Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abbas GÜÇLÜ

HER yeni gelen hükümetin şok programlar açıkladığı gibi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın kaşarlanmış bürokratları da, her yeni gelen bakanın önüne, özel öğretim reform paketi koyar.
Eğitimi, arada bir, o da çeşni olsun diye gündemlerine alan bizim meslektaşlar da, altın bulmuş gibi bu yıllanmış paketi alıp manşetlerinden "özel okul devrimi" diye yutturmaya çalışırlar.
15 yıldır eğitimin değişmeyen iki gündem maddesi var. İlki "YÖK kanunu değişiyor" balonu, ikincisi de "özel okullar yasası sil baştan yeniden ele alınıyor" kandırmacası. 12 Eylül'den sonraki bütün bakanların önüne, bu yasal değişikler için "devrim paketleri" geldi. Ama hiçbiri de hayata geçemedi, çünkü altyapıları yoktu.
Hürriyet'in dokuz sütuna manşetten verdiği habere göre, Milli Eğitim Bakanlığı özel okulları teşvik için yasa tasarısı hazırlıyormuş. Ama, herhalde bu gelişmelerden bakanın haberi yok ki, geçen hafta özel okul sahipleriyle yaptığı toplantıda, teşvik isteyenlere "Bizim 8 yıl için daha fazla yardıma ihtiyacımız var. Siz bize yardım edin" önerisinde bulundu.
Özel okul sahiplerinin kafasından geçenleri, "özel okul devrimi" diye topluma dayatmak ne kadar doğru? Daha bakana, Bakanlar Kurulu'na, Başbakan'a, TBMM'ye sunulmamış bir taslağı, "oluyor" gibi göstermek, gazetecilik etiğiyle ne kadar uyumlu?..
Devletin eğitim yükünün altından tek başına kalkamadığı herkesin malumu. Özel okulların yüzde 1.5'luk gülünç oranının, en az yüzde 10'a yükselmesi, kesinlikle gerekli. Ama devlet kesesinden değil!
Türkiye'deki tüketim çılgınlığına bakıldığında, yüzde 10'luk oranı yakalamak hiç zor değil. Ancak parası olanlar, bedava okul varken, neden özel para harcayalım anlayışında. Yapılması gereken, devlet parasıyla bu oranı suni olarak şişirmek değil, veli ve girişimcilere, eğitimin de, para yatırılması gereken önemli bir sektör olduğunu anlatmaktır.
Özel okulcular, "devletten ne koparsak kardır" gibi yanlış bir mantığın peşinde koşturacaklarına, veliyi ikna yolunu seçselerdi, bugün olduğu gibi iflas noktasına gelmezlerdi.
Kumarhanelere varıncaya kadar her sektörü destekleyen devlet, elbette özel öğretimi de desteklemeli. Ama bu özel okul sahiplerinin cebine para koyarak değil, akılcı tedbirlerle olur. Örneğin, KDV'yi kaldırılabilir, örneğin kolejlerin karşına Anadolu liseleri açmaktan vazgeçip haksız rekabet ortamı yaratmayabilir.
Okuma çağındaki 10 milyon çocuğa, öğretim olanağı sağlayamayan, sınıf mevcutlarını 100'den 90'a indiremeyen, ikili öğretimden tekli öğretime geçemeyen, karda kışta okullarının bacasını tüttüremeyen bir devlet, özel üniversitelere olduğu gibi, kolejlere de trilyonlar akıtamaz.



Yazara Email A.Guclu@milliyet.com.tr