Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Koku, hayatla kurduğumuz bağı ne kadar belirleyen bir duyu. İnsanı bir anda alıp yıllarca geriye götürebilir. Ben mesela ne zaman kesilmiş ıslak çimen kokusu duysam kendimi ilkokulumun bahçesinde bulurum. Bir anda neşelendiren, huzur veren ya da sebepsizce huzursuzluk yaratan kokular vardır, yaşadığımız mekânların, sevdiğimiz insanların kokuları vardır hafızamızda. Sahip olduğumuz en kuvvetli hafızadır koku. 

Onun bir gün ‘aniden’ kaybolduğunu düşünürsek - ki Covid epeyce deneyim yaşattı çoğumuza - hayatla bağlarımızın da nasıl zayıflayacağını tahmin edebiliriz. … Reyhan için öyle oluyor. Bir gün koku almaz oluyor. Tomografiye giriyor, durum parlak değil gibi. Daha fazla tetkik lazım. 

Haberin Devamı

Reyhan Hamburg’da yaşıyor kocasıyla. Bir süredir İstanbul’dalar ama dönecekler. Böyle bir durumda ne beklenir bir kadından? Aldığı haberi kocasıyla, annesiyle, kız kardeşiyle sarılıp sarmalanarak karşılaması, el ele tutuşup doktora gitmesi, sonuçları da ailesiyle birlikte göğüslemesi. 

Reyhan ise kaybolan koku duyusuyla beraber bir şekilde akmakta olan hayatıyla bağlarını da kaybediyor. Ve kendisi de ‘aniden’ kaçıp kaybolmayı seçiyor. Çocukluğunu geçirdiği şehrin sokaklarında kimi yeni - kimisi de eski - bağlar kurarak geziniyor, kimsenin - kendisinin de - tanımadığı yeni (ve eski) bir Reyhan aramaya başlıyor. 

Reyhan, Melisa Önel’in prömiyerini 35. Tokyo Film Festivali’nde yapan filmi “Aniden”in Defne Kayalar tarafından canlandırılan ana karakteri. Aslında Türkiye’deki ilk adresi 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali olacaktı. Festival iptal edilince prömiyer için Ankara’yı tercih etmeyen yönetmenler gibi yapmadı, 7 Kasım günü ağzına kadar dolu bir salonda 34. Ankara Film Festivali seyircisiyle buluştu. 

Kadın ağırlıklı ekip 

“Aniden” kadın ağırlıklı bir ekip tarafından hayata geçirilmiş bir film ve kadınları kadınların anlatması başka oluyor gerçekten. Melisa Önel senaryoyu Feride Çiçekoğlu ile birlikte yazmış ve bu ikisinin üçüncü ortak hikâyesi. Yapımcısı Alara Hamamcıoğlu, görüntü yönetmeni Meryem Yavuz, sanat yönetmeni Natali Yeres, ışık şefi Sezen Yıldız Yılmaz, yardımcı yönetmen Cansu Özaltun. 

Haberin Devamı

Öner Erkan, Ayşenil Şamlıoğlu, Şerif Erol, Dilan Çiçek Deniz’in de yer aldığı bir oyuncu kadrosu olan filmin bence en cazip tarafı, sinemamızda pek anlatılmayan bir hikâyenin, bir kadının ‘arayışının’ peşine düşmesi. Hani “Ne istiyor bu kadın kardeşim? Ailesi, gül gibi kocası merak içindeyken” denebilecek bir durumun. Melisa Önel, Fil’m Hafızası’nda İrem Yavuzer ile yaptığı söyleşide Reyhan’ı “Bencil olmaya ve ne istediğini bilmemeye cesaret eden bir karakter” diye tanımlıyor. “Terk eden, tek başına olmayı seçen, temel arayışı sevgi değil kendisini bulmak olan bir kadın”. Ve evet bu kadınlarda genel geçer ezberlere göre ‘iğreti’ duran özellik Reyhan’a gayet yakışıyor. Gene aynı söyleşiden Önel’in sözlerini alıntılamak isterim: “Her şeyi geride bırakıp dünyaları fethetmeye giden, şehirde avare dolaşan, bakma ve temsil hakkını elinde bulunduran, ilhamının peşinden sürüklenen, kendini arayan, motoruyla ufka doğru süzülen bir sürü erkek hikâyesiyle büyüdük ve buna özgürlük dedik. Bu arayışların faili bir kadın olduğunda keşfin ve özgürlük düşüncelerinin yerine ‘bencil’, ‘kendini bilmez’ gibi yargılar gelebiliyor. İnsanın bazen yolunu bulması için kaybolması gerekiyor, bu özgürlüğü Reyhan’a verebiliriz bence”. 

Haberin Devamı

Verebilir ve onunla beraber o dilimizden düşmeyen ‘akış’ içinde kaybolabiliriz bence. 

★★★ 

Ankara’da sinema hala şenlik

34.Ankara Film Festivali ulusal uzun film, kısa film ve belgesel yarışmaları, dünya sineması gösterimleri, festivallerden seçmeleri, özel bir bölüm olan Ankara filmleri ile dolu dolu bir hafta geçirip finale yaklaştı. Büyülü Fener Sineması salonları gene izleyici akınına uğradı, kimi seanslarda merdivenler bile doldu ve Ankara izleyicisi her zamanki gibi Mahmut Tali Öngören ve Aziz Nesin’in önderliğinde Bilim ve Sanat, Bilar A.Ş. ve Mülkiyeliler Birliği’nin ortaklığında Ankara Film Şenliği adıyla hayata başlayıp 34 yılı deviren festivalin hakkını verdi. Ödüller 10 Kasım Cuma akşamı kapanış töreninde sahiplerini bulacak.