Gündem Uyuşturucuyla toplu olarak savaşılacak

Uyuşturucuyla toplu olarak savaşılacak

12.09.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Eylem planına göre okul çevrelerine erken uyarı sistemlerinin konacağını, ihbar hattı kurulacağını ve ödül sistemi uygulanacağını belirten Müezzinoğlu, “Buradaki hadise toplumu da bu mücadelenin içine koyabilmek. Mesela okul aile birliklerini plana koyduk” dedi

Uyuşturucuyla toplu olarak savaşılacak

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 7 bakanlığın ortak çalışması ile hazırlanan ve pazartesi günü Bakanlar Kurulu’na sunulacak olan taslak “bonzai” eylem planının ayrıntılarını Milliyet’e anlattı. Ekim’de uyuşturucu ile ilgili cezaların yeniden düzenleneceğini kaydeden Müezzinoğlu, özellikle gençlerin bonzai batağına sürüklenmemesi için koruyucu ve önleyici tedbirleri alınacağını söyledi.
Eylem planına göre, okulların etrafında erken uyarı sistemleri kurulacak, okul aile birlikleri ile çalışılacak. Uyuşturucu ve alkol bağımlılarının tedavi gördüğü AMATEM’ler, yeni kurulacak şehir hastanelerinin içinde, “yüksek güvenlikli” yeni bölmelere taşınacak. Uyuşturucu maddenin üretiminde kullanılan ürünler için tek tek yasak kararı alınıp, cezai müeyyide uygulanmayacak. Uyuşturucu özelliği olduğu bilinen ya da tespit edilen tüm ürünler için ceza yaptırımı uygulanacak. Mahallesinde, sokağında uyuşturucu satışı yapan kişilerin ihbar edilmesi için tüm Türkiye genelinde çalışacak bir ALO ihbar hattı oluşturulacak. İhbarı yapan kişinin kimlik bilgileri ise istenmeyecek. İhbarda bulunanlara ödül de verilmesi tasarlanıyor.
Milliyet gazetesini ziyaret eden Müezzinoğlu, 7 bakanlığın ortak çalışması ile tamamlanan ve pazartesi günü Bakanlar Kurulu’na sunulacak “bonzai” eylem planı ile bakanlığın çalışmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Müezzinoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
* RİSKİ EN BÜYÜK ÜLKELERDEN BİRİYİZ: Bakanlığımızın koordinasyonunda, Sağlık Komisyonu Başkanımızın başkanlığında, 7 bakanlığın müsteşar yardımcıları bonzai konusunu yaklaşık 2 ay çalıştılar. En son geçtiğimiz hafta taslağa son şeklini verdik. İnşallah pazartesi günü Bakanlar Kurulu’na sunacağız. Bu konu, süreç isteyen, süreci devamlı takip isteyen bir konu. Türkiye olarak avantajlı olduğumuz bir yön var batıya göre. Aile, çevre duyarlılığı, toplumsal duyarlılık burada daha fazla. O yüzden Avrupa ülkelerine bakıldığında en düşük seviyedeyiz. Ama riski en büyük ülkelerden biriyiz. Genç nüfus fazla, toplum gittikçe bireyselleşiyor, nüfusun çoğunluğu şehirlerde yaşıyor. Buralarda ister istemez kör noktalar, zayıf halkalar oluşuyor.
* OKUL ÇEVRELERİNE ERKEN UYARI SİSTEMİ: İki şeyi çok önemsiyoruz: Koruyucu ve önleyici tedbirler. Hazırladığımız eylem planı, Bakanlar Kurulu’ndan çıktıktan sonra kamuoyuna duyurulacak. Buradaki hadise toplumu da bu mücadelenin içine koyabilmek. Mesela okul aile birliklerini plana koyduk. Okul çevreleri risk alanı çünkü. Okul çevrelerinde erken uyarı sistemleri kurulacak.
* ÖDÜL SİSTEMİ UYGULANACAK: Türkiye uyuşturucu kaçakçılığını önlemede Avrupa ülkelerinin toplamından daha ileride. Ama tabana inildiği zaman, bazı insanların mahallede elini kolunu sallayarak bu maddeleri sattığı algısı var. Bunu çözmemiz lazım. Burada ödül sistemi gibi mekanizmalar devreye girecek.
* AMATEM’LERE YÜKSEK GÜVENLİKLİ BÖLME: AMATEM’lerdekilerin tamamı bu işin bağımlısı. Tamamı alıcı. Tedarikçiler ise, ‘iğne deliğinden girer’ denebilecek kadar bu alanda ustalaşmış. Maddeyi AMATEM’e annesi, babası, yakını getiren bağımlılar var. Tedarikçiler arasında orada çalışanlar, oraya girip çıkan hasta yakınları var. Bizzat oraya madde temin etmek için girenler var. Bunlara şehir hastanelerinin içinde yüksek güvenlikli dediğimiz bölgelerin içinde yer vereceğiz.
* ALO İHBAR HATTI: Uyuşturucu ile mücadelede kamuoyunun, ‘alo’ diyeceği bir hat olacak. Kimin alo dediği önemli değil. Biz bunu bilmeyeceğiz. Türkiye genelinde, sadece bu işe mahsus isimsiz ihbar verilebilecek bir hat oluşturulacak. Oğlunu, kızını ihbar etmekten korkanlar var. Artık ihbar edenin kim olduğunu bilmeyeceğiz. Önemli olan doğru bilgiyi vermesi. Bu sistem Hakkâri’de de olacak Ankara’da da İstanbul’da da.
* YUNANİSTAN ANLAŞMAYA YANAŞMIYOR: (30 bin hekim açığı ve Yunanistan’dan hekim getirme konusu ile ilgili) Türkiye’de hekim sayısı OECD ortalamalarının altında. Yunanistan’da 10 bin kişiye düşen hekim sayısı 61. Bizde 17. ‘Türkiye’de hekim fazlası var’ diyen nerede var bana göstersin. Türkiye’de gerek hemşire gerek hekim sayısı anlamında Avrupa ortalamasının üçte biri insan kaynağı ile hizmet veriyoruz. Yunanistan’dan hekim keşke gelse. Almanya 9 yıllığına 15 bin Yunanlı hekimle anlaşma yapmış. Yunanistan Türkiye ile böyle bir anlaşmaya yanaşmıyor bir çok duygusal nedenle. Bir de bizden kaynaklanan sorunlar var. Selanik’te tabip odasıyla görüştüm. 2 bin 500 işsiz hekiminiz var, Türkiye’ye gelsinler diye. Türkçe bilme şartını 1 yıl süreyle kaldıralım, tercüman verelim; 1 yıl sonunda Türkçe’yi iyi kötü öğrenirler dedik. Bu kez de çalışma saatleri sorun oldu. Onlar günde 4-5 saat çalışmaya alışmışlar çünkü.
* 5 YIL İÇİNDE TAMAMEN YERLİ İLAÇ: (Yerli ilaç üretimi ile ilgili) Bazı firmalarımızın ciddi Ar-Ge altyapıları var. Ümidimiz 5 yıl içinde 3-5 tane kendimize ait ilacı yakalayabilmek. Her yıl Türk Kızılayı 1 milyondan fazla ünite kanı kullanıyoruz ama onun kullanmadığımız plazması var. Oradan üretilen hayati ilaçlar var. Firmalar, 3 yıl bizim o ihtiyacımızı yurt dışından getirecek, 3 yıl sonra üretime başlayacak Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak, sonra da yurt dışına ihraç edecek duruma gelecek. Şu anda onun YPK onayını bekliyoruz.
* 12 İLDE NUMUNE ALMAYA BAŞLADIK: (TÜRKÖK Projesi ile ilgili) Eylül başı itibarıyla 12 ildeki laboratuvarlarımızdan numuneler almaya başladık. Ekim ayında kamuoyunda bir duyarlılık kampanyası başlatacağız. Vatandaşların büyük çoğunluğu zaten kan veriyor. O kan verenler, ‘kemik iliği vericisi de olabilirim’ dediği an kanından bir numune alınıyor; bankada şifreleniyor ve stoğa alınıyor.

Haberin Devamı

Hasta kimliğine bakmayız PKK’lıyı da tedavi ettik

Müezzinoğlu, IŞİD liderlerinin Türkiye’de tedavi gördüğü iddiasına, “Biz hastanın kimliğine, mezhebine, ırkına bakmayız. Bu hekimlik ilkeleriyle bağdaşmaz. Biz tedavisini yaparız, sonrasına ilgili merciler bakar. Biz askerimizi şehit eden PKK’lıyı da tedavi ettik. Sonra emniyet aldı. Burada da aynı durum söz konusu” karşılığını verdi.

‘Sabit adres istenecek’
Bakan Müezzinoğlu Türkiye’de 3 yıl içinde doğan 30 bin Suriyeli bebekle ilgili olarak da şunları söyledi: “Onlara İçişleri Bakanlığı’ndan numara verildi. Bizim sorunumuz son dönemde biraz başka şehirlere yapılan keyfi gezmeler. Biz şimdi onlardan sabit bir adres veya il isteyeceğiz. Örneğin İstanbul’da her türlü sosyal şeyi alabilirsin ama İstanbul dışına çıktığın an bu benim bilgim dahilinde olacak. Aksi taktirde diğer illerde sayfası kapanacak, hizmet alamayacak.

Haberin Devamı

‘Bonzai’nin 300 türevi var’

Bonzainin Türkiye girişi diye bir şey yok; Türkiye’de üretimi var. Merdiven altında, formülü alıyor ve yapıyor. Bonzai ismi bir kılıf. Bunun bitkiyle alakası yok. Kimyasal bir formülü var. 300 türevi var dünyada. Biz 134’ünü tespit ettik. Bu 134’ünü Bakanlar Kurulu kararıyla yasakladık. Ama üretenler, yasak olan kimyasalların birini çıkarıyor, bizim yasak kapsamına almadığımız bir başkasını koyuyor. Bir süre sonra biz onu tespit edince, onu da yasaklıyoruz. Şimdi ise uyuşturucu özelliği varsa otomatikman bitecek, cezai müeyyidesi de başlayacak. Bonzai kapsamı içinde bugün piyasada olsa da olmasa da uyuşturucu özelliği içeren her şey kanunen yasak kapsamında ve cezai müeyyidesi var. Haziranda biz aslında cezai müeyyideleri çok artırdık. Ama henüz muhatapları ceza almış değil. Ekimde de ihtiyaç olan düzenlemeleri yapacağız.