Ayşe Gökçe Susam

Ayşe Gökçe Susam

milliyetege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İZMİR’E dönmek, eve dönmek gibidir.
Benim gibi çocukluğunu, ilk gençliğini İzmir’de geçirip, sonradan mektep kapılarına başka şehirlere ya da başka ülkelere gidenler ve daha sonra da ekmek kapıları peşinde koşturmaya başlayıp memlekete bir türlü temelli dönemeyenler eminim daha iyi anlayacaklar bu cümleyle ne demek istediğimi.

Körfez’in alaca kızıl güzelliği...
İzmir’e dönmek eve dönmek gibidir.
Ne Boğaz havasına, ne de Başkent’in sarımtırak ayazlı bozkır havasına benzer Körfez’in kokusu...
Hele bir de sabahın erken saatlerinde sona ermiş bir yolculukla kavuştuysanız çocukluğunuzun şehrine, Körfez’i taptaze alaca kızıl bir güzellikte yakalarsınız.
İçiniz ısınır...
Kavuşunca, işte o zaman ne kadar çok özlediğini anlar insan...
İzmir’e her dönüşte, ben bir kez daha saygıyla eğilirim İzmir’in kendine özgü ışıltısı önünde.

Denizi görüp, keyiflenmek...
Yıllar içinde çarpık kentleşmenin kendisinden hoyratça çaldığı tüm değerlere, güzelliklere rağmen kaybolmayan bir ışıltısı vardır çünkü bu şehrin.
Her yeniden karşılaşmada, insana hüznü ve coşkuyu birlikte yaşatır.
Sabah kahvaltısına sıcak gevrekle başlamaktır bazen İzmir’e dönmek.
Bazen kış vakti kalın kazakları atıp, tatlı bir güneşin altında Kordonboyu’nda hovardalık etmektir.
İki yanına arabalar park etmiş daracık sokaklarından, gideceğiniz yere varmaya çalışırken karşınızda birden denizi görüp, keyiflenmektir.
Mevsimine denk geldiyse bahçelerinden yılın en tatlı mandalinasını yiyebilmektir.
Yetmişinde, hala kahvelere siyahlara yüz vermeyip, nar çiçeği kazaklara heves eden, şahane ıspanaklı börek açan, enginar dolması yapan anneannemi özlemektir İzmir’e dönmek.

Kendini özgür hissetmek...
Çeşme’ye doğru gittikçe radyonuza karışan Yunan ezgileridir.
Kebaptan çok insanın canının turp otu, radika ve balık çekmesidir.
Bir de İzmir’e dönmek, hep biraz çakır keyifliktir.
İçmenin, kadın erkek-genç yaşlı insanların doluştuğu masalarda sokaklara taştığı bir şehirdir İzmir...
İzmir’e dönmek, Dionysos’tan miras bir gelenekle meyin nahoşluk değil, hoşluk saçtığını bilen bu şehirde, kendini daha kadın, daha erkek, daha çocuk, daha insan, daha özgür hissetmektir.
Bakmayın siz tüm bu İzmir’i kayıran, olumsuzluklardan bahis açmayan güzellemelere...
İzmir’e dönmek, kendi memleketimizin hakkını verip, hiçbir memleketin kıymetinden çalmamanın, kimseye hor bakmamanın gereğine inanmak demektir.
İzmir’e dönmek, hele bu bir ilk yazı olursa, Egelilere sıcak bir merhaba demektir.