Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Evlilik, ‘aile kurmak’, bunlar insana ilk önce neyi hatırlatıyor? Aşk, sevgi gibi cevaplar umarak sordum soruyu. Çünkü herhalde hayatını biriyle birlikte geçirme isteğinin önde gelen tetikleyicisi bunlar olmalı. Birbirini beğeneceksin, seveceksin, ondan sonra da karşılıklı saygı duymak, anlaşmak, birlikte iyi vakit geçirmek, hayata dair ortak hayaller kurmak, beraber çocuk yetiştirecek kadar kendine ve karşındakine güvenmek, sorumluluk hissetmek gibi faktörler gelecek.

Görüldüğü üzere hepsi ‘yetişkinlere’ ait özellikler. Bir çocuktan sorumluluk namına bekleyeceğiniz olsa olsa ödevlerini yapmak ve odasını toplamak olabilir. Hayatı oyundan, eğlenceden ibarettir. Gelecek hayalleri desen astronot olup uzaya gitmekten ünlü bir yazar olup Nobel almaya kadar hayal gücünün uçabildiği ölçüde geniştir. Kime karşı ne hissettiğinden kendisi bile emin olamaz, bir gün falancayı, öteki gün filancayı sever, hem insanları hem kendini böyle böyle tanır.

Haberin Devamı

Çocukluk olabildiğince hafif olduğun bir dönemdir, özetle. Öyle olmalıdır. Siz ‘büluğ’ çağına geldi diye o çocuğun kanatlarını kırıp evlilik gibi tamamen yetişkinlerin dünyasına ait bir kuruma sokamazsınız. Sokarsanız o sürekli korumaktan söz ettiğiniz aileden hayır gelmez. Çocuktan eş olmaz, çocuktan anne olmaz. Evet, biyolojik olarak mümkün, sözü edilen ‘büluğ’ dokuz on yaşlarına kadar inmiş durumda. Ama bu o çocukların aile kuracak olgunluğa da eriştiği anlamına nasıl gelebilir Allah aşkına?

Bunların normalmiş gibi tartışılır olması bile ürkütücü. Sağlıklı değil, küçük kızlardan gelin yapma konusundaki ısrarınız. Çocuk istismarının en büyük sorunlarından biri olduğu ülkemizde bir gazete bu hafta boyunca ABD’deki evlilik yaşıyla kıyaslayarak bizim ülkemizdeki durumu eleştirdi. Çocukların evlendirilmesine karşı çıkanları ‘aile düşmanı’ ilan etti. Tam tersi olduğunu, asıl çocukluğunu, o en uçarı, en hafif olması, uçabildiğince uçması ve de tabii okula gidip eğitim alması gereken çağı heba ettirip çocuklardan anne yapma çabasının aileye zarar verdiğini görmezden gelerek.

Haberin Devamı

Birdenbire bir yetişkinin üstlenirken zorlandığı sorumlulukları sırtına yüklediğiniz o çocuk ne birini sevebilecek, ne hayatta ne istediğini bilecek, ne de bir erkekle evliliğin getirdiği ilişkiyi yaşayacak yaşta. İnsaf.

“Ailelerin rızasıyla evlenen gençlere hapis cezası var” deniyor haberde. Sanki bilmiyoruz o ailelerin nelere ‘razı’ geldiğini. Devletin görevi, gerekli hallerde çocukları kendi ailelerine karşı bile korumaktır. Savunmasız, sesini çıkaramayan, korkutulmuş gelinler olarak mutsuz evlilikler kurmalarını desteklemek değil.

“Erkekleri mahkum, kadınları mağdur, çocukları mazlum eden uygulama” diye sözü edilen yasa da ancak bu kadar engelleyebiliyor o evlilikleri zaten. Ortalık bir dolu çocuk yaşta evlendirilmiş mağdur, mazlum ve istemediği koca evine mahkum kadın dolu.

Evet, ABD’de de var çocuk gelinler ve o çocuklar da acı çekiyor. Bunu mu örnek alacağız yani? İlla kötüde mi birleşeceğiz o hiçbir şeyini beğenmediğimiz ‘Batı’yla?