Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Öğrenmenin en iyi yolu oyun diyenler de var, oyunu boşa harcanan zaman olarak görenler de...

Hatta bir adım ötesine gidildiğinde, dijital oyunların çocuklarımızı zombileştirdiğini iddia edenlere de rastlamak mümkün!

Peki, doğru olan ne?

Daha da doğrusu, oyun sadece oyun mu?..

Oyun, insanoğlunun var olduğu ilk günden bu yana hep vardı, olmaya da devam edecek.

Dönemin özelliklerine göre, araçlar hep değişse de özü aynı.

Taş devrinde taşla oynandı, dijital çağda da bilgisayarla, mobil telefonlarla, tabletle oynanıyor...

Haberin Devamı

Körebe, çelik çomak, saklambaç, beştaş, yakar top, seksek, çatlak patlak, birdirbir, ip atlama, bezirgânbaşı, mendil kapmaca, ortada sıçan, istop, uzun eşek, misket, topaç çevirmece, çelik çomak, hemen hepsi bir dönemin çok popüler oyunlarıydı, bugün ise bırakın oynamayı, ismini bile hatırlayan yok!..

Oyun nedir?

Oyunun, çocuğa hem deşarj hem de şarj edebilecek bir güç verdiğini söyleyen bilim insanları, oyunu şöyle tarif ediyor:

Oyun, çocuğun kendi hızında, kendi izinde, ilerleme yoludur, özgürlüğünü, özgünlüğünü kullanıp, geliştirebileceği gelişimsel bir yolculuktur. Çocuk oyun sırasında kendi kendine kalma fırsatı bulur, düşünür, dokunur, yapar, dener, bozar, kullanır, hareket eder, alır, verir, bekler, dinler, konuşur, gözler, iletişim kurar, taklit eder, hayal kurar, yaratır, üretir. Yani varoluşunu gerçekleştirir, kendini inşa eder adeta ve asıl değerli olan, bunu kendi isteğiyle yapar. Çocuklar için oyun oynamak anadillerinde konuşmak gibidir...

Sedat Çolak ise Yörük Oyunları kitabında, oyunları anlatırken bakın ne diyor:

“Yörükler, her türlü tehlikeye karşı mücadele ederken oyunların değerini çok iyi anlamışlar ve oyunları geleneksel bir beden eğitimine ve terbiyeye dönüştürmüşlerdir. Örneğin, düşmana karşı her daim hazır ve güçlü olmak için ‘aksır’ oyununu geliştirmişlerdir. Aksır oyunun temeline inildiğinde, bir savaş tatbikatı olduğu anlaşılmaktadır. Oyun, kaleyi savunan ve kuşatanlar arasındaki güç mücadelesinden başka bir şey değildir.

Börü oyunundaki davranışların temelinde de doğal hayattaki bir gerçeğin taklidi göze çarpar. Oyun sürüye saldıran kurtlarla, koyunların mücadelesidir. Yörüklerin, düşman ve tabiatla mücadele ederken, bu oyunların hayatta kalma mücadelesine göre şekillendiği görülür. Yörük oyunlarının çoğunda insan zekâsı, insan bedeni ve hareket sisteminin gücü, insan metabolizmasının kapasitesi, disiplin, tahammül sınırlarının zorlanması, kurallara uymak üzerine bir yarışma söz konusudur...”

Haberin Devamı

Dijital yarış!

Yörüklerin Orta Asya’dan günümüze taşıdığı oyunlardan pek çoğu şimdi yok, çünkü artık fiziki olarak güçlü olanın yaşadığı bir dünya değil kodlamayı en iyi bilenlerin yaşadığı dijital bir dünya var.

Dünyanın süper güçleri arasındaki klasik savaşların yerini artık siber savaşlar aldı.

Güç artık tankı, uçağı, arabayı üretende değil, onun beynini yani yazılımını kodlayanda!

Bugünün dünyasında ekonominin en tepesinde yüzlerce yıllık kurumlar değil, son 20 yılda ortaya çıkan dijital şirketler var.

Bankacılık ya da enerji sektörünü çökertmek için bir virüs yetiyor da artıyor.

Haberin Devamı

Yani koyun ile kurt arasındaki mücadelenin yerini saldırgan hacker’lar ile koruyucu virüsler aldı.

Geleceğin liderliğine oynayan Çin, Amerika, Hindistan arasındaki en büyük mücadele bu yönde.

Hafta sonu, izlediğim bir belgeselde, İran nükleer gücünü etkisiz hale getirmek için muhtemelen ABD ya da İsrail tarafından geliştirilen bir dijital virüsün sistemi nasıl çökerttiğine yönelik görüntüler ve birinci ağızdan değerlendirmeler vardı. Ürktüm. Ama dünya oraya gidiyor! İşte bu yüzden, muhtemelen bugünün oyunlarına da hep bu konular damga vuracak.

Neden mi? Çünkü çocuklarımız artık sokakta değil, ekran başında.

Özetin özeti: Dün için okuryazarlık ne ise yarın için kodlama o olacak! Yazılım eğer gelecek ise onu bir yerden yakalamamız gerekiyor. Yarın başlayacak Büyük Oyun bu konuda atılacak bir ön adım olacak.