Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İTÜ’deki Genç Bakış’ta içinde bulunduğumuz yıla damga vuran olayları ve gelecek yıl beklentilerini konuşalım dedik ama açılıma takılıp kaldık. Görünen o ki açılım 2010’a da damgasını vuracak. Türkiye’nin son 30-40 yılına tanıklık eden Sirmen, Ataklı ve Sazak’ın konuk olduğu programda, en dikkat çeken tartışmalar, açılım ve askerler üzerinde yoğunlaştı. En önemli sorunun işsizlik olduğu üzerinde hemfikir olunsa da gölgede kaldı. İşte programdan satır başları:
ALİ SİRMEN (Cumhuriyet gazetesi yazarı)
- Düpedüz aptal yerine konuyoruz.
- TSK, başka hiçbir dış güce gerek kalmayacak şekilde bir saldırıya maruz bırakılıyor.
- Belirli güçlerin savcıları, görevini yerine getiren savcılara saldırıyorlar. Yeni dokunulmazlar sınıfının dokunulmazlarına dokundukları için insanlar takip altındalar.
- Kurumlar birbiriyle çatışıyor. Dehşet bir kaos yaratıldı ama derin devlet tarafından filan değil, gözümüzün önünde, sığ devlet tarafından.
- Kürt sorunu vardır. Ve Kürt sorununda meydana gelenler, Kürt-Türk ayrımı yapmadan hepimizin ayıbıdır. Zalim Türkler, mazlum Kürtler penceresinden bakarsanız hiçbir şey göremezsiniz.
- Bu açılım, ABD ısmarlamasıyla yapılan bir açılımdır. Kürt sorununa değil, PKK’yı dağdan indirmeye yöneliktir.
- Ermenistan’ın diasporayla işbirliği yaparak Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak hasmane tavırlar almaması ve Karabağ’da gelişmelerin sağlanması gerek. Bunlar sağlanmadığı takdirde Ermenistan’la sınır açılmamalı.
- 2010 yılında Kıbrıs sorununda bir çözüm göremeyeceğiz, Ermenistan ile ilişkiler konusunda büyük sorunlar çıkacak ve soykırım meselesi adeta baskıyla bizim Meclisimizde oylanır hale gelecek.
CAN ATAKLI (Vatan gazetesi yazarı)
- Türkiye birçok olaylar yaşadı, birçok insanımızı suikastlarda kaybettik ama hiçbirinin failini bulamadık. Şimdi ortada olay yok, failler çok. Hep cekti, caktı, deniyor, dehşet yaratılıyor, olan bir şey yok.
- Dünyanın hiçbir ülkesinde, ne olursa olsun, hiçbir ordu için böyle ağır hakaretler yapılamaz. Yapılıyorsa da o genelkurmay başkanı bir cevap verir. Ama tatbikat üniformasını giyerek bir geminin üstüne çıkıp da siz benim ne demek istediğimi anlıyorsunuz şeklinde değil. Hukuken gereğini yerine getirir, bir dava açar, bir şey yapar.
- Bugün demokrat kesilenler, dün Kenan Evren’in elini öpenlerdi. Şimdi askerleri eleştiriyorlar.
- Türkiye’de bugüne dek 40 bin cenaze kaldırıldı. Hiçbirinde husumet yoktu, ne bir Kürt Türke, ne de bir Türk Kürde hakaret etmedi, taş atmadı. Ama şimdi Türkler-Kürtler oldu. Açılım yapalım ama düşman yapmayalım.
- Demokratik hak diyor Ahmet Türk, nedir diye soruyorsun, demiyor ki şuraya baraj yapılsın, kurs açılsın. Diyor ki terörist başı muhatap alınsın. O zaman iş karışıyor. 10 öğrenci arzu ederse Kürtçe seçmeli ders olabilir, önemli üniversiteler öncülüğünde Kürdoloji enstitüleri kurulabilir. Bu kararlar radikal olarak alınıp 3 günde uygulanabilirdi. Ama biz ne yaptık, en son yapılması gerekenden başladık. Kamptakileri geri getirdik.
- Bir devlet sokağına egemen olamadığı, taş atan çocukları engelleyemediği için gidip İmralı’daki adamın televizyonunu da koyuyorum, penceresini de açıyorum derse, o da açık açık, rahatım yerinde, kimse taş atmasın der. Bu devletin aczidir.
- Muhalefetin Meclis’ten çekilmesi gerek. Çekilsin de bir görelim bakalım ülkeyi, ne olacak? Çünkü ne olsa muhalefet suçlanıyor. Açılıma çelme takıyor deniyor. Muhalefet açılıma engel olmuyor, içini doldurun diyor. Muhalefet de muhalefet değil, o ayrı.
- Türkiye Batı’nın güvenliğini ve enerjisini sağlamak üzere bu bölgede konuşlandırılmış bir ülke olarak dizayn edildi.
DERYA SAZAK (Milliyet gazetesi yazarı)
- Şu anda Türkiye’de bir güçler çatışması var.
- Türkiye’nin 2010-2020’lere kadar en önemli sorunu, üreten bir ekonomi ve işsizlik. Bu yoksulluk ve işsizliğe çare bulunamazsa Türkiye’de siyasal sorunlar da aşılamaz.
- Türkiye’de her 4 gençten biri işsiz. Genç nüfusa istihdam sağlanamıyor. Şimdi her ilde üniversite var. Fakat buralardan mezun olmak artık iş hayatında garanti sağlamıyor.
- Türkiye’nin bütçesi dramatik bir çöküş yaşıyor, çok ciddi açıklar veriyor. Her yıl ekonominin yüzde 6-7 büyümesi gerek, oysa o oranlarda küçüldü. 2010 için de en iyimser tahmin yüzde 2-3 büyüme.
- 12 Eylül’ün ağır baskı rejimi Türkiye’de PKK’yı yarattı. Eskiden de Kürt hareketler vardı ama düşünsel düzeyde ifade ediliyordu. Ne zamanki siz fikirleri öldürdünüz, çocukları düşünüyor diye hapse attınız, o zaman bu noktalara geldik. Türkiye’nin utanç verici yakın tarihiyle yüzleşmezsek ortaya yeni PKK’lar çıkar.
- Bırakalım İspanya’da, İrlanda’da olduğu gibi Kürtler parlamentoda temsil edilebilsin ama silahlı mücadeleye de karşı dursunlar. Bunlar olursa bir süre sonra barışa kavuşacağız. Umutluyum.
- Türkiye artık yolunu bulmuş, rotası belli, seçimle gelenin seçimle gelenin gideceği bir ülke. Yapamayan gider. Siyasette müthiş bir hantallaşma var. Yapamıyorlarsa bırakıp genç kuşaklara yer açmaları gerekir. Muhalefete sormak lazım bu kadar uygun ortam varken bir seçim daha kaybederseniz ne olacak?
- Biz 80’li yıllarda darbeler, muhtıralar derken Avrupa perspektifini kaybettiğimiz için 30 yıla yakın bir tarihi atlamış olduk. Bir eksen kaymasından söz ediyorsak, bu 30 yıllık yanlışların sonucu. O yanlışlar bizi Avrupa’nın dışına itti.
Özetin özeti: Tarihe tanıklık eden gazeteciler, dün olduğu gibi gelecek için de fazlasıyla tedirginler...

Haberin Devamı

2009, 2010 konuşulacaktı. Açılımın ötesine geçilemedi