Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2000’li yılların başında Amerika’da cinayet işleyen erkekler üzerine yapılan bir araştırmaya göre; cinayet işleyen her dört erkekten üçünün, kadınlarla olan ilişkilerinde ‘iktidarsız’ oldukları tespit edilmişti.
Türkiye’de ise kadına yönelik ölümcül şiddet, erkeğin güç ve iktidarı olarak algılandığı için onları böyle bir araştırmaya konu yapmak yerine, aksine show programlarına konuk yapıyoruz. Öyle ki ‘ölenin hiç mi kabahati yok’ mealinden sorularla olaya her defasında pornografik ya da magazinsel bir boyut kazandırmayı da ihmal etmiyoruz.
Yazık!
Yine öyle oldu: iki karısını öldürdükten sonra kendisine yeni eş arayan bir erkek televizyonlara konuk, gazetelerin haber ve röportajlarına konu olunca; olay haliyle yuhalayanlar ve alkışlayanlar, hak verenler ya da vermeyenler gibi taraftarları olan bir mesele haline getirildi.
Milliyet’in kadınlara yönelik şiddet haberlerinde çoğu kez kadınların hakkını hukukunu koruyup kollayan bir yayın politikası izlediği bir gerçek.

Konu saptırıldı mı?
Ancak okurlarımız iki kadının katili Sefer Çalınak adlı bir şahsın Seda Sayan Show’una konuk olması, Sayan’ın da katil konuğunu “Bu kadar güler yüzlü bir katil gördünüz mü” diye tanıtması sonrası oluşan tepki ve şikâyetlere yeterince yer vermediğimizi düşünüyor.
Söz konusu haberlerin sunuluş biçiminden rahatsız olan okurumuz Ülgen Yılmaz Milliyet’in “Seda Sayan’a sponsordan şok” ve “Botokslu vekil maaşını veriyorum” başlıklı haberlerine dikkat çekerek şöyle diyor:
“RTÜK’e şikâyetler yağıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere milletvekilleri, kadın örgütleri olayı kınayan açıklamalar yapıyor. Ama siz Sayan’ın bir milletvekiline yakışıksız sözlerine, ‘yastığa başını koyunca rahat uyuyormuş’ tarzında açıklamalarına yer veriyorsunuz. Konuyu saptırdınız, olayı iki kadın arasında geçen bir kavgaya, bir magazin haberine çevirdiniz. Bu olay beni çok üzdü.”
Milliyet söz konusu haberin içerisinde Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın RTÜK’e yaptığı şikâyetlere yer veriyor. Programın sponsorunun gelen tepkiler üzerine çekildiğini belirtiyor. Hatta bir gün sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yaptığı şikâyeti de sürmanşetine taşıyor. Okurumuz da zaten söz konusu şikâyetlerin Seda Sayan’ın açıklamaları üzerinden haberleştirilmiş olmasına tepkili ve bu konuda haklı ama Milliyet’in kadına yönelik şiddet ve sorunlarına karşı gösterdiği duyarlılığı yok saymak gazeteye yapılmış büyük bir haksızlık olur.
Türkiye’de medyanın genellikle bazı haberleri gerçekten de yoruma muhtaçtır.
Bir katille de röportaj yapabilir onu televizyona çıkartabilirsiniz ama bunu yaparken olayı sorgulamak meselenin derinliklerine, toplumsal ve sosyolojik boyutuna sorularınızla katkı sağlamak zorundasınız. İki kadını öldürüp yine evlenmek istiyorum diyen, en küçük bir pişmanlık duymayan akıl sağlığı tartışmalı bir adamı kamuoyunun karşısına çıkartmak olayı meşrulaştırmaktan öteye gitmez.

Uzman görüşü önemli
Bu tür haberler uzman psikolog ve toplum bilimcilerin açıklamaları ve yorumları üzerinden okura sunulmalı. Gazetecilik sadece cevap hakkı tanıyan bir aracı kuruluş değildir. Bir gazete birinci sayfasına taşıdığı toplumsal sorumluluk gerektiren bir haberi, bir sunucunun televizyon üzerinden yaptığı açıklamalarla geçiştiremez. Soru sormak gazeteciliğin temel kurallarından biridir.
Çünkü biz hâlâ iki kadını öldüren bir adam on yıl bile yatmadan sokaklar da rahatlıkla nasıl gezebiliyor sorusuna yanıt veremiyoruz. Hukuken nasıl bir boşluk var bilmiyoruz. Annesini öldüren adamı bir show programında izlemek zorunda kalan bir delikanlının nasıl bir travma yaşadığına tanık değiliz, Bir hukukçunun bir psikologun bu konudaki görüşüne yer vermiyoruz...
Sadece bir katilin gerçek şovuna tanıklık ediyoruz...
Yani sorunu doğru bir şekilde ortaya koyamadığımız içindir ki sonuç belli
Evet! Sıradaki katil konuğumuz lütfen!