Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Özerk üniversite ve esnek eğitim modeli hepimizin hayali. Önceki gün yazdıklarımızla, Gül’ün dünkü açıklamaları neredeyse birebir örtüştü. Çünkü aklın yolu bir.
Gül, dün başlayan Uluslararası Yükseköğretim Kongresi’nde çok önemli tespitlerde bulundu:
YÖK ve iktidar, bakalım bu önerileri ne kadar ciddiye alacak?
İşte o konuşmadan satır başları:

Rakamlar aldatabilir
- Üniversitelerimizi, uluslararası rekabette öne geçirmenin yegâne yolu, onların farklılaşabilmeleri için akademik, idari ve mali esneklik sağlanmasıdır.
- İstanbul’daki, Ankara’daki Türkiye’nin en köklü ve uluslararası planda en tanınmış üniversiteleriyle diğer üniversiteleri aynı sistem, kural ve tedbirler içinde yönetmek ve onlara böyle hareket edeceksiniz demenin, Türk gençliğine büyük bir haksızlık olduğu kanaatindeyim.
- Üniversitelerde, departmanlar, disiplinler arasındaki geçişleri esnek hale getirmemiz gerekmektedir.
- Bir öğrenci ve öğretim üyesinin, bir yerde başladıktan sonra ilelebet orada devam edecek diye bir şey olmaması gerekir.
- Üniversitelerde fakültelerin ve bölümlerin dışında araştırma merkezleri, enstitüleri daha elastik ve özgür şekilde tanımanın gerektiğine inanıyorum.
- Önceki görevlerim gereği biliyorum. Bazen öyle araştırma merkezleri ve enstitüler açma çabası içinde oldum ve kanunlar, YÖK, hukuk, öyle engeller çıkardı ki bunlar, Türkiye’de yapılamadı. Başka ülkelerde gördüğümüz güzel örnekleri kendi memleketimizde de taşıyalım denildiğinde, ‘Bunlar asla olmaz’ denildi. Artık Türkiye’de sürdürülemeyen statükonun muhakkak değiştirilmesi gerektiğine inanıyorum.
- Bazen rakamlar ve istatistikler bizi aldatabilir, tabii ki herkesin yükseköğrenim görmesini isteriz. Bu sayının yüksek olmasını gördüğümüzde mutlu oluruz. Ama niteliği, kaliteli eğitimi kesinlikle ihmal etmememiz ve bunun farkında olmamız gerekir. Yoksa bu bizi uzun vadede aldatır ve Türkiye’ye iyilik yapmamış oluruz. Bu noktada rekabetin en önemli unsur olduğuna inanıyorum.
- Türkiye’de çok önemli yayınlar bulunmaktadır. Bu konuda büyük bir atılım var, bununla gurur duyuyorum. Ama patentler, uluslararası kaynaklardan kullanılan fonlar, üretilen yeni teknolojileri de başarı listemize koymamız, başarı ve mukayeseyi böyle yapmamız gerekmektedir.
- Vakıf üniversitelerinin sayısının çoğaldığını, bunun da teşvik edilmesi gerektiğini YÖK’e tavsiye ettim. Ama bu teşviği yaparken asla kriterlerden de taviz verilmemeli.

Uluslararası Kongre
25 ülkeden, 300 konuşmacının paralel oturumlar halinde konuşacağı kongre 3 gün sürecek. Konu başlıkları da şöyle:
Yükseköğretim Felsefesi: Tarihsel Süreç İçerisinde Yükseköğretimin Geçirdiği Evreler, Günümüzde Yükseköğretim, Gelecek Yükseköğretim Paradigması; Küreselleşme ve Uluslararasılaşma: Mega Üniversite, Cazibe Odaklılık, Mobilite, Değişim Programları, Bologna Süreci; Girişimci Eğitim, İnovasyon ve Ar-Ge Stratejileri: İnovasyon, Ar-Ge Stratejileri, Girişimcilik, Yükseköğretim Araştırmaları, Yükseköğretimde Bilgi Yönetimi; Yükseköğretimde Kalite Güvence Sistemi: Kalite Güvence Uygulamaları, Akreditasyon, Mesleki ve Yapısal Yeterlilikler, Yetkinlikler, Üniversitelerin Sıralanması; Yükseköğretim Finansmanı: Finansman Modelleri, Maliyet Hesapları, Özel Üniversite Uygulamaları; Üniversite, Toplum, Endüstri ve İş Dünyası İlişkileri: Üniversite-Sanayi İşbirliği Modelleri, Toplum Üzerindeki Etkiler, Teknokentler, Yaşam Boyu Öğrenim, Teknoloji Transfer Ofisleri, Sosyal Sorumluluk Projeleri; Üniversitelerin Yapılandırılması: Uzaktan Öğrenim, Yaşam Boyu Öğrenim, Modüler Eğitim, İnovatif Üniversite, Bilim Adamı Yetiştirme, Atama Yükseltme Kriterleri; Orta Öğretimden Yükseköğretime Geçiş: Seçme ve Yerleştirme, Orta Öğretimin Yükseköğretime Etkileri; Vakıf ve Özel Üniversiteler: Temel Sorunlar ve Yönelişler; Yükseköğretim ve Öğrenci: Öğrenci Konseyleri, Temel Beklentiler, Öğrenci Merkezli Eğitim, Sosyal Konseyler, Öğrenci Kulüpleri, Kampüs Yaşamı.

Tek kutuplu bakış!
Katılımcılar kimler bilmiyoruz. Bu kadar işin içinde olmamıza rağmen, Milli Eğitim Şûrası’na olduğu gibi buna da çağrılmadık. Ama eminiz ki farklı bakış açılarına da söz hakkı veriliyordur. Yoksa havanda su dövmenin ötesine geçilemez!..
Özetin özeti: Öyle ya da böyle üniversite sorunlarının tartışılması önemli bir aşama.