Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cosmopolitan İngiltere’nin yayın yönetmeni Farrah Storr, Marka Konferansı için önümüzdeki hafta İstanbul’a geliyor. Öncesinde Londra’daki ofisinde buluştuk ve son kitabı “The Discomfort Zone”u (Konforsuzluk Alanı) ve Cosmopolitan’ın kadınlar üzerindeki etkisini konuştuk.

“Çocuk da yaparım, kariyer de mümkün değil”

- Cosmopolitan kadınlar için bir dönem kutsal kitap gibiydi. Şimdi ise hayat çok değişti, yeni çağa ayak uydurabilmek için neler yapıyorsunuz?

Cosmopolitan hala birçok okur için kutsal kitap gibi, sadece içeriği değişti. Yayın yönetmeni olduğumda ilk yaptığım değişiklik seks önerilerini ve köşe yazılarını kaldırmak oldu. Daha detaylı araştırılmış haberlere yer vermek istedim. İngiltere’de MeToo hareketinin öncüsü olduk. Kilolu kadınları kapağımıza taşıyarak kadınların bir model gibi prototipe uyması gerekmediğini anlattık. Ayrıca en çok övündüğüm projemiz, Cosmo evleri yarattık. Londra’da yaşam çok pahalı olduğu için, burada kira ödeyemeyecek durumda olan yaratıcı alanlardan kadınlara özel evler hazırladık. Bize yazılarıyla, sanatlarıyla destek olmalarını istedik, onlara dergide bir alan açtık.

Haberin Devamı

- Dergiciliğin, basılı yayınların geleceğini nasıl görüyorsunuz?

İyi içerik önemli olan. İyi içeriğe, uzman yazarlara her zaman ihtiyaç olacak, bilgi kirliliğinden kurtulmak için. Ben olumlu bakıyorum. Değişen tek şey, eskiden sadece dergi hazırlıyordunuz. Şimdi ise büyük bir iş yönetiyorsunuz, etkinliklerden sosyal sorumluluk projelerine, online bir platformdan basılı bir dergiye birçok farklı alana hakim olmak zorundasınız, iyi bir markayı koruyabilmek için.

“Kendimi bulabilmek için bunu yapmalıydım”

- Son kitabınız ‘The Discomfort Zone”da konfor alanınızdan çıkmanın faydalarını anlatıyorsunuz. Siz ilk defa konfor alanınızdan nasıl çıktınız?

Ben üniversite sonrası tek yön bir biletle, Fransızca bilmeden Paris’e gittim ve 1 yıl kaldım. 3 çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak çok korunaklı büyümüştüm. Bunu aşabilmek için ve çok geç olmadan kendimi bulabilmek için bunu yapmalıydım. Zaten büyük isimlere baktığınızda görüyorsunuz, hep konfor alanı dışında, imkanlar eksik ya da zor olduğunda daha yaratıcı olmuşlar. Frank Gehry’den Steven Spielberg’e birçok dünyaca ünlü isim için geçerli bu. Frank Gehry “Çizim yapamadığım tek zaman her şey dört dörtlük olduğunda” diyor. Steven Spielberg’in “Jaws” filminin başarısı da teknik imkansızlıklardan kaynaklanıyor biraz da. Ben de Women’s Health ve Cosmo’nun yayın yönetmeni olduğumda çok zor bir ortamda çok kısıtlı bütçelerle göreve geldim ve başarılı olmamda bu zorlukların çok faydasını gördüm.

Haberin Devamı

- Cosmo’nun mottosu “Çocuk da yaparım, kariyer de”. Bir kadın her şeye yetişebilir, hem harika bir aile hayatına hem de çok başarılı bir kariyere sahip olabilir fikrini hayatımıza sokan dergi Cosmo. Oysa siz 35 yaşında hepsine birden yetişemeyeceğinizi anlayıp çocuk yapmama kararı vermişsiniz.

Bu bir ironi mi?

“Çocuk da yaparım, kariyer de mümkün değil”

Evet, “Çocuk da yaparım, kariyer de” ilk defa Cosmo ile hayatımıza girmiş. Ama doğrusu bunu savunan yayın yönetmeninin de çocuğu yokmuş ve çok yoğun çalışıyormuş. Yazdığı kitabın yayınevinin oyununa gelmiş biraz da. Daha çok ses getirecek bir başlık olsun diye böyle bir karar vermişler. Ben 30’lu yaşlarımda normal yollardan çocuk sahibi olmaya çalıştım ama daha sonra tüp bebek tedavisi görmem gerektiğini öğrenince bir karar vermem gerekiyordu. Düşündüm ve aslında anne olmayı o kadar da çok istemediğimi fark ettim. Zaten Cosmo’nun yayın yönetmeni yeni olmuştum ve hem tüp bebek tedavisini hem bu kadar yoğun bir iş stresini kaldırabileceğimi düşünmedim ve eşimle konuşup böyle bir karar verdik. Bunu da okurlarla paylaşmak istedim, benim gibi her şeye yetişemeyeceğini düşünen kadınlara yalnız değilsiniz demek istedim. Çünkü insanlar böyle düşünseler bile çoğu zaman susmayı tercih ediyor, oysa sizinle aynı durumda başkalarının da olduğunu bilmek insanı rahatlatıyor.