Berna Laçin

Berna Laçin

berna.lacin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YENİ DELİLİĞİMİZİN ADI: NOMOFOBİ
Kısaca özetlersek, cep telefonsuz kalma korkusu. Cep telefonundan uzak kalınca duyulan huzursuzluk, hatta cep telefonsuzluğun ‘başa vurma’ hali... ‘No mobile phone’ yani ‘cep telefonsuz olma’ durumunun fobi haline gelmesinden türetilmiş ‘nomofobi’ kavramı, Oxford sözlüğüne bile girdi. Teknoloji çağının yeni hastalığı olarak karşımıza çıkan bu kavram, düşünün ki öncelikle İngiltere’de ortaya çıktı. Bir de bizi ya da Uzak Doğulular’ı filan incelemeye alsalar, sonucun vahameti kaça katlanır, varın siz hesap edin! Hiç öyle dudak bükmeyin. Bir düşünün, her boş bulduğunuz an şöyle bir Twitter ya da Instagram sayfanızı güncelliyor musunuz, WhatsApp gruplarınıza gelen mesajlara gayriihtiyarı göz gezdiriyor musunuz ya da hiç olmadı akıllı telefonunuzdan bir hava durumu kontrolü yapıyor musunuz? Öyleyse, geçmiş olsun...

Haberin Devamı

YENİ DELİLİĞİMİZİN ADI: NOMOFOBİ
Ortak sıkıntıları neler?
- Telefondan, bir kol boyu mesafeden daha uzak kalamama hali. Başka odada kalsa, hatta diğer koltuğun üzerinde bile dursa hemen alıp, el altında tutma ihtiyacı. Evde unutma veya şarj bitmesi durumlarında panik olma hali.
- İstemsiz olarak, gerekli gereksiz, sık sık telefona bir göz atmadan rahat edememe hali. El alışkanlığının dibi.
- Geceleri başucunda tutma, uyanır uyanmaz ele alma ihtiyacı. Adeta vücudun bir uzvu olarak görme hali.
- Sürekli bir zihin bulanıklığı, bardağa vazo demeye varan bir dikkat dağınıklığı, hatta “Eyvah alzheimer mı oluyorum?” korkusuna varan unutkanlık ve her şeyi birbirine karıştırma hali.
- Paralel evrende yaşarcasına, sosyal medyada ikinci benlik oluşturma hali. Dizi ya da maç izlerken bile bir yandan Twitter’daki yorumları okuma ve oraya laf yetiştirme gayreti. Daha da ileri gidip, film izlerken, okul WhatsApp grubunda okuldaki yemekleri tartışma deliliği. İşte bunlar hep nomofobi...

Yeni moda depresyon: Anhedoni
Allah’ım teknoloji geliştikçe, nur topu gibi kavramlar doğuyor! Aslı ‘Anhedonia’ olan kelime çok eski ama derdi yeni... Yunanca’dan gelen sözcük, normalde yapmaktan çok keyif aldığımız şeylere karşı bile bir isteksizlik duyma, kısaca yaşamdan zevk almama durumu. Yani depresyona giden yolun başı gibi de düşünebiliriz.
Hayatı doya doya yaşamaya gelmiş olanların inandığı ‘hazcılık’ anlamına gelen ‘Hedonizm’ felsefesinin başına ‘an’ gelmiş ve olumsuzlaşmış hali olarak düşünürsek, ‘haz kaybı’ olarak da yorumlayabiliriz ‘anhedoni’yi... Eğer siz de “Ay ben eskiden bayılırdım konu komşuyla, misafirciliğe ama şimdi hiç evden çıkasım yok!” ya da “Ne kazaklar örerdim ama şimdi içimden gelmiyor!”, hele hele, “Hiçbir şey yapmak istemiyorum” falan gibi cümleler kuruyorsanız, nur topu gibi bir anhedoni durumunuz var. Eşe, dosta ve aileye müjdeyi verip, sizinle bu aralar pek uğraşmamalarını tavsiye edebilirsiniz.

Haberin Devamı

YENİ DELİLİĞİMİZİN ADI: NOMOFOBİ
PALU AİLESİ VAKASI
Hiçbir fikrim yok. Bunu ukalalık olsun diye söylemiyorum, meraktan çatlıyorum. Sosyal medyada yazılanlardan anladığım kadarıyla, korku filmlerinden beter. Mevzuya bulaşıp, biraz konuya giren arkadaşlarımda uykusuzluk seviyesi üç günden başlıyor. Bakın zaten Instagram’da güzel hayatları göre göre insanların ne yaptığını, nereyi gezdiğini, nerede eğlendiğini izleye izleye olduk nomofobi. Bu gidişle sonumuz anhedoni... Bir de Palular için ruhumuzu sakatlayıp, hep birlikte delirmeyelim, ne dersiniz? İnatla gözümü kulağımı tıkadım, size de tavsiye ederim. Dayanabildiğimiz yere kadar dayanalım. Başımıza yeni fobiler açmayalım!