Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Ben terzi Ali’nin oğlu, ev hanımı Hüsniye’nin 8 evladında birisiyim. Babam Allah razı olsun, o günkü şartlarda bizi okuttu, o imkânı bize sağladı, biz de gerçekten gayret ettik, çalıştık, üniversiteyi bitirdik, sonra özel sektörde çalışmaya başladım. Benim de ilk meslek hayatım Samsun Yakakent balıkçı barınağı ikmal inşaatıdır. 23 yaşındaydım. Sekiz ay kadar orada saha mühendisi olarak çalıştım. Kendi bir ticari deneyimim olmadı, hep maaşa dayalı çalıştık. Sonra bir arkadaşım, ‘Karayolları sınav açıyor, sınava girelim’ dedi. Yıl 1990. Dedim ki ‘Ben memur olmayı düşünmüyorum, ben sınava niye gireyim?’ Ver evraklarını da müracaat edeyim dedi. Verdik evrakları. Gittik yazılıya girdik, 105 kişi alınacaktı, 85 kişi yazılıyı geçebildik. Sonra mülakata girdik, mülakatta zor sorular vardı. Mülakatı da kazandık, Karayolları’na başladık; yani Karayolları’na girişimiz 1990 yılında. Sonra Genel Müdür olunca dedim ki ‘Şu benim özlük dosyamı bir getirin’ bana. Getirdiler, valla iyi sorular çözmüşüz. 1990 yılında başladığım Karayollarında 2018 yılında Genel Müdür oldum. Yani 28 yıl çalışarak. Beş yıl sonra da Karayolları Genel Müdürlüğü’nün bağlı olduğu Ulaştırma Bakanı oldum.”

Haberin Devamı

Terzi Ali’nin oğlunun bakan olma hikâyesi

Bu sözler ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU’na ait. Yani sınavla girdiği Karayolları Genel Müdürlüğü’ndeki 33 yıllık hikâyesi. Ve sonrası bakanlık.

Her sabah babamı ararım

Uraloğlu ile Rize’de bir gün geçirdim. Çocukluğunu, gençliğini, hayatını sorduğumda uzun uzun anlattı Uraloğlu.

Trabzon doğumlu Uraloğlu. 8 kardeşler. Güne her sabah babasını arayarak başlarmış. Uraloğlu bunu şöyle anlatıyor:

“Benim güne başlangıcım şudur: Evden çıktığımda arabaya bindiğimde, o benim alışkanlığımdır, ilk işim babamı aramaktır. Her sabah ama düzenli ararım, hal-hatır sorarım, duasını alırım. Her seferinde de babam o gün ne yaptığımı sorar. Bazen böyle hafta sonu erken evden çıkmadığım zaman bazen unuttuğum olur, öğleden sonra ararım. Babam, ‘oğlum, sabah niye aramadın?’ diye sorar. ‘Baba, bakayım sen arayacak mısın?’ diye böyle espri yaparız.”

Haberin Devamı

Boya sandığı geldi

Dört yaş büyük abisiyle ilkokul döneminde harçlığı çıkarmak için ayakkabı da boyamış. Bakan Uraloğlu bu dönemi şöyle anlatıyor:

“Abimle bir boya sandığı yaptırdık. Ayakkabı boyadık harçlığımızı çıkarmak için. Babam terzidir onun dükkânın karşısında bir kahvehane vardı, orada. Bir iki tane boyardık günde. Sonra abim o boya sandığını sattı ama o parayı hala bölüşmedik. Geçtiğimiz günlerde yeğenim Alperen bir boya sandığı ile geldi. ‘Amca dedi babamın borcunu getirdim.”

Torun yorgunluğu alır

Farklı kitaplar okumayı seviyor Bakan Uraloğlu. Özel zamanlarda yaptıklarını da şöyle anlatıyor:

“Küçük hacimli kitapları okumak daha çok hoşuma gidiyor. Sonra YouTube’da bazı sohbetleri dinliyorum, bazı insanları takip ediyorum, fırsat buldukça onları dinlemeye çalışıyorum. Bazı köşe yazılarını yine okumaya çalışıyorum. 3 kızım var. Onlara vakit ayırmaya çalışıyorum ne kadar ayırabilirsem. Bir de kız torunum var. Onun yeri ayrı, o yorgunluğumuzu alıyor.”

Cep numarasını hiç değiştirmemiş

Haberin Devamı

Uraloğlu cep telefonunu hiç değiştirmediğini de şöyle anlatıyor:

“2005 yılından beri aynı cep telefonunu kullanıyorum, hiç değiştirmedim, değiştirmemek için de ısrar ediyor, direniyorum.

Gecenin 12’sinde, 1’inde bir numara sizi arıyor, kayıtlı veya değil arıyor, buyurun diyorsunuz. İnsanların gerçekten size ulaşma ihtiyacı o saatte olabilir. Telefonu açınca ‘Bakayım telefona bakacak mısın?’ diye aradım diyen hemşerilerimiz var.”

Sürekli okul değiştirdiler

Karayolları dönemindeki çalışmalarından ötürü kızlarının sürekli okul değiştirmek zorunda kaldığını dile getiren Uraloğlu o dönemi ise şöyle anlatıyor:

“Saha mühendisi olarak Erzurum’da başladım Bölge Müdürlüğü’nde işe. Sonra Ankara’da 8 yıl kadar çalıştım. Dediler ki, sen Erzurum’da yeterince çalışmamışsın, bir daha gönderdiler beni, 4,5 yıl daha çalıştım Erzurum’da. 2003 yılında Trabzon Bölge Müdür Yardımcısı oldum, memleketimdeki ilk görev o. 2 yıl kadar Bölge Müdür Yardımcılığı yaptıktan sonra 2005 yılında Kayseri Bölge Müdürü olarak daha üst düzey yöneticiliğim oldu. 11 ay sonra Samsun Bölge Müdürü. 3 tane kızım var, 2 numaralı kızım Samsun’a gittiğimizde ilkokul 4’üncü sınıftaydı ve 4’üncü okuluydu. Neyse, çok şükür çocuklar uyum sağladı. Sonra 2009’da Bursa Bölge Müdürlüğü oldu. Sonra Samsun’a geri döndüm, 2012’ye kadar kaldım, İzmir Bölge Müdürlüğü. Sonra 2015’te böyle bir cahil cesaretiyle istifa ettim. Trabzon’dan AK Parti’den milletvekili aday adayı oldum, neyse o yıl nasip olmadı, bu bizim için bir tecrübe oldu. Sonra tekrar görevimize döndük İzmir’e ve 2018 yılına kadar orada görevimizi yürüttük. Sonra Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ilk atanan Genel Müdür ben oldum. Sonrasında 5 yıl kadar bu görevi yaptık.

Bölge müdürlüğü yaptığım dönemler ayda 10-12 bin kilometre yol kat ediyordum, onun için sahada hep olduk, gayret ettik.”