Yazarlar Almanya da durumdan vazife çıkarıyor

Almanya da durumdan vazife çıkarıyor

01.10.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Almanya da durumdan vazife çıkarıyor

Almanya da durumdan vazife çıkarıyor

Yavuz DONAT

HANS Dietrich Genscher, İçişleri eski Bakanı.
Sonra 18 yıl Dışişleri Bakanlığı yaptı.
Genscher, Türk Büyükelçiliği konutundaki yemekte Mesut Bey'e aynen şöyle dedi:
- Almanya'daki atmosfer çok uygun.
Almanya'nın havasını bu cümle ile özetlemek mümkün.
Hava yumuşamaya gidiyor.
Ve Alman medyasında örneğin şöyle yorumlar çıkıyor:
- ..... Sadece Türkiye Avrupa'ya ihtiyaç duymamaktadır. Avrupa'nın da aynı şekilde Türk ortağına ihtiyacı bulunmaktadır. (Wolf J. Bell - General Anzeiger)
* * *
ZAMAN tünelinden "iki cümleciği" cımbızla çekip, bugüne taşımak istiyoruz.
Avrupa'nın değişen havasının nereden kaynaklandığını göstermek için.
Cumhurbaşkanı Demirel, Berlin'de Alman Cumhurbaşkanı, Bonn'da Alman Başbakanı ile görüştükten sonra bir basın toplantısı yapıyor.
İşte 6 Kasım 1996'da, Federal Basın Bürosu'nda söylediklerinden iki cümle:
- Bazı çevrelerde TÜRKİYE'NİN AVRUPA POLİTİKASINDA BİR DEĞİŞİKLİK OLDUĞU yönünde kuşkular belirdiğini görüyoruz. Bu kuşkular yersizdir.
Evet Batı kuşkuluydu.
Refahyol gidene kadar da bu kuşku sürdü.
* * *
PROF. Dr. Klaus Topfer, eski Çevre Bakanı.
Şimdi ise İskan ve Şehircilik Bakanı.
Başkenti "Bonn'dan Berlin'e taşımak için uğraşan" insan.
Büyükelçi Volkan Vural'ın yemeğinde o da vardı.
Ve bir konuşma yaptı.
Söze "Türkiye'ye sık gidiyorum" diye başladı.
Sık geliyor.
Zira Ayvalık'ta yazlığı var.
Prof. Topfer'den, Başbakan Yılmaz'a:
- Türkiye'nin gelecekteki durumu, kurduğunuz hükümetin başarısına bağlı. Bunun için size yardımcı olmak istiyoruz.
* * *
AYNI Almanya, daha önce Prof. Çiller için de "benzer bir tavır" sergilemişti.
Hatta Almanya daha da ileri gitmişti.
Ve bir gün Başbakan Kohl, muhalefetteki Mesut Yılmaz'a "Çiller'i beğendiğini" söylemişti.
Yılmaz'dan Çiller'e karşı yumuşak olmasını... Onunla uzlaşmasını" istemişti. (Kohl'ün Ankara'yı ziyaretinde, Mesut Bey'le yaptığı başbaşa görüşmeden.)
Ama sonra...
Erbakan'a "destek" olunca, Almanya Prof. Çiller'i defterinden sildi.
Ve Kohl, Mesut Bey'e "haklıymışsınız" dedi.
* * *
YEMEKTEN bir başka sahne...
Alman Bakan konuşmasını bitirmek üzere.
Elini kadehine uzatıyor.
İşte final cümlesi:
- Kadehimi büyük Atatürk'ün modern, laik, demokratik Cumhuriyeti'ne kaldırıyorum.
* * *
PROF. Topfer'in "üslubu" ve önünde Türk bayrağı bulunan konuta gelen davetlilerin kimlikleri "bir şeyi" gösteriyor.
O şey Almanların da "durumdan vazife çıkardıkları."
Almanya'nın durumdan çıkardığı vazife "Türkiye'yi daha fazla itip, kakmamak... Soğuyan ilişkileri ısıtmak."
* * *
YEMEKTE Çalışma Bakanı Dr. Norbert Blüm var.
Devlet Bakanı Bern Schmidbauer var.
Mannesmann, MAN, Daimler Benz gibi dev firmaların tepe yöneticileri var.
Bizim masamızda da Devlet Bakanı Eyüp Aşık var, Siemens, Airbus gibi kuruluşların temsilcileri var, Türk ve Alman politikacılar var.
Yanımızdaki Alman'a "Mesut Bey'e verilen desteğe dair" bir soru soruyoruz:
"Yüksek sesle... Herkesin duyacağı biçimde" verdiği yanıt şöyle:
- Erbakan mı, hayır... Bir kez daha Çiller mi, yok, yok... Ecevit, evet ama yaşlanmadı mı? Baykal'ın arkasında iktidara gelmeye yetecek oy çoğunluğu yok... Öyleyse... Geriye Yılmaz kalıyor... Belki Türkiye'nin çıkaracağı ideal kişi olmayabilir... Ama gerçekçi olalım...




Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr