Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye çağ atlıyor diyenler yanılmıyor. Ortada onlarca örnek var. Örneğin, elektronik kayıtlar. İnternete giriyorsunuz, TC kimlik numaranızı yazıyorsunuz, MEB, öğrenime yeni başlayacak çocuğunuzu, evinize en yakın okula yerleştiriyor.
Kâğıt üzerinde müthiş bir proje. Duyanlar helal olsun diyor. İşte dün ajansların geçtiği haber:
“2009-2010 eğitim-öğretim yılı için ilköğretim okullarına 1 milyon 283 bin 643 çocuk evlerine en yakın okullara yerleştirildi. Sistemde herhangi bir okulun kayıt alanıyla ilişkilendirilemeyen 31 bin 305 çocuk bulunduğu, bu çocukların adres tanımlamalarının yapılarak kayıtlarının gerçekleştirileceği bildirildi.
Veliler, çocuklarının yerleştirildiği okulu ve adresini, Milli Eğitim Bakanlığının www.meb.gov.tr internet adresinden, çocuklarının T.C. kimlik numaralarını yazarak öğrenebilecekler. Ayrıca yöneticiler, okullarına kaydedilen öğrenci listelerini ilan edecekler. Veliler ek herhangi bir işlem yapmadan okullar açıldığında çocuklarını okula gönderecekler.
Adres değişikliği olan ancak kayıtları farklı okullara çıkan çocukların durumları okul yönetimleri tarafından değerlendirilecek. Bu çocuklar nakil yoluyla yeni adreslerindeki okullara kaydedilecek.
Bugünden sonra oluşan değişiklikler (yurtdışından gelme, nüfus cüzdanını yeni çıkarma, yeni okul açılması, okul kapatılması) adres bilgileri doğrultusunda il/ilçe öğrenci yerleştirme komisyonu tarafından e-okul sistemine eklenecek.
Herhangi bir nedenle kaydı yapılmayan çocukların durumları, velileri tarafından ilçe nüfus müdürlüğüne adres tanımlaması yapıldıktan sonra okul yönetimleri tarafından kayıt işlemleri gerçekleştirilecek.
Şehit ve muharip gazi çocukları ile özel eğitime ihtiyacı olanların, nakillerini istedikleri okullara yapılacak.
Özel ilköğretim okullarına kayıt yaptırmak isteyen öğrencilerin nakilleri okul yönetimleri tarafından adres uygunluğu kontrolü yapılmadan gerçekleştirilecek.
Nakiller, 2009-2010 eğitim-öğretim yılı birinci döneminin e-okul sisteminde açılmasından sonra gerçekleştirilecek.”

O kadar kusur...
Kâğıt üzerinde müthiş olan her proje gibi bu projede de mini minnacık kusurlar yok değil! Örneğin Kartal’da oturan birini Ataköy’de bir okula göndermek gibi.
Herkesin evine en yakın okula gitmesi öteden beri savunduğumuz bir sistem. Ama öylesine abartıldı ki ne oluyor demek zorunda kaldık. Örneğin, A okulunda ablası olan bir öğrenci, o okula gidemiyor. Aynı şekilde, bir okulda öğretmen olan veli de çocuğunu o okula yazdıramıyor. Ya da işyeri, okulun hemen yanında bulunan aileler de o okula çocuğunu gönderemiyor. Daha uç örnekler de var. Örneğin ikametgâh kayıtları yenilenmediği için eski mahallesindeki bir okula gönderilenler gibi.
Peki yapılanların ne kadarı doğru? Ne kadarı yanlış?
Doğru olan şu: Servislere harcanan para civardaki okullara harcansa, onca yol boşuna kat edilmez. Yanlış olan ise, çok kesin hatların konulması. Örneğin kardeşlerin ayrılması, örneğin okul öğretmeninin kendi çocuğunu aynı okulda okutamaması ya da bir annenin çalıştığı işyerinin yanı başındaki bir okula çocuğunu gönderememesi.
İstismar edildiği söyleniyor. Haklılar, ama birileri istismar edecek diye gerçek hak sahiplerini mağdur etmek de ne kadar doğru?
Eğer bu sistem bu şekilde devam ederse, bir süre sonra iyi okulların çevresinde yine yığılma olacaktır. Kirada olan veliler o okulun çevresine taşınacak, kendi evi olanlar da ya evlerini satıp oradan yeni bir ev alacaklar ya da bir süreliğine o bölgeye taşınacaklardır.
En çok merak ettiğim konu ise bağışlar. Eskiden farklı bölgeden gelen veliler okula yüklü bağış yapıyor, devletten yeterli kaynak almayan müdür ya da okul aile birlikleri de o bağışlarla okulu ayakta tutuyorlardı. Şimdi değirmenin suyu kesilecek.
Bakalım bu boşluk nasıl doldurulacak? Sorunu çözdük derken umarız yeni sorunlarla karşılaşmayız...
Özetin özeti: Türkiye genç nüfusu sayesinde Bilişim Çağı’nı en hızlı yakalayan ülkelerden biri. Ama altyapı mükemmel olsa da yetmiyor. Kafaların da değişmesi gerekiyor...