Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Babylon’da Helena Christensen ile birlikte Paul Banks’i izledik. Finali Aztek’te 80’lere ve eski Türk filmlerine ışınlanarak yaptık

Babylon üstü Aztek

Aztek. küçük bir yer aslında. Olayı herkesin içeride çok rahat etmesi.

Her şey Babylon Lounge’ta başladı. 13 Şubat’ta, 14 Şubat’a saatler kala. Üç arkadaş konser öncesi bir araya gelecek, geceye erken başlayacaktık. Başta Sevgililer Günü umurumuzda değildi. Ne olduysa sonra oldu.
Babylon’un balkonunda Paul Banks’i izliyoruz, Paul Banks’in sevgilisi Helena Christensen ile birlikte. Zaten Mehmet Tez, konser öncesi Paul Banks’i bana anlatırken önce “Interpol’ün solisti, çok iyi” diyor, sonra da herhalde yeterince tepki vermediğim için bir magazin haberi ekliyor: “Helena Christensen’in sevgilisi, birlikte geldiler”. Sanırsınız, karşısında bir Victoria’s Secret melekleri fanatiği var. Yine de Mehmet Tez haklı, bir kadının dikkatini bir başka kadının adını vererek çekmek çoğu zaman daha kolay. Konser öncesi Paul Banks ve Helena Christensen, The House Cafe’de yemekte bilgisi geliyor, oralı olmuyoruz. Nasılsa konserde buluşacağız.

Helena Christensen “groupie” olmuş
Paul Banks çok iyi çalıyor, çok iyi söylüyor. Müthiş sesinden benim gibi hiç kulağı olmayan birinin bile etkilenmemesi mümkün değil. Ama yine de sevgilisinin tüm konser boyunca gözünü bir kere bile ondan ayırmamasına şaşırmamak elde değil. Helena Christensen elinden düşürmediği iPhone’u ile Paul Banks’in yüzlerce kare fotoğrafını çekiyor. Dünyanın en çok para kazanan süpermodeli ol, Victoria’s Secret defilesinde kanatlar tak, dergi kapaklarını süsle, sonra da sıradan bir groupie gibi konser konser gez.
14 Şubat’ın etkisiyle ‘Bu nasıl aşk!’ konuşmaları yapıyoruz. “Hayranlık olmadan aşk da olmaz” diyen de var,
“E, çıtır sevgili bulunca böyle buldumcuk oluyor insan” diyen de. Helena Christensen, Paul Banks’ten yaşça büyük olabilir (10 yaş) ama 45 yaşında hâlâ
son derece fit. Üstelik hamile olmasına rağmen. Yüzü botoks ve dolgudan nasibini almış. Kadınlar böyle işte, karşımıza top modelleri sıra sıra dizseniz de burun kıvıracak bir özellik buluyoruz. Bu da ta içimizden gelen bir yetenek.
Paul Banks izleyiciden memnun, sahnede uzun kalıyor. Konser sonrası tekrar Babylon Lounge’a geçiliyor. Gecenin DJ’i Sine Büyüka. İşte ne oluyorsa oluyor, o dakikalarda kaşınmaya başlıyoruz, acıktık diye. Kendimizi bir taksiye atıyoruz, “Aztek lütfen” diyoruz. “Hani şu sokak ortasındaki demir kapılı yer mi?” diyor taksi şoförü. Aztek’e gecenin finalinde gidildiğini göz önüne alarak bize bir İstanbul turu attırmaya karar veriyor. “Oradan değil, buradan gidecektiniz” diyecek oluyoruz ama artık çok geç. Uzun bir turdan sonra kendimizi anahtarlı demir kapının önünde buluyoruz.

Haberin Devamı

36 yıllık hatırı var
Son zamanlarda Aztek’in kapısından dönen çok. Nihat Odabaşı gibi müdavimlerin bile çok kalabalıksa içeri alınmadığını biliyoruz. Dile kolay, Aztek 36 yıllık bir işletme. Zaten 80’lerdeki Türk filmlerinden kalmış dekor ve ruh olarak. Her an bir köşeden Serpil Çakmaklı, Kadir İnanır ya da Nuri Alço çıkabilir. Aztek’in en iyi yanı prensip sahibi olması. Ne kadar ünlü biri gelirse gelsin prensipler bozulmuyor. İçerisi doluysa dolu. O yüzden cuma ve cumartesi gidileceği zaman artık önceden rezervasyon yaptırılıyor. Ama Aztek öyle önceden planlayıp, rezervasyon yaptırıp gidilecek bir yer değil. Son dakika kararıyla geceyi uzatmak için gidiliyor. Tabii Cem Yılmaz’ın Ahu Yağtu’ya yaptığı doğum günü partisi gibi özel kutlamalar da yapılıyor Aztek’te.
Hâlâ gitmediyseniz gözünüzde büyütmeyin. Küçücük bir yer aslında. Herkes sahanda sucuk, mantı ve pazı dolmasını anlata anlata bitiremiyor. Ama ıslak hamburgerler gibi ancak belli bir saatten sonra lezzetli gelebilir bu yemekler. Aralarında en başarılı olan kesinlikle pazı dolması. Bu arada içerisi dumanaltı diyenlere inanmayın. Aztek buram buram sucuk kokuyor.
Aztek’in olayı, herkesin içeride rahat etmesi. Personel yıllardır değişmemiş, en yeni garson bile beş yıldır burada. Kimsenin birbirine bakacak, sataşacak hali yok. Herkes kendi kendine eğlenmeye geliyor. Bir masada kalabalık bir kadın grubu, bir masada gecenin bu saatinde ellerinden telefonu düşürmeyen ve birbirleriyle neredeyse hiç konuşmayan iki kız arkadaş, bir masada ise çalan şarkıdan bağımsız slow dans eden bir çifti izliyorum. Bakarken de utanıyorum çünkü benim dışımda burada kimse kimseye bakmıyor.

Haberin Devamı

İstek şarkı çalıyor
80’lerden şarkılar çalıyor, eski Türk filmi müzikleri. İstek şarkı da yapılıyor. Bir ara bir arabesk şarkı isteğine şahit oluyorum. Garson istek yapan müşteriyi kibarca uyarıyor, “Burada arabesk ve Türk Sanat Müziği çalmaz” diye. Bunun üzerine 80’lerin güzel şarkılarından 90’ların tahammül edilmez Türkçe popuna geçiş oluyor. Nasıl oluyor bilmiyorum ama çalan bütün şarkılara hakimim. Repertuarımın bu kadar geniş olduğunu kendim bile bilmiyordum. Arkadaşlarım da şaşırıyor. Okul servisi kültürü diyorum, başka bir şey demiyorum. İstanbul’da istediğin kadar Amerikan okuluna git, servis hayatın Süper FM’le geçtiyse yapacak bir şey yok. Özün böyle oluyor işte. Öze dönmek için Aztek şahane bir seçim. Hatırlatalım, pazar hariç her gece açık. Fiyatlar da korkutucu değil. Yine de itiraf etmeliyim, Babylon’daki Paul Banks konseri üstüne hafif bir kültür şoku oluyor. n
Aztek, Efe Sokak No: 36 Osmanbey Tel: 0212 247 59 01