Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hemen her konuda herkes bir şeyler söylüyor, birileri de onları ciddiye alıp fikir yürütüyor.
Bunların en başında da fütüristler ve onların ne dediğini merakla bekleyenler geliyor.
Fütüristler ve onlara inananlar, geleceğe yönelik ahkâm kesmeye bayılıyor.
Tıpkı derbi öncesi spor yazarları gibi hayalde sınır tanımıyorlar.
Maç bitip de sonucun hiç de kendilerinin öngördüğü gibi olmadığını hatırlattığınızda ise kabahatli hep başkalarıdır!..
Dünyamızın geleceği üzerine çalışmalar yapan The World Future Society, Eylül-Ekim 2013 tarihli raporunu “gelecekte yok olacaklara” ayırmış. Ayrıca çok sayıda uzmanın yorumuna da yer vermiş.
O ünlü uzmanlara göre, önümüzdeki 15 yıl içinde, bizleri çok büyük değişiklikler bekliyormuş.
Örneğin, okulsuz ve öğretmensiz bir eğitim modeli ön görüyorlarmış!..
İşte o öngörülerden bir kaçı:
- Dünyanın her yerindeki gençlere “öğretmensiz eğitim” imkânı sunulacak.
- 2030’da okuldaki derslerin yüzde 90’ı internet üzerinden yapılacak.
- Eğitim, öğretmekten rehberlik yapmaya doğru bir evrim gösterecek.
- Anında çeviri imkânı sunan akıllı cihazlar sayesinde dil engelleri ve kültürel sınırlar ortadan kalkacak...

Yine uçmuşlar!
Ekonomistlerin, mühendislerin, sanatçıların ve daha pek çok kesimin eğitimi anlamalarını beklemek hayalcilik olur. Onlar için insan çoğu zaman bir makine, rakam ya da objedir. Bu yüzden eğitim ve öğretime yönelik öngörüleri hep yanıltıcı olmuştur. Yine öyle olacaktır. Yani Aristo’dan bu yana binlerce yıldır olduğu gibi eğitim yine yüz yüze ve öğretmenle olacaktır...
Bilimdeki son 80 yıllık gelişmenin, binlerce yıl kat edilen yoldan çok daha fazla olduğunu hepimiz çok net görebiliyoruz. Önümüzdeki yıllarda hayal boyutlarını aşan noktalara geleceğini de yine çok rahat söyleyebiliriz. Ama insan, aradan binlerce yıl geçse de, dünyanın neresinde olursa olsun hep aynı insan. Egosu, tutkuları ve bencilliği ile değişse de çok az değişti. Hele hele çocuk, dünden bugüne, bugünden yarına hep aynı kalmaya devam edecek...
Eğitim ve öğretimi iki aşamalı olarak ele almak gerekir. Öğrenmeyi her koşulda her türlü materyalle gerçekleştirebilirsiniz. Bu dün kara tahtaydı, bugün tablet yarın da çok daha farklı argüman olabilir.
Peki ya eğitim?
Yani insanın ruhuna nasıl ulaşabileceksiniz, sosyalleşmeyi nasıl sağlayacaksınız, en önemlisi de ortak havayı nasıl soluyacaksınız?..

Teknoloji her şey mi?
Radyo, televizyon daha sonra da internet yaygınlaştığında, gazetelerin yok olacağı çok yazılıp çizilmişti, hâlâ da bu konuda iddialı olanlar var. 2000 yılı için, 20-30 yıl öncesinde yapılan öngörülere bakın yeter!..
Son yıllarda benzeri öngörüler, eğitim için yapılmaya başlandı. Akıllı tahtalar, internet, tablet, video-konferanslar, dijital kitaplar, skp ve benzeri sistemler geliştikçe önce eğitimi dört duvar arasından kurtardılar sonra da öğretmeni çöpe attılar...
Peki, eğitimde çağ atlandı mı?
Yani dün olan ne varsa terk edilip yeni bir yol, yöntem mi belirlendi?..
Evet demek mümkün değil.
Elbette, önemli açılımlar gerçekleşti ama hiçbirisi ne öğretmenin yerini aldı ne de öğretim kurumlarının...
Örneğin Harvard, Boğaziçi, ODTÜ sanal ortamda eğitim verse - ki verenler var- aynı etkiyi yaratıyor mu?
Ya da Milliyet internet, Milliyet adını, birikimini ve havasını taşımasa aynı etkiyi yaratır mıydı?..
Bilimin ve teknolojinin önemini fazlasıyla kavrayan ve bu konuda yüzlerce yazı yazan birisi olarak, kesinlikle farklı bir şekilde algılanmak istemeyiz. Hele hele bilim ve teknoloji karşıtı olan birisi olarak!..
Sadece insanı insan yapan değerleri yok sayan bir eğitim sistemine karşıyız o kadar...

Bütünleştirici eğitim
Bilim ve teknolojideki gelişmelerin uzağında kalan bir eğitim anlayışının bugünün çocuğunu ve gencini yakalamayacağını en iyi bilenlerdeniz. Ama sosyal medya tutkunu gençlerin, dijital öğrenmeye ne kadar karşı olduklarını da çok iyi biliyoruz. İşte bu noktada, öğretmenlerle mühendislerin çok daha fazla mesai harcamaları gerekiyor. Tıpkı tıpta olduğu gibi. Onlar bu işi çoktan çözdüler. Hem de mükemmel bir şekilde. Darısı bizimkilerin başına.
Özetin özeti: İnsani değerleri kaybettirmeyen her türlü gelişmeye evet. Özellikle de eğitimde!..