Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mahsun, Alişan, Özcan... Bir zamanlar Prestij Müzik’in üç atlısı gibiydiler. Önce Prestij Müzik battı, sonra müzik sektörü krize girdi. Sektör, krizden hâlâ kurtulamadı ama onlar kendini kurtardı. Çizdikleri yeni yol haritaları sayesinde her biri yeni ufuklara doğru yol aldı.
Mahsun Kırmızıgül, şarkıcılığı ikinci plana atıp ‘sinemacı’ olurken, Alişan sunucu, Özcan Deniz ise dizi yıldızı olarak kendini kanıtladı. Onlar artık sadece şarkıcı değil, başka işlerin de ustası. Bugün Mahsun’la

VİLDAN, VİCDAN VE SAMANYOLU
sinemayı, Özcan’la dizileri, Alişan’la TV dünyasını saatlerce konuşabilirsiniz. Hepsi de yaptıkları yeni işlerde derslerine iyi çalıştı çünkü.
Haftanın 5-6 gününü Atv’de yayınlanan ‘Samanyolu’ dizisinin setinde geçen Deniz, cuma günü sette, akşam ise Günay’daydı.
Gazino programı biter bitmez Kıbrıs’taki bir başka ekstra için soluğu havaalanında aldı. Cumartesi akşamı Malpas Otel’de sahneye çıkan Deniz, programdan birkaç saat sonra dizi çekimleri için soluğu yine İstanbul’da aldı.
Cumartesi sabahı Girne’de sabah kahvaltısında sohbet ettiğim Deniz’e, “Samanyolu’ndaki eksik bir şeylerin faturasının iddia edildiği gibi Vildan Atasever’e kesilip kesilmediğini sordum. Malum yapanların “Yılın işi olacak” gözüyle baktığı ‘Samanyolu’nun reytingleri henüz istenilen düzeyde değil. Atasever’in Deniz’e yakışan bir partner olamadığı için diziden çıkarılacağı iddia edildi. Deniz, “Evet işler planlandığı gibi gitmedi. O yüzden de dizinin senaristi değişti. Samimiyetimle söylüyorum Vildan’ın diziden çıkarılıp çıkarılmayacağıyla ilgili bilgim yok. Bunu ben de merak ettiğim için dün Ay Yapım’ı aradım ama bilgi alamadım. Dizinin geleceğiyle ilgili birtakım hamleler yapılacaksa bu, insanların kariyeriyle oynanmadan, onurlarını zedelemeden olmalı” dedi. Deniz’in altını çizdiği konu çok önemli. Bir oyuncuya dizinin cast’ını yaparken, “Bu rol için senden başkasını düşünmedik” diye kompliman yapanlar, işler ters gidince onu ‘günah keçisi’ ilan etmemeli...
Atasever bu konudaki son örnek. Her ne kadar Vildan meselesi gibi görünse de aslında bir vicdan meselesi bu!

VİLDAN, VİCDAN VE SAMANYOLU


Özcan Deniz, hafta sonunda Kıbrıs’taki Malpas Otel’de sahneye çıktı.


‘İşler’ AİHM’de böyle yürümüyor!

Nejat İşler’den sonra Meral Okay da “AİHM’e gitmek lazım” dedi. Ben de AİHM hâkimi Rıza Türmen’e sordum

Aslında bu konuyu Nejat İşler, Ömür Gedik’in ‘Cinemania’ programında yaptığı açıklamadan sonra sıcağı sıcağına yazacaktım.
Araya daha sıcak konular girince İşler’in, “Dizilerde saçma sapan bir çalışma temposu var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvursak hepimiz davayı kazanırız” söylemi gündemimden düştü.
Arkadaşımız Lube Ayar’ın ‘Artist manifesto’ haberinden sonra bir kez daha düşündüm bu konuyu yazmayı. Ama bu sefer de ‘Tuzu kurular grev yapamaz’ başlıklı yazımda yer kalmadı Nejat İşler’in yanlışını düzeltmeye...
Ne zaman ki senarist ve oyuncu Meral Okay da, Nejat İşler’in söylediği yanlışı doğru sanıp, ona destek verdi, artık bu konuyu yazmak kaçınılmaz oldu.
Birçok meslektaşı ve Nejat İşler’in de dile getirdiği gibi dizi sektöründe oyuncuların ve teknik ekibin insanüstü çaba sarf ettiği bir gerçek, ama şöyle bir gerçek daha var:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), “Selam, ben geldim. Şöyle bir sorunum var” deyip, başvurabileceğiniz bir yer değil. AİHM’e başvurmanın koşulları belli.
AİHM’e ancak, bir kamu otoritesinin (Parlamento, idare, mahkeme vb) sorumluluk alanına giren işlemlerinden dolayı şikâyette bulunabilirsiniz. Mahkeme özel kişi veya kuruluşlara karşı yapılan şikayetlere bakmaz.
Hepsinden önemlisi şu: İç hukuk yollarını tüketmeden AİHM’e başvurmak mümkün değil. Bunları öğrenmek için de hukuk okumak gerekmez, google’da mini bir sörf yeter.
Bilgilerimde bir yanlışlık var mı, yok mu diye Türkiye’de AİHM konusunu en iyi bilenlerden biri olan Milliyet yazarı Rıza Türmen’i arayıp, sordum. AİHM’de görev yapmış bir Türk yargıç olan Türmen de aynı şeyleri söyledi. Bir oyuncunun ya da dizilerde çalışan herhangi birinin çalışma şartlarının insan haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle önce Türkiye’de bir dava açmış ve bu davayı kaybetmiş olması lazım ki davacı AİHM’e gidip Türkiye’yi şikayet edebilsin. Çünkü AİHM’de şirketler hakkında değil, devlet hakkında dava açmak mümkün. “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp” derler. Cehaletimi bağışlayın ama ben bugüne kadar Türkiye’de bir oyuncunun bu nedenle bir dava açtığını duymadım.