Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Milyonlarca öğrenci yarıyıl tatiline hazırlanıyor ama sınavlara hazırlananlar için dur durak yok! Hatta tatilde, hızlandırılmış kurslara giderek tempoyu daha da artırırlarsa hiç şaşırmamak gerekir...

Liselere girişte görünen o ki taşlar henüz yerli yerine oturmadı. Oturması da zor görünüyor.

Üniversiteye girişte de durum farklı değil. Adaylar hâlâ önlerini göremiyor, sorularına cevap bulamıyor.

Bakan Yılmaz, ödevsiz tatil müjdesi verdi!

Bu konuda topu öğrencilere atmak ne kadar doğru?.. Teknolojik bağımlılık konusunda yaşanan tedirginliğe, sonuna kadar katılıyoruz ama herkesin eline tablet veren MEB değil miydi?

Haberin Devamı

Hangi lise?

Hemen her konuda olduğu gibi, eğitimde de kafamız karışık. Hem de karmakarışık!

Berraklaşacağı da yok gibi!

Niye mi? Yapılan açıklamalara bakın yeter!

Sınavla öğrenci alan “Nitelikli Okullar” listesi hâlâ açıklanmadı!

Belli ki belirlemekte zorluk çekiliyor.

O listeye girmeyen kendini adeta aşağılanmış hissedecek. Bu yüzden listeye girmek için her yönden yoğun baskı var.

Nitelikli okuldan vazgeçip, “Proje Okullar”a dönüldü ama o da tutmadı. Çünkü bazılarının yüzlerce yıllık geçmişi var ve proje sıfatı kendilerine hiç yakışmadı.

Şimdi “Sınavla Öğrenci Alan Okullar” tanımlaması kullanılıyor ama bu da uzun ömürlü olmaz.

Sanki sınavla öğrenci alan okullar iyi, diğerleri kötü algısı yaratıyor ki bu hiç kimseyi mutlu etmez.

Listelerin gecikmesi biraz da bu yüzden.

Hemen her okul o listeye girmek istiyor ve emin olun liste çok kabaracak!..

Müjde mi, popülizm mi?

Gelelim ödev konusuna.

Verilmeli mi, verilmemeli mi?

Verilmesin diyen alkışlanıyor.

Peki, ödevden ne anlıyoruz?

Hemen her şey, ödev kapsamına da girebilir, hiçbir şey ödevden de sayılmayabilir.

Aşırı ödeve elbette hayır ama verilen bilginin pekişmesi için ödev de eğitimin olmazsa olmazlarından biridir.

Dozunu ayarlayacak olan da herkese ortak reçete yazan Ankara değil, bizzat o dersin öğretmenidir.

Ankara’nın ödeve karışması, eğitimin özüne aykırıdır!..

Bırakalım, hangi öğrenciye nasıl ve ne kadar ödev verileceğine biz değil, öğretmenler karar versin!..

Haberin Devamı

Eyvah, eyvah!

Dijital bağımlılığa çağımızın belası diyebiliriz.

Nerede başlıyor, nerede bitiyor, daha da önemlisi, nasıl bir mücadele gerekiyor?

Henüz hiçbir ülke bu konuda kesin başarıya ulaşabilmiş değil.

Dijital teknoloji üreten ülkeler en azından çok daha bilinçliler.

Hiçbiri öğrencilerine tablet dağıtmazken, biz dağıttık!

O ülkelerin hiçbirinde ekran başında geçen süre ve mobil telefonla konuşma birkaç saati geçmezken, biz hepsini ikiye, üçe katlayarak rekorlar kırdık.

Dijital teknolojiyi, bilgilenme ve öğrenme amaçlı kullanmanın ötesinde, hemen her alanda adeta dejenere ettik.

Yeşilay’ın, mücadele edilecekler listesinin en tepesine dijital bağımlılığı alması boşuna değil.

Dijital teknolojiye sonuna kadar evet ama dijital akıl ve dijital kültür oluşturmadan, herkesin eline kontrolsüz bir şekilde teknolojinin son nimetlerini vermeye hayır!

Daha doğrusu, bu konu enine boyuna tartışılmalıdır...

Özetin özeti: Popülizmden ne zaman vazgeçip gerçeklerle yüzleşeceğiz?..