Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İstanbul ve Anadolu Üniversitesi'nde 10 Aralık'ta rektörlük seçimi var. Cem'i Demiroğlu ve Yılmaz Büyükerşen, iki dönemden fazla rektörlük yaptıkları için Celal Erçıkan'ın açtığı dava üzerine aynı gün koltuklarına veda etmişlerdi. Kış ortasında diğer üniversitelerden farklı bir tarihte seçim yapılmasının nedeni bu...
İstanbul Üniversitesi'nde Rektör Alemdaroğlu'nun karşısına tıp eski dekanı Mesut Parlak'ın dışında henüz ikinci bir aday çıkmadı. Oysa Eskişehir'de Rektör Ataç'ın karşısında daha şimdiden üç aday var. Dördüncüsü de bekleniyor.
İstanbul Üniversitesi'ndeki iki adaylı seçim, akademik kulislerde farklı şekillerde yorumlanıyor. Aday sayısının azlığını, kimileri demokratik ortamın bulunmaması şeklinde yorumlarken, kimileri de muhalefetin oyların parçalanmaması için Alemdaroğlu'nun karşısına tek adayla çıktığı şeklinde değerlendiriliyor.
Her iki üniversite de Türkiye'nin en önemli yükseköğretim kurumlarının başında geliyor. Birisi en köklüsü, diğeri ise 600 bini aşkın açıköğretim öğrenciyle sadece Türkiye'nin değil dünyanın en kalabalık üniversiteleri arasında yer alıyor. Seçimlerin önemli olması bu yüzden...

Anadolu Üniversitesi, 40. yılını önceki yıl kutladı. Kurucusu Orhan Oğuz. Adını, şu anda Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Yılmaz Büyükerşen'le duyurdu. Ondan sonra Akar Öcal'la dört yıllık içine kapalı bir dönem yaşadı. Bir önceki seçim, sanki bu kapalı döneme bir tepkiydi. Engin Ataç, yüzde 25, 30 oyla rektör seçilenlerin bulunduğu bir ortamda yüzde 70'in üzerinde bir oy alarak rektörlük makamına oturdu.
Ataç, şimdi yeniden aday. En büyük rakibi de yine kendisi. Her ne kadar üniversite en önemli akademik gelişmeyi onun döneminde gerçekleştirmiş olsa da yüzde 70'lik oy oranının altına inmemesi gerekiyor. Hani bir söz var: Zirveye çıkmak değil, orada kalmak önemli olan diye. İşte Ataç'ın durumu tam öyle.
En yüksek oyla rektör seçilen kişiydi. Bakalım şimdi, en yüksek oyla seçilip, yine en yüksek oyla rektör kalmayı başaran kişi olacak mı?
Ataç'ın bu konuda hiç şüphesi yok. Dört yıl öncesine göre çok daha avantajlıyım, çünkü yaptıklarım ortada diyor. Peki neler yaptın sorusuna ise sayfalar dolusu cevap gönderdi. Üniversiteye yönelik hizmetlerinin yanı sıra tüm ülkeyi ilgilendiren çalışmaları var ki, eminim bu yaptıkları kamuoyundan olduğu kadar arkadaşlarından da destek görecektir.
Neleri başardığına bir göz atalım:
İkinci üniversite projesiyle, halen bir üniversitede öğrenim gören ya da mezun olanlara, açıköğretim yoluyla sınavsız ikinci diploma olanağı sunuldu. Büyük ilgi gördü.
Türkiye'nin en fazla ihtiyaç duyduğu İngilizce ve okul öncesi eğitim öğretmenliği konusunda MEB'le işbirliği yaparak her yıl için 5 bin öğrencilik kapasite yaratıldı.
Açıköğretim'in bazı bölümleri internet üzerinden eğitime geçti. İki yıllık Açıköğretim öğrencilerine, örgün üniversitelere dikey geçiş olanağı sağlandı. Aynı şekilde üniversitelerin iki yıllık bölümlerini bitirenlere de Açıköğretim'de lisans tamamlama olanağı gerçekleşti.
Meslek liselerinin bazı bölümlerinden mezun olanlara sınavsız Açıköğretim fırsatı verildi. Ayrıca Açıköğretim'le ilgili daha pek çok ilke imza atıldı.
İngilizce hazırlık sınıfı konuldu. Akademik performans zıplama yaptı, uluslararası saygınlığı arttı...
Özetin özeti: Eskişehir'de ciddi bir sınav var. Sonucu hep birlikte göreceğiz. İÜ ve AÜ'deki diğer adayları da elbette dinleyeceğiz!..