Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Beyoğlu’na ne oluyor, İstiklal Caddesi’nde dükkanlar, kafeler hızla kapanıyor!” haberleri geçen yılın gündemindeydi. Oysa o zaman da sosyal hayat hızla normale dönmüştü ve aslında Beyoğlu’nda yaşananlar uzun bir sürecin sonucuydu.

Zaten semte ruhunu veren birçok yer kapandığında verilmesi gereken tepki ancak o zaman bir zincirin halkaları kapanınca verilmeye başlanmıştı.

Kaç İstanbul klasiği daha gözlerimizin önünde yok oldu, benzer nedenlerden.

Hoşçakal Hayal

Rejans’tan Şamdan’a

Büyük polemiklerden biri Beyoğlu’ndaki Rejans’ta yaşanmıştı. İstanbul’un en eski lokantası, 84 yıllık tarihine rağmen 2011’de mal sahibiyle yaşanan anlaşmazlık sonrasında kapanmak zorunda kalmıştı. Daha sonra aynı yerde 1924 Rejans açıldı, Mısır Apartmanı’ndaki 360’ın ortakları olarak tanıdığımız Mike Norman ve Sasha Khan tarafından.

Haberin Devamı

İsim hakkı sorunu yaşandı, Rejans’ın isim hakkını elinde bulunduran Erdal Sezener de haklıydı, yabancıların bu kadar yıllık markanın ismini sahiplenmesinde. Ama bir yandan da Rejans geleneğine sahip çıkılması güzel bir şeydi. “Bu değerli gelenek 1924 adıyla tekrar hayat buluyor” demeleri de, “Geleneği kendi yorumumuzla devam ettireceğiz” sözü vermeleri de İstanbullular için sevindiriciydi.

Daha sonra benzer bir durum 41 yıllık Etiler Şamdan’da yaşandı. Kapandı kapanacak diye çok konuşuldu ama kimse nedense konduramadı onca yıllık Şamdan’ın kapanabileceğine. Belki eskisi kadar çok gidilmiyordu
ama her zaman bir İstanbul klasiğiydi.

90’ların öncüsüydü

“Şamdan’a sahip çıkalım” demekte geç kaldık, her ne kadar daha sonra mülk sahibi ve mekan işletmecisi arasındaki krizi günlerce konuşsak da.

Şimdi İstanbul’un en önemli konser mekanlarından biri daha tarih oluyor. Beyoğlu’nun simgelerinden biriydi Hayal Kahvesi ya da müdavimlerinin deyişiyle Hayal. Tam bir Beyoğlu mekanıydı, semte sonradan gelen kulüpler gibi havalı değildi.

Köprüaltı kültürünün daha silinmediği, rock müziğin, Türkçe rock’ın günlük hayatın parçası olduğu günlerde Beyoğlu’nun önemli markalarındandı. 1990’larda başlayan; Kemancı, Roxy, Godet ile katmerlenen Beyoğlu’nun hatırladığımız en iyi döneminin öncülerindendi. Bizim kuşak için önemliydi, daha sonra Çubuklu Hayal Kahvesi ile Boğaz mekanı olmasına ve müdavimlerini yabancılaştırmasına rağmen bile.

Haberin Devamı

Derken Türkiye’nin farklı şehirlerine de yayıldı, şubeleri açıldı. Beyoğlu’ndaki eski yerinde, Büyükparmakkapı Sokak’ta Afrika Han’da, daha sağlamdı ama birkaç yıl önce İstiklal’in girişinde soldaki ilk sokağa taşınmak zorunda kaldı. Geçen yıl her gittiğimde 20-30 kişi vardı toplasanız, hatta bu yıl son gittiğimde 10 kişi sayabildim sadece.

Mekanlara sahip çıkmalıyız

Şimdi ise Hayal Kahvesi kapanıyor haberine üzülenler kadar şaşıranlar da var. Şaşıranlar, İstanbul’da özellikle de Beyoğlu’nda yaşanan değişimden bihaber. Belli ki Hayal Kahvesi’ne gitmedikleri gibi İstiklal Caddesi’ne de uzun zamandır çıkmıyorlar. Zaten İstiklal’e çıkanların da sayısı azalıyor gitgide.

Yılların mekanları tek tek kapanmak zorunda kalıyor, bu gidişle daha da çok mekan kapanmak zorunda kalacak. Bu durumda sadece mülk sahiplerine ya da mekan işletmecilerine değil, biz müşterilere de büyük sorumluluk düşüyor. İş işten geçene kadar beklememek, mekanlara sahip çıkmak gerekiyor. Kim bilir belki müdavimler vazgeçmeseydi, Hayal Kahvesi’ni doğduğu Beyoğlu’nda daha uzun yıllar yaşatmak mümkün olabilirdi.

Haberin Devamı

İşte bunu hiç unutmamak gerekiyor.

Hoşçakal Hayal