Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

Sine hahem şerda ez firak

Ta biguyem şerh-i derd-i iştiyak

Ayrılıktan parça parça olmuş bir kalp isterim ki,

 İştiyak derdini açayım.

Özleme derdini yeterince anlatabilmem, açıklayabilmem için ayrılık acısıyla parça parça olmuş bir kalp isterim. Bu beyitle Hz. Mevlana kendisine dert ortağı olacak kimsenin derdi olması gerektiğini belirtir. Dertli sözlerime dertli kulak gerek. Yoksa ben ona zul gelirim, o da bana içi boş bir çanak ile de bana dert ortağı olmak isteyen kulaklar!

Beni görmekle bildin mi zannettin? Beni dinlemekle buldun mu zannettin? Bilişe ve buluşa buradan varamazsın; bil ki menzil çok uzaktadır. Ben hem bu alemi hem de kendi şehrini yapabilecek yürek isterim. Bana nasıl bu hale geldin diye sorma! Hâlâ bana aşk’a nasıl ulaşırım diye soruyorsun. Ben ol da gör cancağzım…

Haberin Devamı

Dinle; duy ki benim sözlerim aslında sana derman gibi gelse de içlerinde binlerce derdi barındırmaktadır. Derdi görmeden dermana ulaştığımı sakın düşünme. Zandan uzak dur. Bir an önce konuşmak derdinde olma. Dinle ki ben de bu menzilleri duya duya, dinleye dinleye geçtim.

Dinle ki sükûna kavuşasın. Çünkü hakikati bulunca her şey sükûn olur. Onca feryat, figan etmenin mükafatıdır bu sükûnetim. Sen de şimdi hakikatin karşısında sessiz kal. Böylece hem teskin olasın hem de teselli bulasın. Her teselli halinde hayrete düşersin cancağızım ‘‘Allah hayretini artırsın’’. Hayret için de dert gerekir cancağızım, bu defa

‘‘Allah derdini artırsın’’.

Hal:

Kulun manevi terbiye sırasında zaman zaman, ancak sonunda ise mutlak kazandığı güzel huy ve davranışların sürekliliğidir. Her güzel huy, birçok defa tecrübe edilerek hal edilir. Bir işi çabuk bir şekilde halletmek ayrıdır; bir işi hâl etmek ayrıdır. Hâl’in tezahürü Allah lütfu yani vehbi’dir. Lakin iradi olarak göstermiş olduğun kulluktan dolayı Yaradan hâl bağışlar. Bu nedenle Vehbi tezahür iradi gayrete bakar. Bir anlamda hâller amellerin neticesidir. Hâl amelin mükafatıdır.

Kim bildiğini bilirse Yaradan onu hemen bilmediğine mirasçı kılar. Yaradan bildiğini bilerek sükunetini koruyan, bilmediğini de bilerek arayan kullarına çok cömerttir.

Haberin Devamı

Hali hâl edebilmek içinde hâl gerekir. Dolayısıyla her şeyde olduğu gibi halin de ilim ile güçlendirilmesi gerekir. Hâl insanda vecdi ve cezbi durumlara götürür. Yani kendini aştığın için kendinden geçersin. Böyle bir durumda sükuneti korumak gereklidir. Sana bu sükuneti ilim sağlar. Sema etmek bir hal göstergesidir. Döne döne Yaradan’a yükselirken her baktığın yerde Yaradan’ı görürken girmiş olduğun bu hale rağmen ayakların yere basmalıdır. Vecd içinde kaybolursan gül bahçesine kadar gidip gülsuyu içmeden dönmüş olursun. İlim lakin öyle bir ilim olmalı ki seni yolda şah edebilsin. İlmin sadece dilinde ise o ilim hiçbir şeydir. Ama ilim gönülde her şeydir. İlim uyanıklıktır. Ancak geçmişte, şimdi ve muhtemelen gelecekte de olacağı gibi ilmi kullanarak ‘‘uyanık insan çok ama insanlıktan uyanan yok’’!

Akli bilgiden faydalanma sırası gelince onun yerini gönül bilgisine bırak çünkü özlenen kıymetli sevgilinin yanına bilgin, filozof olarak gitmek doğru değildir. Bilgin ağzı ile konuşur. Ağzını kapa, gönül pencereni aç ve ruhunla konuş.

Haberin Devamı

Dünyayı bellemekle elde edilen bilgi beden bilgisidir. Ölmeden önce öldükten sonra elde edilen bilgi din bilgisidir. Ateşle arınmak, mum ışığında serinlemek din bilgisidir.

Bu penceren dinle şimdi! Dinleyen susuz ve arayıcı olursa vaaz eden ölü bile olsa söyler. Dinleyen yeni gelmiş ve susamış olursa dilsiz dahi söylemede bülbül kesilir.

Dinle! Bu söyleyen fakir; senin gibi âşıklık sözünü ilk duyduğum canımı, gönlümü, gözümü O’nun yoluna koydum. O’na dedim ki: sevenle sevilen iki ayrı varlık mıdır? Aslında onların her ikisi de bir fakat ben şaşılığımdan onları ayrı görüyordum. Şimdi sen şaşı olmamayı dinleyerek öğrendin… Söz, dinleyenin miktarına göre kesilir. Yaradan dinleyenlerin anlayışlarına göre hikmet ilham eder. Ben ayakkabı dikicisiyim, deri geniş ama ayak ne kadarsa o kadar keserim, o kadar dikerim.