MODA, IRKÇILIK, SKANDAL...

İtalyan moda devi Dolce & Gabbana, Şanghay’daki defilesini son anda iptal etmek zorunda kaldı.

Peki ama neden?

Reklam kampanyasında Çinli bir modeli bir tabak İtalyan spagettisini çubuklarla yemeğe çalışırken gösterdikleri için.

Çinliler bu kampanyayı kendilerine, kültürlerine saygısızlık olarak algıladı.

Daha sonra Stefano Gabbana’nın Instagram hesabından “Bunun neresi ırkçılık?” açıklaması yapıldı, son satırlarında ise “Asıl ırkçılık köpek yemek değil mi?” gibi daha da fena bir cümle de vardı.

Tabii Çin’deki influencer’lar ve takipçiler bu korkunç açıklamalardan sonra markayı boykot etme çağrısında bulundu.

Bunun üzerine marka açıklama yapmak zorunda kaldı, “Stefano Gabbana’nın Instagram hesabı hack’lenmiştir, yasal işlem başlatıldı, bu açıklamalar bize ait değil” diye.

Ama tabii iş işten geçmişti.

Bu gibi durumlarda ani öfkeyle yapılan yersiz açıklamalar da olabiliyor, daha sonra özür yerine hacker’lara sığınılabiliyor ya da gerçekten markanın rakipleri, düşmanları da sosyal medya hesaplarına müdahale etmiş olabiliyor.

Doğruyu öğrenmemiz çok mümkün gözükmüyor.

Ama burada önemli olan, tek bir doğru var tabii, bulunduğunuz coğrafyanın kültürüne sonsuz saygı göstermek gerekiyor.

Sizin esprili bulduğunuz minik bir fikir bazen milyon dolarlar harcanan bir çuval inciri mahvedebiliyor.

İşte bu aşamada en önemli şey, kriz yönetimi.

Bakalım, İtalyan marka Çin’in sonsuz alım gücü karşısında kendini nasıl affettirmeye çalışacak?

Bir TV dizisi izler gibi gelişmeleri heyecanla bekliyoruz.

Geçmişi yeniden yaratmayı bırakabilecek miyiz?

Bu hafta sonu Financial Times’ta moda yazarı Jo Ellison “Bir kaşık daha nostalji?
Hayır, teşekkürler” başlıklı bir yazı yazdı.

Ellison, kültürel olarak giderek tembelleştiğimizi ve bu nedenle daima geçmişi yeniden yaratmak istediğimizi özetledi.

Marc Jacobs’ın 1993’te Perry Ellis için hazırladığı koleksiyonu bu ay yeniden piyasaya çıkarmasından Dior’un 1999’da John Galliano tarafından tasarlanan at eyeri şeklindeki çantaları bu yıl yeniden piyasaya çıkarmasına somut örnekler de verdi.

Evet, moda da tarih gibi her zaman kendini tekrarlıyor, jenerasyon farkıyla birlikte trendler de yeniden aramıza katılıyor.

Ama tabii dijital çağ affetmiyor.

Eskiden sadece moda tasarımcılarının ulaşabildiği arşivler artık hepimize açık.

İnternet sayesinde artık hiçbir moda, hiçbir tasarım yok olmuyor.

Bu kadar büyük yatırımın yapıldığı moda sektöründe aynı şeylerin ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilmesi ve tekrar tekrar tüketilmesi olacak iş değil.

Kaçırılmayacak 2 sergi

- Elif Uras’ın ilk monografisi ile farklı coğrafyaların kültürel izlerinden beslenerek hayata geçirdiği mekâna özgü yerleştirmesi Kaynak, 24 Kasım’da Galata Rum İlköğretim Okulu’nda görülebilecek. Sergi 30 Aralık’a kadar devam edecek.

- Yıldız Moran: Bir Dağ Masalı sergisi ise İstanbul Modern’de 23 Kasım’da açılacak, 12 Mayıs’a kadar görülebilir.