Sakarya Üniversitesi, ülkemizin, özellikle de mühendislik alanında her daim ilk 10’a giren seçkin üniversi-telerinden biri. Dünden bugüne gelen tüm rektörler kalite konusunda çok duyarlı ve neredeyse tüm bölümleri bu konuda uluslararası kurumlar tarafından akreditasyon almış durumda. Bu yüzdendir ki YÖK, en önem verdiği bu konuda, bu işin patronluğuna, Sakarya Üniversitesi’nin bir önceki rektörü Muzaffer Elmas’ı getirdi.
Her yıl olmasa da iki üç yılda bir Sakarya Üniversitesi’ndeki gelişmeleri yerinde görmek için üniversitemizi ziyaret eder, bu arada, yönetim ve öğretim kadrolarının yanı sıra öğrencilerle de uzun uzadıya sohbet ederiz.
Dün, gün boyu, yine keyifli bir ziyaret gerçekleştirdik. Yeni Rektör Fatih Savaşan ve ekibi de eminiz ki devraldıkları bayrağı en tepelere tırmandıracaklardır...
Öğrenciler ülkemizin en güzel kampüslerinden birine sahip oldukları için şanslılar ve bunun da farkındalar. Özgür bir ortam ve donanımlı bir altyapı olduğu için kendisini en iyi şekilde yetiştirmek isteyenler fazlasıyla memnun. Ama öğrencilerin genelinde, hemen her yerde olduğu gibi gelecek endişesi var. İşsizlik, üzerinde durdukları konuların en başında geliyor!..
Öğrencileri önce biraz suskun gördüm ama sonra açıldılar. Üniversitenin ikiye bölünmesi ise kime ne kazandıracak bunu zaman gösterecek!..
Önce iyi insan
Eğitimin onlarca hedefi var. Bunların en başında da iyi insan, iyi yurttaş yetiştirmek geliyor. Eğer bunu gerçekleştiremiyorsanız, gerisi teferruattır.
Çok iyi doktor, mühendis, öğretmen ya da yargıç yetiştirseniz bile, eğer onları milli, manevi ve evrensel değerlerle en iyi şekilde donatamamışsınız bir eksiklik var demektir.
Bizim eğitim sistemimiz sınav odaklı olduğu için diğer tüm değerler bir yana itilip, sadece sınav başarısına kilitlendik.
Eğer bir okulun sınav başarısı iyi ise o okul iyi okul, değilse o okulun önünden bile geçmemek gerekir. Öğrenci, öğretmen ve dersler için de durum farklı değil.
En çok kazandıran öğretmen iyi öğretmen, en yüksek puan alan öğrenci iyi öğrenci, sınavda en çok soru sorulan ders de en önemli ders mantığının ötesine geçmediğimiz sürece, kafamızı duvarlara vurmaya devam edeceğiz...
Demokrasinin tarifi
Şu günlerde yaşanan tartışmaların en başında demokrasi kültürü geliyor. Öylesine garip bir noktaya geldik ki neredeyse her birimizin demokrasiden anladığı şeyler çok farklı...
İşte bu yüzden, iyi insan, iyi demokrasi, milli, manevi ve evrensel değerler konusuna müfredat programlarında çok daha fazla yer vermeliyiz. Anayasa ve yasaların yanı sıra hukuk kavramının önemini tüm çocuklarımıza içselleştirmeliyiz.
Vatandaşlık hakkı, demokratik kurallar, hukuk, seçme ve seçilme koşulları nerede başlıyor, nerede bitiyor? Tüm bunları bir sınav sorusu olarak değil, bir yaşam biçimi olarak çocuklarımıza kazandırmalıyız. Yoksa şu an içerisinde bulunduğumuz sıkıntıların daha fazlasıyla yüz yüze gelebiliriz ki bunun da hiç ama hiç kimseye, özellikle de ülkemize zerre kadar bir yararı olmaz!
Özetin özeti: Mutlu bir ülke için vatandaşlarımızın mutlu olması gerekiyor ki bunun yolu da evrensel değerlerle donatılmış eğitimden geçiyor!..
