Abbas GÜÇLÜ
İYİ ki Ankara'da hakimler var. Onlar da olmasa, beceriksiz politikacı ve bürokratların yaptığı yanlışlar, milyonlarca insanın kaderini etkileyecek.
Anayasa açık açık,
"hiç kimsenin öğretim hayatı engellenemez" derken, ÖSYM'nin üniversite giriş sınavlarına sınırlama getirmesinin mantığını anlamak mümkün değildi. Yanlış hesap,
Danıştay'dan döndü. Şimdi bu kararı alanlar, hiçbir şey olmamışçasına, o sıcak koltuklarında hala nasıl oturabiliyorlar?..
Katsayı yanlışı da, tıpkı
"sınırlama" gibi temyizde düzeltilecektir.
Anayasa açık açık,
"hiçbir kişiye, zümreye eğitimde öncelik tanınamaz" diyor. Durum böyleyken, eski mezunların hakkını yiyip, yeni mezunlara fazladan 25, 30 puan vermek, resmen Anayasa'yı ihlaldir. Buna da değil ÖSYM ve YÖK, kimsenin gücü yetmez.
Adaylardan çoğu hala farkında değil ama bu farklı katsayı uygulaması, eski mezunların kazanma şansını yüzde 80, 90 oranında azaltacak. Binde bir puanın bile çok önemli olduğu, bir puanda ortalama 10 bin kişinin değiştiği ÖSS ve ÖYS'de, eski mezunları, 25, 30 puan geriden yarışa sokmak, ne hukuki, ne de ahlaki kurallara uyar.
ÖSYM ve YÖK, temyiz hakkını beklemeden, ileride daha fazla utanmamak için bu katsayı yanlışını düzeltmelidir.
Bu konuda, okul ve dershane yöneticilerine de büyük sorumluluk düşüyor. Öğrenci ve velilerin pek çoğu hala farklı katsayı uygulamasından haberdar değil ve kimse de onları uyarmıyor. Okul ve dershaneler bu konuda değil de, hangi konuda adayları uyaracak! Bırakın uyarmayı, öğrenciler adına hukuki takibi de onların yapması gerekir. Ama nerde? Birkaç dershane ve okul dışında öğrencilerle ilgilenen yok gibi...
Mahkemelerin düzelttiği bir başka konu ise lise birinci sınıf öğrencilerinin mağduriyeti. Asli görevi, çocuk ve gençleri sokaktan kurtarmak olması gereken Milli Eğitim Bakanlığı, şimdi işi gücü bırakmış, mahkemenin düzelttiği yanlışı yeniden bozmak için elinden geleni yapıyor. Söylenecek tek laf var: Yazıklar olsun.
Bu arada veli ve öğrencilerin ayladır beklediği, 8 yıllık eğitim sonrasında liselere nasıl bir geçiş yapılacağı sorusu nihayet açıklığa kavuşuyor. Bakan ve müsteşarın bu hafta içinde yapacağı açıklama ortalığı bir hayli karıştıracağa benziyor. Sızan bilgilere göre, Anadolu liseleri, kolejler, fen liseleri ve meslek liselerine, ilköğretimdeki başarı ortalaması ve diploma derecesine göre öğrenci alınacakmış. Avrupa, ABD, Japonya gibi eğitim standartının ülke genelinde aynı olduğu ülkelerde bu yöntem uygulanabilir. Ama, bırakın Doğu ile Batı arasındaki farkı İstanbul'un birbirine komşu iki ilçesinde bile çağ farkı varken, bu yöntem nasıl uygulanabilir ki?..
Yazara Email A.Guclu@milliyet.com.tr
