Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üniversiteye girişte neredeyse tüm kurallar, tüm testler kaldırıldı.

İsteyen istediği yere girebilecek.

Yeter ki barajı aşacak kadar Türkçe-Matematik yapın!

Örneğin iki yıllık meslek yüksekokulları için ne Sosyal Bilimler söz konusu ne de Fen Bilimleri!

Lisans bölümleri için de durum farklı değil!

Pek çok bölüme girmek için pek çok dersin adı bile yok!

Peki, bu, adaylara özgürlük mü getiriyor yoksa herkese mavi boncuk mu dağıtıyor?

Daha da önemlisi, adaylar, üniversiteye girmeden önce, gireceği alanla ilgili belirli bir yeterliliğe sahip olmalı mı yoksa o yeterliliği üniversitede mi kazanmalı?

Haberin Devamı

Yeni sınav sistemi kimileri tarafından “İşte ne güzel, herkese, her alanda okuma özgürlüğü sağlıyor” şeklinde alkışlansa da, kimileri tarafından da “Fen ve sosyal bilimlere darbe” olarak nitelendiriliyor.

MEB ve üniversitelerin bu konuda sessiz kalmaları ise çok ilginç!

MEB, “Benim onca dersimi niye ciddiye almıyorsunuz?” diye YÖK’e hesap sormazken, düne kadar “Öğrenciler bize çok zayıf” geliyor diyen üniversitelerin, temel bilimlerin YÖK tarafından adeta yok sayılmasına seyirci kalmaları dikkat çekiyor!

Peki, yurt dışında durum ne?

Çok farklı örnekleri var ama onlar ta en başından beri ne yaptıklarını biliyorlar, biz ise esen rüzgâra göre şerbet veriyoruz!

Sorun da zaten bundan kaynaklanıyor!

İşkence bitsin

Maç ortasında kural değiştirilmez denildi ama tüm sistem altüst edildi.

O yetmezmiş gibi öğrenci ve velilerin kimyası bozuldu, sosyal bilimler öğretmenleri de yıl ortasında kapı önüne konuldu.

MEB bu konuya bir şekilde dur demeli.

TEOG ve üniversiteye girişte ne yapılacaksa bir an önce yapılmalı ve bu tartışma sona ermeli.

Ya da tümüyle gelecek yıla erteleyip, yıl boyunca tartışılmalı.

Yeni üniversite sınavı dikiş tutmuyor, bir taraf düzeltilirken, diğer taraf patlıyor ve üzerinde ne kadar düzenleme yapılırsa yapılsın, hiç kimseyi tatmin etmeyecektir.

Umarız, aceleye getirilen yeni TEOG da ona benzemez.

Yaşanan tedirginlik öyle böyle değil, iki gözü çeşme ağlayanlar, sadece öğrenci, veli ve işsiz kalan öğretmenler değil, yakınları da onlarla birlikte kahroluyor.

Haberin Devamı

Ne olur artık şu işkence sona ersin.

Sınavların ne ülkeye, ne eğitime, ne de öğrencilere hiçbir yararı yok, bari zararı olmasın.

Milyonlarca insanımızı böylesine tedirgin etmeye hiç kimsenin hakkı olmamalı.

Servis bakanlıkları

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın katılımıyla, dün, ortak bir basın toplantısı düzenlenerek, “Okul Servis Araçları Yönetmeliği”ne ilişkin açıklamalarda bulunuldu.

Eğitimden hepten umut kesildi ki dört koldan, 4 bakanla, okul servisleri için harekete geçildi.

Ama nedense, herkes servisleri konuşuyor da, o servislere hiç gerek kalmayacak ortam hiç konuşulmuyor!

En iyi okul en yakında olsa, onca eziyeti ve masrafı kim ister ki?

Özetin özeti: Eğitim için bir araya gelemeyen bakanlar, servisler için geliyorsa, bu işte bir yanlışlık var ama nerede?