelerinin çoğunluğu tarafından beklenen bir gelişmedir. Son yıllarda köklü reformlara imza atan mevcut siyasi iradenin, YÖK kanununda düzenlemeler yaparak Rektör seçimlerine bir neşter vuracağı ümit edilmektedir.
Üniversitelerin diğer sorunları ile ilgili ileriki zamanlarda görüşlerimizi sizlerle paylaşacağız.