Vitrin Ambalajın A'sı, hediyenin H'si

Ambalajın A'sı, hediyenin H'si

05.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ambalajın A'sı, hediyenin H'si

Ambalajın Ası, hediyenin Hsi
5 Aralık 1998
Nora ROMİ Bu sefer size çok parlak ve pratik bir fikir veriyorum. Konu yılbaşına doğru hediye seçimi değil, sunumu. Görenleri kıskandıracaksınız...

Yılbaşı yaklaşıyor. Yine hediye sefaları (ya da cefaları) başlayacak. Bugüne kadar her yılbaşı size hediye alternatifleri sunardım. Bu yıl bir değişiklik yapmaya ve paketleme işine yönelmeye karar verdim. Sevdiklerinize ve sevmediklerinize neler almanız gerektiğine siz karar verin; ben size o hediyeyi nasıl verebileceğinizi önereyim.
Önerim hediye paketlerinizi kendinizin yapmasıyla ilgili. Ayrıca hangisi kimin hediyesiydi karışıklığına da son verecek bir öneri bu. Pakete, hediyeyi vereceğiniz kişinin baş harfinden süsler yapacaksınız. Mesela neler?
* Kalın bir tel alın. Ona güzel renkli sicimleri iyice sarın. Sonra istediğiniz harf haline getirin ve pakete iliştirin. Bu ince tel ile yapabileceğiniz başka bir şey ise rengarenk boncuk satın alıp tele geçirmek.
* Kalınca bir karton alın. Harfi kesin. Ondan sonra da uygun gördüğünüz bir kumaş parçasını da aynı ebatta kesip kartona yapıştırın. Leopar seven biri için leopar, saten seven için saten, ne isterseniz kullanabilirsiniz.
* Bol bol renkli kartonlar alın. Uygun renklerdeki kartonlardan aynı harften boy boy kesin. Bir kolaj ya da modern bir resim gibi soyut harfler elde edin.
* Yine kartonla yapabileceğiniz bir başka oyun daha var. Kestiğiniz harfe yapıştırıcı ile minik yapraklar ya da çiçek parçaları yapıştırabilirsiniz. Çok ama çok hoş oluyor.
* En zor yöntem ise şu: Harfli yılbaşı bisküvileri. İstediğiniz şekilde hazırladığınız "kuki"lerin içlerine baş harfleri kazıyabilirsiniz. Yurtdışında kalıp harfler bulunur ama bizde henüz gözüme çarpmadı bunlar. Dolayısı ile elde bıçakla harfleri kazımak biraz zor olacaktır. Zamanınız ve sabrınız varsa yenmeyecek, yanında yatılacak bir paket hazırlamış olursunuz.
Tabii kullanacağınız malzeme kişinin özelliğine göre de değişir. Şöyle bir çevrenize bakın gördüğünüz hemen hemen her şey bu paketleme sistemine göre değerlendirilebilir.

Mini mini bir kuş olmuştu Podyuma da konmuştu
Meşhur bir İngiliz sözü vardır; "Men are not like dogs, they don't like bones" diye. Yani "Erkekler köpek gibi değildir, kemik sevmezler."
Şükürler olsun ki böyle güzel sözler de var dünya literatüründe. Yoksa hepimiz incelik uğruna ölüp gideceğiz.
Her ne kadar sağlık uğruna incelmeye çalışsak da her zaman birinci derdimiz estetik olmuştur. Bir dükkana girip beğendiğimiz bir kıyafete giremeyene kadar rejim yapmayı aklımıza getirmediğimiz bile olur. O incecik mankenleri görmedikçe fazla umurumuzda bile olmaz kilolarımız. Son yıllarda iyice abartılan incelik devri artık sıkı kalıplarından çıkıyor. İnceliğin modası tabii ki geçmez ama kalınlığın da modası başladı.
Artık defilelerde birkaç tane de olsa tombul manken var. Örneğin Maska firmasının defilesinde Jack Nicholson'ın 50 beden giyen kızı Jennifer mankenlik yaptı. Amerika'da "Mode" adı verilen ve 42 bedenin üstünde giyenlere hitap eden aylık derginin satışı 500 bini geçmiş durumda. Yine yabancı bir firmanın reklam filmi için 4 - 5 toplu güzel biraraya geldi. "Selam sıskalar" diye biraraya gelip resim veren yeni güzeller kendilerine güvenen, komplekssiz tombişleri temsil ediyor. 19 yaşındaki Mia Tyler ve Kate Dillon isimlerini unutmayın. Sizin idolünüz onlar olabilir.