Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyanın en eski yerleşim merkezi neresi? Daha doğrusu nereleri? Başka ülkelerdeki merkezler bir yana Antakya ile Gaziantep bu konuda bir hayli iddialı. Her iki kentimiz de “en eski”nin kendileri olduğu konusunda tartışma kabul etmiyor. Tıpkı mutfak konusunda olduğu gibi.
Günümüzde girişimciliğin simge kentlerinden biri olarak öne çıkan Gaziantep’in tam 600 bin yıllık tarihi varmış. Öylesine çok medeniyetler gelip geçmiş ki tarihçiler ve turizmciler dışında, bu medeniyetleri sokakta hatırlayan bile yok.
Birecik Barajı’nın suları altında kalan Zeugma mozaikleri, bu yüz binlerce yıllık tarihi mirasın ayakta kalan en çarpıcı örnekleri. Çağdaş müzecilik anlayışıyla sergileniyor. Sizi bir anda yüz yıllar öncesine götürüyor. Keşke toprak altında kalan diğerleri de çıkarılabilse!..
Zeugma, Roma İmparatorluğu’nun Doğu’daki en son kalesiymiş. En büyük ikinci lejyon merkezi buradaymış. Fırat Nehri kıyasındaki Zeugma’dan belki şu anda eser yok ama ticari zekâları genetik olarak bugünlere kadar gelmiş.
Zeugma gibi Halfeti’nin de sular altında kalması, kentteki bir avuç aydın dışında maalesef kimsenin umurunda değil. Umurlarında olsaydı, tarihi miraslar böylesine hırpalanır mıydı!..
Gaziantep ve Antakya, yaşadıkları toprakların ve turizmin önemini yeni yeni keşfediyor. Tarihi mekânlar onarılarak butik oteller, restoranlar, alışveriş merkezleri haline getiriliyor. Korunmaları açısından bu bile önemli bir gelişme.
Tarih boyunca Gaziantep’te çok farklı uluslardan insanlar yaşamış. Farklı dinlere ait ibadet merkezleriyle her adımda karşılaşıyorsunuz. Ama önemli bir bölümü değişim geçirmiş.
Tarihi konakları gezerken, o dönemin zenginlerinin, bugünkülerden çok daha estetik anlayışa sahip olduklarını söylemek abartılı olmaz.
Gaziantep, diğer Anadolu kentleriyle kıyaslandığında şehircilik açısından bir adım önde. Bunda eski Belediye Başkanı Celal Doğan’ın büyük katkısı olduğunu seveni sevmeyeni herkes dile getiriyor.
Sedef işçiliğinin Gaziantep’te bu denli gelişmesinin hikâyesi ise şöyle:
Sultan Mahmut, azınlıkların da askere alınmaları konusunda kanun çıkarınca, Ermeni aileler, gençlerini askere göndermek yerine tavan aralarında saklamışlar. Yıllarca sokağa çıkmayanlar olmuş. İşte bu arada kuyumculuktan bakıra, sedeften ince taş işçiliğine kadar el sanatları müthiş gelişmiş.
Gaziantep farklı bir kent. İşte bu farklılığın ilginç örneklerinden biri daha:
Kelaynakların üretim ve konaklama merkezi Birecik, Gaziantep’e birkaç saatlik bir mesafede. Turizmciler, 14 Şubat’ta Birecik’e turlarlar düzenleyip kelaynaklara şükranlarını sunuyorlarmış. Çünkü, kelaynaklar, eşleri öldü mü ya da gitti mi, bir başkasıyla ortak bir yaşam sürdürmüyormuş.

Haberin Devamı

Kebap ve tatlılar
Birkaç gün arayla Antakya ve Gaziantep’i bir turist gözüyle gezince, mozaikler gibi en çok konuşulan konulardan biri de yemek ve tatlılar oluyor. Tıpkı “en eski kent” konusunda olduğu gibi yemek ve tatlılar konusunda da en iyi kendileri. Sonuç olarak her iki kent de ağız tadı konusunda Türkiye ortalamasının çok üzerinde.
Benim gördüğüm kadarıyla ise yuvalama dışında ara ve ana yemeklerde Antakya, tatlı ve kebaplarda ise Gaziantep açık ara önde. Ama Gaziantepliler Evliya Çelebi’yi kaynak gösterip “Şirin yediklerinden şirin konuşurlar” diye Antakya’yı değil, kendilerini referans gösterdiklerini söylüyorlar.
Antakya’da olduğu gibi Gaziantep’te de kentin simgesi haline gelen isimler var. Antakya yemekleri konusunda derin bir bilgiye sahip olan mühendis kökenli Sühel Budak gibi Gaziantep tarihi ve kültürü konusunda zengin bir bilgiye sahip olan Akten Köylüoğlu ile sohbet etmek büyük keyifti.

Haberin Devamı

Genç Bakış
Genç Bakış’ta bu gece Türkiye nereye gidiyor sorusuna cevap arayacağız. Işık Üniversitesi’ndeki programda konuklarımız Sinan Aygün, Yiğit Bulut ve Vural Savaş. SMS anket sorumuz ise parti kapatılmaya yönelik olacak. Sonucu şimdiden ben de çok merak ediyorum.
Özetin özeti: Ankara hapşırdı mı, Türkiye nezle oluyor. Son gezide buna bir kez daha şahit oldum.