Vitrin Çöp deyip atmıyor

Çöp deyip atmıyor

07.08.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çöp deyip atmıyor

Çöp deyip atmıyor
Kendisini bir 'alışveriş faciası' olarak tanımlayan Dr. Oğuz Özyaral, tükettiği şeylerin hiçbirini çöpe atmıyor. Biriktirdiği şişelerin kapaklarından heykel, süt şişelerinden de bordür yapıyor.

Doktor Oğuz Özyaral, yıllardır tükettiği pek çok ürünün kabını veya kutusunu atmıyor. Ama bunları atmıyor diye bir çöp evde yaşadığını düşünmeyin. Çünkü Özyaral'ın dört katlı evi o kadar derli toplu ve her şey birbirine o kadar çok yakışıyor ki, insan bu kadar eşyayı atmayıp da nasıl bu kadar düzgün bir eve sahip olduğuna inanamıyor. Çok yakında evinde biriktirdiği şişelerden bir çalışma odası yapacak olan Özyaral, böylece belki masallardaki sırça köşke de sahip olacak.

* Alışverişle aranız nasıl?
Alışverişe çıkınca facia oluyorum. Herhangi bir dükkana girdiğim anda hoşuma giden, sıcak gelen her şeyi alıyorum. Sonra para yetmiyor. Mesela alışverişten dönerken istiyorum ki en az 20 tane kitap, üstüme bir iki tane gömlek almış olayım ama hiçbir şeyden öyle bir iki tane almıyorum. Öyle bir alışveriş yapıyorum ki, dönerken arabamın yanı sıra bir de taksi tutmak zorunda kalıyorum. Yurtdışına çıktığımda ise iyice sapıtıyorum. Bir keresinde İngiltere'den 14 bavulla dönmüştüm.
* Niye böyle bir abartı var?
Oturduğum evden kaynaklanıyor herhalde. Şehrin 4 kilometre dışında oturuyorum. Böyle olunca da alışverişlerimi aylık yapmak zorundayım. Ama aslında Etiler'de de otururken böyle alışveriş yapardım.
* Tarzınız ne?
Günüme ve işime göre değişiyor. Takım elbise de giyiyorum, spor da giyiniyorum. Ekoseden hoşlanırım. Kışın yelekli kıyafetleri severim. Renk olarak da siyahtan maviye giden tüm tonları kendime yakıştırıyorum. Bir de aksesuvar seviyorum. Aksesuvarda teneke bile kullanabilirim. Çünkü yapıldığı malzemeden çok şekli önemli. Aksesuvarlarım genellikle birilerinin hediyesidir.
* Markalarınız var mı?
Markadan nefret ederim. Aldığım şeyin markasını eve geldikten sonra fark ederim. Hatta bundan altı yıl önce üstümde beyaz bir blue jean vardı. İnsanlar "Aaa Levis 501" demişti. Halbuki ben onu markasından dolayı değil, üstüme iyi oturduğu için almıştım.
* Almayı çok seviyor ama hiç birşeyi de atmıyorsunuz...
Biriktirme huyum var. Mesela aldığım bir elbiseyi kutusuna kadar saklarım. Tabii, bir yerlerde kullanmak için. Bunun yanı sıra puro kutularını kalem kutusu veya kartvizitlik olarak kullanıyorum. Geçtiğimiz günlerde Ülker beyaz plastik şişede yeni bir süt çıkardı. Onların üst etiketlerini çıkartıp tuvalette duvara yapıştırıp içine beyaz plastik çiçekler yerleştirince bordür gibi duracak.
* Ne zamandan beri bu huya sahipsiniz?
Bilmiyorum ama geçen gün düşündüm, benim anneannem, teyze ve dayılarım da hiç atmazdı. Ancak onlar benim gibi düzenli değillerdi. Yatak altına saklarlardı. Genlerimizde var herhalde.
* Bunları kullanacağınız yerleri nasıl belirliyorsunuz?
Biriktirmeyi sevmek başka şey, biriktirip bir gün onların faydalı olacağını düşünmek başka şey. Çöpten nefret ediyorum. Bu dünyada herkes tüketiyor, herkes de atıyor. Göstermek istediğim çöp diye düşündüğümüz şeylerden yaratıcılığımızı kullanarak tekrar yararlanmak.
* Neler biriktiriyorsunuz?
Teneke kutu, şişe kapakları gibi materyalleri biriktiriyorum. Eski dergi ve gazetelerden oluşan iyi bir arşivim var. Bir de gece kulübü işletmeciliği yaparken biriktirmeye başladığım içki şişeleri var.
* Evinizi döşerken nelere dikkat ettiniz?
Dört katlı bir ev. Dekorasyonda değil ama yaşamda bir şeylere dikkat ediyorum. Evimdeki hiçbir eşya toplu halde bir yerden alınmadı. Hesi ayrı ayrı yerlerden ayrı ayrı zamanlarda alındı. Sadece kumaşlarda ve renklerde bir kombinasyon yarattım. Malzeme olarak ahşabı seviyorum. Çünkü tahta çok sıcak ve oynanabilir bir malzeme.
* Akşamları çıkınca nerelere gidersiniz?
Ben gece yaşantısından nefret ederim. İşim için gece dışardayım. Yemek için Anadolu Kavağı'na giderim. Aslında balığı çok sevdiğim için balık yemeye gidebileceğim her yere gidiyorum. İsim olan yerlere gitmekten hoşlanmıyorum.

Alışveriş notları
Parfüm: Eternity.
Sinema: "Mulan".
CD: "Beni Azad Et", Kayahan.

Kimdir?
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Bölümü mezunu olan Dr. Oğuz Özyaral, uzun süren akademik hayatında dekan yardımcılığına kadar yükselmiş. Daha sonra istifa eden Özyaral, kendini bir anda işletmecilik yaparken bulmuş. İstanbul'daki pek çok kaliteli gece kulübünü işleten Özyaral, şu sıralar kurduğu şirkette çeşitli organizatörlük işleri ile basın danışmanlığı yapıyor.