7 saatte Moda
Yağmur çamur dinlemeden ünlü rehber Saffet Emre Tonguç ile Kadıköy-Moda turuna çıkıyoruz. Bakın bir güne neler sığdırıyoruz?
Uykusuz bir gece üstüne şakır şakır yağmur yağıyor. Bu şartlarda beni hiçbir güç karşıya geçiremez. Bir tek istisna var kaideyi bozabilecek, o da Saffet Emre Tonguç ile paha biçilemez bir İstanbul gezisi. Üşenmeyeceğim, ertelemeyeceğim deyip ilk vapura atlıyorum. Vapurda müzisyenleri dinleyip Kadıköy’e geçiyorum.
Saffet Emre Tonguç’u artık bilmeyen yok. Türkiye’nin en çok tanınan rehberi. Yurt dışından önemli kim gelse o gezdiriyor. Saffet’in
Boğaz turları da meşhur. Şimdi Mastercard ile “Paha biçilemez İstanbul” turları yapıyor ve her turda yaşadığımız şehirle ilgili daha önce
hiç fark etmediğimiz o kadar çok şey öğreniyoruz ki yağmur çamur hiçbir şey durduramıyor bizi. Bu gezilerde aklı kalan ve basın grubuna katılmak isteyenler de oluyor. Zeynep Hamedi, Elif Dağdeviren, Melisa Çakarlar, Sibel Tüzün gibi isimler de var aramızda. Ben gruba Moda Pizza’da katılabiliyorum.
Hızlı bir Kadıköy turu
Öncesinde hızlı bir Kadıköy turu yapılmış. Baylan Pastanesi, Ali Muhiddin Hacı Bekir Pastanesi ve sonrasında Ermeni Surp Takavor (Kral İsa) Kilisesi ile başlanmış.
Rum-Ortodoks Azize Euphemia (Ayia Efimia) Kilisesi üstüne Balıkçılar Çarşısı gezilmiş.
Çarşıda Yanyalı Fehmi Lokantası, Çiya Restaurant ve Eta Bal’a uğranmış. Antikacılar Sokağı’ndan geçip Süreyya Operası’na gidilmiş. Sonra Surp Levon Kilisesi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi, Boğa Heykeli ve kafe-kitapçı Tasarım Bookshop ziyaret edilmiş.
Aya Triada Kilisesi, Çay Tarlası, 6.45 Kitapçısı ve Kordelio Moda Fırını’ndan sonra Naif Design’da bir mola verilmiş. Burada tüm mobilya ve aksesuarlar doğal ve geri dönüşüme uygun endüstriyel malzemelerden. Tarihi Moda Eczanesi ve Moda Meyhanesi’ne de uğradıktan sonra yemek Pizza Moda’da.
Amerika’dan yeni dönmüş bir karı-koca açmış Moda Pizza’yı ve küçük dükkanda harika pizzalar yapıyorlar. Moda’yı medeni sakinleri nedeniyle tercih etmişler. Dört peynirli pizzanın üstüne tiramisuyu da deneyince, “İyi ki Moda’da yaşamıyorum, yoksa yanmıştım” diyorum kendi kendime.
Bahariye Caddesi Kadıköy’ün simgeleri arasında.
Ayazmayı ziyaret ettik
Yemek sonrası turumuz başlıyor. Önce küçük dükkanlara giriyoruz. Bakır tencere tavalara bayıldığım için en çok Soy adlı küçük showroom’a bayılıyorum. Bir diplomat anne-babanın oğlu Halep’te yaşarken bakır işini öğreniyor ve Türkiye’de üretime başlıyor. İçi saf gümüş olan bakır tencerelerin burada perakende
satışı yok, yine de burada epey oyalanıyoruz. Sonra Zelazzo’ya geçiyoruz. Birçok tasarımcı bir araya gelmiş. Daha sonra sırada Bizon Studio var. Kartondan yapılmış sehpalar ve koltukları inceliyoruz. Piyanist Ayşegül Sarıca’nın da oturduğu Sarıca Köşkü’ne hayranlıkla bakıyoruz. Koço Restaurant’ın altındaki Aya Ekaterini Ayazması’nı ziyaret ediyoruz. Hemen sonra Kadıköy Kız Lisesi’ni geziyoruz. Muhtar Paşa Köşkü artık öğretime kapalı. İçine girmek
bile yasak ama merdivenlerinde bir hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. Böyle ihtişamlı bir köşkün terk edilmiş olması içimizi acıtıyor.
Moda’da çirkin apartmanların arasında ihtişamlı köşkler dikkat çekiyor. Bunlardan biri de Barış Manço’nun evi. Ev şu anda Halk Bankası’na ait ve Kadıköy Belediyesi bankadan kiralayarak bu evi müzeye çevirmiş. Manço ailesi Barış Manço’nun eşyalarını burada koruyor. Bahçesinde dev domates, biber, patlıcan heykelleri olan eve girer girmez Barış Manço’nun canlı gibi duran heykeli karşılıyor bizi. Evi Batıkan Manço ile birlikte geziyoruz. Bir yandan babasını bir yandan evdeki anılarını anlatıyor. Konu “Adam Olacak Çocuk” programına gelince “Babam o çocuklarla ilgileniyor, bizimle ilgilenmiyor diye çok kıskanırdık” diyor.
Barış Manço’nun antika eşyaları, tozunu kendi aldığı antika vazoları, evlenirken seçtiği antika yatak odası takımı, Mahmut Paşa’dan kalma çalışma masası ve tabii kostümleri ve takılarını görünce bir kez daha içiniz acıyor. Tam bir rock star hayatı yaşanmış bu evde.
Finali Moda Deniz Kulübü’nde Buket Uzuner ile sohbetle yapıyoruz. “Hiçbir zaman bir yere bağlı olmak istemedim ama gelin görün ki Moda denince akla gelenlerden oldum” diyor Buket Uzuner. Bu durumdan belli ki memnun, hem semtin günlük hayatını anlatıyor hem de kitaplarından bir bölüm okuyor.
Sonrasında Tarihi Moda İskelesi’nden bir tekneye atlayıp dönüş yoluna geçiyoruz. Aklımız Moda’da kalarak...
Yerlisi Buket Uzuner’den Moda önerileri
* Arka Oda’nın sahipleri açtı Yer’i. Sonra tam karşısında Muaf açıldı. Oyuncuların, yazar çizerlerin gittiği bir yer oldu. Servis yavaş olduğu için uzun oturmayı tercih edenlerin, beklemeye sabrı olanların tercihi. Hafta sonları dışarıdan gelenler de oluyor. Kahvaltısı çok güzel.
* Moda’nın bir diğer buluşma noktası: Caffe Nero. Gazeteciler, reklamcılar, yazar-çizerler üst katı
ofis olarak da kullanıyor.
* Starbucks ise Moda’ya yeni taşınanların, dizilerde parlamaya başlayan genç oyuncuların
tercihi. Ayrıca motosikletliler ve bisikletliler de burayı tercih ediyor, önündeki park alanı yüzünden.
* Lavazza’ya ise daha çok dışarıdan gelenler, Ali Usta’da dondurma yedikten sonra tercih ediyor. Bu arada hatırlatalım, Ali Usta hâlâ tadilatta.
* Galata’da şubesi bulunan Cherrybean Coffees’in alt katında sergiler yapılıyor.
* Semtin barı Zeplin. Kapı önündeki kalabalıktan belli oluyor. Hemen yanındaki Ayı ise daha çok üniversite öğrencilerinin tercihi.
* Tam karşılarında ise Haluk Bilginer’in Oyun Atölyesi var. “Oyun Atölyesi ve Haluk Bilginer sayesinde çocuklarımıza mahallemizde Shakespeare izletebiliyoruz” diyor Buket Uzuner. Ayrıca Moda Sahnesi de sinema ve tiyatrosuyla semte önemli bir değer katıyor.
* Çay bahçeleri bir Moda klasiği . Yemek için ise iki klasik: Cibalikapı Balıkçısı ve Koço.
* Moda’ya gelmişken mimarisiyle dikkat çeken Pappa Apartmanı görülmeli. Galata için Doğan Apartmanı neyse, Moda için de Pappa Apartmanı o. Hemen altındaki Pappa Cafe’de bir kahve içilmeli.
* Beppe pizzalarıyla ve kahvaltısıyla meşhur.
* Alışveriş denince öne çıkan ise Moda Arden. İyi markaların ihraç fazlası ürünlerini uygun fiyatlara burada bulabiliyorsunuz. Ayrıca Monochrome da tasarımlarıyla dikkat çekiyor.
