İletişim fakültelerinin ödül vermesine karşı değilim. Karşı olduğum şey, bu kadar çok ödül dağıtarak ödüllerin içinin boşaltılması. Listedekilerin yüzde 90’ı ‘anasının ak sütü’ gibi hak ediyor ödülü ama aday olmayı bile hak etmeyenler var
İstanbul Aydın Üniversitesi’nin ‘7’nci İletişim Ödülleri’ni kazananlar gazeteye verilen tam sayfa ilanla duyuruldu kamuoyuna.
“İstanbul Aydın Üniversitesi’nin 14 bin öğrencisi medya ve sanat dünyasının yıldızlarını belirledi” başlığıyla verilen ilan zaten yarım sayfa olsa, mümkün değil o kadar isim oraya sığmazdı.
Yok böyle bir ödül hovardalığı!
İstanbul Aydın Üniversitesi’nin ‘7’nci İletişim Ödülleri’ne kaç kişi layık görüldü biliyor musunuz?
Şimdi sıkı durun!
Tam 44 kişi.
Şaka gibi.
Dağıt dağıt bitmez.
Sabahtan başla, öğlene kadar, öğlen başla akşama kadar, akşam başla geceye kadar sürer.
Kriterleri merak ettim
İletişim fakültelerinin ödül vermesine karşı değilim.
Karşı olduğum şey, bu kadar çok ödül dağıtarak ödüllerin içinin boşaltılması.
44 ödül arasında gerçekten de ödülü hak edenler yok mu?
Olmaz olur mu?
İncelediğim kadarıyla listede olanların yüzde 90’ı ‘anasının ak sütü’ gibi hak ediyor verilen ödülü.
Ancak ödüle layık görülenler arasında, bırakın ödül almayı, aday olmayı bile hak etmeyenler de var.
Kimler mi?
‘En İyi Çıkış Yapan Erkek Oyuncu’ olarak Burak Özçivit’i, ‘En İyi Çıkış Yapan Kadın Oyuncu’ dalında Görkem Yeltan’ı, ‘En İyi Eğlence Programı’ kategorisinde Hayrettin’i seçmişler.
Şimdi sormak gerekmez mi bu ödülleri verenlere, “Arkadaş, sizin kriterleriniz ne? Bu kadar çok ödül niye?” diye.
Bu ‘çıkış’ın sonu yok mu?
Ne yani şimdi Burak Özçivit ile Görkem Yeltan hâlâ ‘çıkış’ta mı?
Benim bildiğim onlar mesleki ‘çıkış’larını yapalı yıllar oldu.
‘Küçük Sırlar’ Burak Özçivit’in beşinci dizisi.
Görkem Yeltan oyunculuğa 12 yıl önce başladı.
Ha iki oyuncu da Aşık Veysel’in sözüne uyup ‘Uzun ince bir yolda’ ya da bitmek bilmeyen ‘Uzay yolculuğu’ndaysa o başka.
Pardon o zaman.
Onca ‘eğlence programı’ arasından Hayrettin’i ‘en iyi’seçtiler ya, diyecek bir lafım kalmadı başka.
ŞEZLONG YILDIZLIĞINDAN MEDYAYA SON TRANSFER
Eskiden ‘karpuz kabuğu denize düşünce’ yaz sezonunun geldiğini anlardık.
Artık ‘mevsim meyvesi’ diye bir şey kalmadı.
Her sebze ve meyve, yaz kış demeden üretiliyor.
O nedenle ‘karpuz kabuğu’yla ‘deniz sezonu’ arasındaki bağlantı da bitti.
Kış aylarında da karpuz kabuklarını denizde görmek mümkün çünkü.
Son yıllarda ‘karpuz kabukları’nın yerini ‘şezlong yıldızları’ almıştı.
‘İkoncan’lardan biri Bodrum’da boylu boyunca şezlonga uzanıp güneşlenmeye başladığında anlardık yaz geldiğini.
Kimler miydi bunlar?
Eda Taşpınar, Süreyya Yalçın, Deniz Berdan ve İvana Sert.
‘İkoncan’lardan Eda Taşpınar, yazarlığa başlayıp, bizim safımıza geçeli bir yılı oldu.
Dün öğrendim ki, şezlongtan bir yıldız daha kaydı.
Süreyya Yalçın da ‘Best Of Luxury Bazaar’ dergisinin genel yayın yönetmeni oldu.
Magazinciler yazın Bodrum’a gidince şezlongta kimi çekecek şimdi?
Süreyya Yalçın ve Eda Taşpınar, yaz sezonunu açmak için Bodrum beach’lerine arz-ı endam ettiğinde eskiden olduğu gibi magazinciler objektiflerini doğrultunca onlar da, “Ayıp olmuyor mu sevgili meslektaşlarım? Sizin gibi ben de medya mensubuyum. Ben sizi çekiyor muyum?” dese, arkadaşlarımızın verecek bir yanıtı olabilir mi?
MİTİNGLE KONSER ARASI KONYA
Dün sabah THY’nın 07.05 uçağıyla Konya’ya gittim.
Aynı uçakta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da vardı.
Kılıçdaroğlu, Konya’ya Konya ve Karaman mitingleri için geldi, ben ‘Koç Fest’in son konserini izlemek için. Selçuk Üniversitesi’ndeki ‘Koç Fest’ konserinde gençlerin gözdelerinden Emre Aydın sahne alacak.
Kısmet olursa gündüz Kemal Kılıçdaroğlu’nun Konya’daki mitingini, akşama da Emre Aydın’ın üniversite öğrencilerine vereceği konseri izleyeceğim.
İlk kez geldiğim Konya izlenimlerimi pazartesi yazacağım.
