Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cemile Ş. 29 yaşındaydı. Afyonkarahisar’da yaşıyordu. Gencecik yaşında erkek şiddeti yüzünden ‘di’li geçmiş zaman’la anılan sayısız kadından biri oldu.

10 yaşında bir oğlu vardı.

20 gün önce işten geldi, kocasını yatakta bir başka kadınla yakaladı. Kocası Vural Ş. işsizdi, iddaya göre ‘bunalımdaydı’, Cemile’ye düşen ‘anlayış göstermek’, sineye çekmek, dizini kırıp oturmak olmalıydı. Kendisini aldatan kocadan dayak da yese, üzerinde sigara da söndürülse...

Ama 10 günlük işkencenin sonunda Cemile dayanamadı, Antalya’ya kız kardeşinin evine kaçtı. Kocası da arkasından geldi. Tartıştılar. Cemile polis merkezine gidip şikayetçi oldu. “Kocam,” dedi, “Beni dövüyor, bana şiddet uyguluyor, korkuyorum”.

Haberin Devamı

Karakoldan çıktı, eve döndü, daha kapıdan içeri girmemişti ki kocası karşısına çıktı, belindeki tabancayı çıkardı. Cemile’ye çektirdiği 8500 liralık krediyle aldığı tabancayı... Ve ateş etti.

Cemile Ş. artık yok. Aldatıldı, dayak yedi, işkence gördü, öldürüldü. Son çare olarak sığındığı polis tarafından değil bir gün, bir saat bile korunamadı. Muhtemelen tehlikenin ne kadar gerçek olduğu fark edilmediği için.

İkinci vaka Manisa’dan, 2016 yılından. Davası yeni görülüyor. Hürriyet’ten, İsmail Saymaz’ın haberinden aktarıyorum: Meltem Ece

25 yaşındaydı. Biri 2, diğeri 4 yaşında iki çocuğu vardı. Kocası Emrah Ece’den ayrılıp baba evine döndü, boşanma davası açtı.

Fakat kocası tehditlere başladı eve dönmesini istedi. Meltem üç kez peşpeşe koruma kararı aldırdı. 10 Ağustos 2016’da kocası yolunu kesti sokakta, barışmak istedi. Kabul etmeyince tartıştılar. Meltem de Cemile gibi soluğu polis merkezinde buldu. “Kocam barışmazsan seni kaçırır öldürürüm dedi, sığınma evine gitmek istemiyorum, bana yardım edin,” diye şikayette bulundu.

Saat 14.56’da ifadesi alındı, hastaneye muayeneye götürüldü, hastaneden çıktı, bindiği polis aracından indi ve karşısında kocasını buldu. Bir dükkana kaçıp saklanmaya çalıştı ama nafile. Meltem kocasının bıçak darbeleriyle can verdiğinde saat 15.32 idi. Onu da 46 dakika koruyabildi sığındığı polis, özetle.

Haberin Devamı

Cemile ve Meltem hiç de nadir rastlanan örnekler değil.

Kadınlar her gün, her dakika, katillerini bilerek, başlarına geleceği neredeyse günü gününe tahmin ederek, bağıra bağıra gidiyorlar ölüme. Çoğu polise gitmiş, uzaklaştırma kararı aldırmış, korunmayı talep etmiş oluyor.

Sayılar ortada, sadece 2016 yılında 12 kadın ‘koruma altında’yken katledilmiş. Demek ki koruma adı altında ne yapılıyorsa pek etkili olmuyor. Kadınlar korunduğunu zannederken, göz göre göre kurşunlara, bıçaklara hedef oluyorlar.

“Aile içi” şiddet hâlâ yeterince ciddiye alınmadığı için. Yetkili merciler de içten içe kocanın tarafını tuttuğu, “Kocandır, döver de sever de,” anlayışı her yanımızda hüküm sürmeye devam ettiği için. “Kocan pişman bak, yuvanı yıkma” diye diye o yuvalar kadınların mezarı oluyor, ne zaman anlaşılacak bu?

Kaç Meltem ve Cemile lazım daha, en büyük tehlikenin kadınların burnunun dibinde olduğunu, korunma taleplerinin hiç ertelenmeden, en ciddi şekilde karşılanması, o tehdit eden kocalar hakkında da derhal adli işlem başlatılması gerektiğini kabul etmek için? Yani lafta değil, gerçekten ‘korunmaları’ için?