Zerrin Özer, şayet bu vasiyeti bir kızgınlığın ifadesi olarak değil de ciddi ciddi söylemişse, şov dünyasını iyi tahlil edememiş demektir. Özer’i önce mezara gömerler, sonra da “Unutulacak sanatçı değildi, ama öyle istedi” diyerek kalplerine...
Başlığa bakıp kelime oyunu falan yaptığımı sanmayın.
Allah sağlık, sıhhat ve uzun ömür versin Zerrin Özer’in hayati bir sağlık sorunu da yok.
Peki nereden çıktı bu vasiyet işi?
Ben de Sözcü’de okudum.
Nihat Doğan, Zerrin Özer için “Maddi durumu iyi değil diye ağladığından Başbakan’a, TRT Müzik’te program yaptırıyorlar ona” manasında bir tweet yazmıştı ya geçenlerde.
Şarkıcı iddia edildiği gibi aç ve açıkta değil, aksine hali vakti yerinde olduğunu göstermek için Beykoz Acarkent’te yeni aldığı üç katlı, havuzlu villasında söyleşi verdiği sevgili Yüksel Şengül’e açıklamış vasiyetini.
LEVENT KIRCA USULÜ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ!
Hata yaptığını anladığında özür dilemesini bilmeli insan.
“Özür dilemek de bir erdemdir” denmesi bu yüzden.
Hata yaptığını kabul edip, özür dilememek bir insanın egosunun ne denli yüksek olduğunu gösteren bir özellik olsa gerek.
‘Sanatçı Girişimi’nin Bostancı Gösteri Merkezi’nde düzenlediği ‘Reddediyoruz’ etkinliğinde işi olduğu gerekçesiyle kendine ait konuşma sırasının CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na verilmesini protesto etmek için, “Bu geceye geliyorsan, bekleyeceksin. İşi varmış diye gidiyormuş. Benim de işim var. Belki bir karı buldum gidip onu dü....” sözleriyle büyük tepki toplayan Levent Kırca, hata yaptığını kabul etti, ama özür falan dilemedi. İşte söyledikleri:
Kızgınlık anında söylemiş!
“Çok sinirlendim, heyecanlandım ve bu sözler ağzımdan çıktı. Amacım mecazi anlamda kendimi, rahatsız olduğum hali ifade etmekti. Yanlış anlaşıldım.”
Bir insanın sinirlenince ağzından sonradan pişman olacağı sözlerin çıkmasını anlarım.
Düşündükleriyle ağzından çıkanlar arasında farkların oluşmasını da. Kırca’nın “Düşündüklerimi yanlış ifade ettim” demek yerine hâlâ “Yanlış anlaşıldım”da ısrar etmesi, insanların zekasıyla alay etmesinden başka bir şey olmasa gerek.
“Ağzımdan kaçtı, biraz kaba cümleler oldu, bunu kabul ediyorum” demesine rağmen ağzından ‘özür’ kelimesi çıkmayan Kırca’nın, Erciyes Üniversitesi Düşünce ve Tartışma Kulübü’yle, Türkiye Gençlik Birliği’nin düzenlediği söyleşide Sezen Aksu, Halil Ergün ve Ali Poyrazoğlu için söylediklerine ne demeli?
“Bunlar birer vatan hainidir”
“Sezen Aksu’yla başlayan döneklik furyası Halil Ergün’le devam etti, sonra Ali Poyrazoğlu girdi devreye, ‘Hükümetin yaptıklarını çok beğeniyorum’ dedi. Gıyaplarında yüzlerine tükürüyorum. Artık bu insanların dönüşü diye bir şey olamaz. Dönmeleri halinde bizim bağrımıza basmamız mümkün değildir. Benim için bunlar birer vatan hainidir.”
Levent Kırca’nın demokrasi anlayışına bakar mısınız?
“Benimle aynı fikirde değilsen, vatan hainisin.”
‘Düşünce özgürlüğü’ mü dediniz?
O şimdi asker!
Dün, beğenmediği heykeller için “Tükürürüm böyle sanatın içine” diyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i eleştirenler arasında olan Kırca bugün, sırf AKP’yi beğeniyorlar diye Sezen Aksu, Halil Ergün ve Ali Poyrazoğlu hakkında,
“Gıyaplarında yüzlerine tükürüyorum” dedi.
Kırca usulü demokrasi de bu demek ki!
GÜNÜN SÖZÜ
Lafta ölçü bilmeyen, edepsizlikte sınır tanımaz!