Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Maç hepimizin okul sıralarından takıldığımız "havuz problemi" ile başladı. Yoğun yağış Şükrü Saracoğlu’nun zaten bozuk olan zeminini havuza döndürmüş, top kullanmayı, her iki takımın pas iletişimini önemli biçimde engellemeye başlamıştı. Sulu zeminde özellikle top tekniği yüksek oyuncular istedikleri gibi kullanamadılar meşin yuvarlağı. Fenerbahçe’de Tuncay, Serhat ve Ceyhun koşullardan en olumsuz biçimde etkilenen oyunculardı. Beşiktaş’ta da Yasin ve başlarda Tümer istedikleri gibi top kullanamadılar.
Her iki takımı etkileyen bu ortak koşulların aşılması için dayanıklı, dirençli olmak, yardımlaşmak ve akıl kullanmak gerekiyordu. Düğümlenen ikili mücadelelerden sakin ve sağlam çıkmak zorunluydu. Ev sahibi Fenerbahçe, 17. dakikada kırılma noktasına takıldı. Fatih Akyel’in İbrahim’e faul yaptıktan sonra iki ayağıyla da basması Ali Aydın’ın gösterdiği kırmızı kartla sonuçlandı. Hakemin kararıyla birlikte Fatih’in sorumsuzluğunu da irdelemeliyiz. Çünkü, kart sonrası davranışları da tam anlamıyla sportmenlik dışı örnekler oluşturdu. Dahası,Fenerbahçe’de Oğuz Çetin’in kurgulamaya çalıştığı dörtlü savunma organizasyonunu dinamitledi. Fenerbahçe, Ogün, Ümit Özat ve Abdullah’la üçlü savunmaya dönerken takımın canla başla yaptığı mücadele kötü zeminde 10 kişi kalmanın açtığı gedikleri kapatmaya yetmiyordu. Lucescu, tek santrfor İlhan’ın yanına 39. dakikada Ahmet Dursun’u alarak Fenerbahçe’nin eksikliğine karşı gözle görülür fazlalık oluşturdu. Beşiktaş o ana kadar uzun toplarla İlhan’ı buluşturma konusundaki başarısızlığını çift santrforla örtmeye başladı.
Lucescu’nun bu taktik başarısına karşılık Oğuz Çetin 59. dakikada Ceyhun’u çıkarıp, Ortega’yı oyuna almakla bizce bir değerlendirme hatası yaptı. O ana kadar bozuk zemine rağmen iyi top kullanan ve Tayfur’un ileri çıkışlarını önleyen Ceyhun’un kulübeye alınması yerine geçen Ortega’nın da kendi oyun stiline ters saha koşullarıyla mücadele etmesi beklenen verimliliği sağlayamadı. Orta alanda Beşiktaş’ın dakikalar geçtikçe yorulan rakibi karşısında daha rahatladığını ve ağırlık hissettirdiğini gördük. Tümer’in, Johnson’dan çaldığı topla adam eksilterek ceza alanına girmesi ve Ahmet Dursun’un golü yaptığı asist, maçın en iyi hareketiydi. Bu maçı orta alan oyuncularının çözümleyebileceğini düşünmüştük. Yanılmadığımızı gördük. Golün sonrasında Fenerbahçe topu ileri taşıyıp Beşiktaş’ın sağlam savunmasında kaybettikçe Şükrü Saraçoğlu’nun konukları daha çok kontratak fırsatı buldular. Hakem Ali Aydın, ilk yarıda Abdullah’ın, Kaan Dobra’yı düşürmesine, ikinci yarıda Ahmet’in cezaalanı içinde indirilmesine penaltı düdükleri çalmadı. Bunun için onu suçlayamayız. Fatih’e gösterdiği kırmızı kart doğru. Kötü koşullara rağmen yine de maçı iyi yönetti, gerilime ve kavgaya olanak vermedi.