Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Murat Tabanlıoğlu, Nevzat Sayın, Gökhan Avcıoğlu, Hasan Çalışlar, Brigitte Weber ve daha birçok mimarla aynı uçakta gidiyoruz Venedik’e. Sanat bienallerinden farklı bir kalabalığı var uçağın da Venedik’in de. Bir kere ilk dikkat çeken, mimarlar siyahtan şaşmıyor ve kılık kıyafetlerinden ne iş yaptıkları anında belli oluyor. Belli ki sanatçılar kadar renkli bir dünyaları yok. Venedik Mimarlık Bienali’ne ilk gidişim dediğimde şaşırıyorlar. Oysa sonradan anlıyorum ki sanat bienalleri gibi değil mimarlık bienali, daha çok sektörel bir buluşma gibi. Çizimler, maketler, malzemeler ilginç ama sanat bienali kadar şaşırtıcı ya da ufuk açıcı olduğunu söylemek mümkün değil.

Haberin Devamı

Son Venedik çıkarması

Görselliği dikkat çekici

Benim için bienaldeki en etkileyici yer Arsenale’de Sale d’Armi binasındaki Türkiye Pavyonu oluyor. Venedik Bienali’nde Türkiye Pavyonu’nun kalıcı bir yeri olması iki yıl önceye dayanıyor. İlk seferde Murat Tabanlıoğlu’nun daha kişisel bir hikayesi vardı. Bu yıl ise “Darzana, İki Tersane Bir Vasıta” ile katılıyoruz bienale. Tuhaf ama Türkiye Pavyonu’nun açılışı da milli maç hissiyatıyla geçiyor. Herkeste bir coşku, sonsuz gurur hali... Konuştuğum herkes Darzana’dan etkilenmiş.

Son Venedik çıkarması

Önce ekibi sayalım: Ekip Feride Çiçekoğlu, Mehmet Kütükçüoğlu ve Ertuğ Uçar küratörlüğünde, Cemal Emden ile Namık Erkal’ın küratöryel işbirliğiyle, Hüner Aldemir, Caner Bilgin, Hande Ciğerli, Gökçen Erkılıç, Nazlı Tümerdem ve Yiğit Yalgın’dan oluşuyor. Daha ilk bakışta görselliğiyle çekiyor Darzana. Hikayesini okumadan da az çok tahmin edebileceğiniz bir duruşu var. Zaten, bu çağda kimsenin uzun uzun açıklamaları okuyacağı yok. Küratörlerden mimar Ertuğ Uçar’la konuşuyoruz, “Bu kadar çok pavyonun ve işin arasında görsel olarak beni içine alacak ki okuyayım, yoksa hikayesini merak edip durmanız mümkün değil” diyor. Gerçekçi.

Uçar’dan hikayeyi de dinliyoruz tabii, sınır ihlalleri ve melezlik üzerine aslında, tersane kentleri olan Venedik ve İstanbul arasındaki ortak kültürel ve mimari mirası vurguluyor. İstanbul’daki iki tersaneden eski gemi parçalarını toplamış, tam 560 parçadan bir gemi yapmışlar. Aslında geminin adı Baştarda. Eskiden iki çeşit gemi varmış. Kadırgadan kalyona geçerken tam olarak ne olduğu belli olmayan, arada kalmış gemilere bastardo denmiş. Darzana da o gemilere bir örnek.

Haberin Devamı

Peki ama Darzana ne demek? “Türkçedeki tersane ve İtalyancadaki arsenale kelimelerinin Venedik lehçesindeki karşılığı. Arapçadaki “Dara’s-sina’a” (sanayi yeri) tabirinden geliyor. Darzana, 11. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında Akdeniz’de denizciler, seyyahlar, tüccarlar, kısacası aynı dili konuşmadıkları halde birbirleriyle anlaşması gereken insanlar arasında kullanılan, melez bir dil olan Lingua Franca’ya da atıfta bulunuyor. Benzer şekilde ortak bir mimari dilden söz etmek ve bunu Architectura Franca olarak tanımlamak da mümkün.”

Önemli mimarlar geziyor

Türkiye Pavyonu’nu David Chipperfield’dan Renzo Piano’ya bienalde rastladığımız dünya çapında önemli mimarlar da geziyor. İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın ev sahipliğindeki açılış davetinde Autoban’ın kurucularından Seyhan Özdemir’den Emre Arolat’a, Han Tümertekin’den Koray Gümüş’e, Süha Özkan’a sektörden birçok isimle karşılaşıyoruz. Hatta geçen yılki İstanbul Bienali’nin küratörü ve küratör sıfatından pek de hoşlanmayan Carolyn Christov-Bakargiev de burada. Bakargiev’i Türk basını Brad Pitt ile birlikte fotoğraflarıyla tanıdı. Oysa Bakargiev, sanat dünyasında güçlü bir isim. Geçen yıl Orhan Pamuk’la birlikte Venedik Sanat Bienali sırasında İstanbul Bienali’nin davetine de ev sahipliği yapmıştı.

Haberin Devamı

Davette sanat dünyasından isimlerle de konuşma şansım oluyor. İstanbul Modern’in direktörü Levent Çalıkoğlu’ndan İKSV’nin genel müdürü Görgün Taner’e... İster istemez sanat bienaliyle mimarlık bienalini karşılaştırıyoruz.

Herkesin konuştuğu tek şey, bu yıl ödül almalıyız. Birincilik ve ikincilik arasında gidip geliyor uzman görüşler. Ama bu yazının yazıldığı saatlerde henüz ödüller açıklanmadı.

Arsenale’de attığımız 15 bin adım üstüne edindiğim izlenim, mimarlar dünyayı bu hale getiriyor ve çoğu sanatçının aksine kendinden çok memnun ama nedense dünyayı getirdikleri halden pek de memnun değiller ve bu bienalle sanki günah çıkarıyor gibi bir halleri var. Toplumsal sorunların hepsine aynı anda çare bulmaya çalışıyorlar. Doğal afetlerden çevre kirliliğine, göçten teröre her sorun masaya yatırılmış.

Sıkı güvenlik önlemleri

Arsenale’yi gezerken görseller de, sesler de, hikayeler de hep aynı sonuca ulaşıyor. Bütün dünya depresif bir dönemden geçiyor. Bir yerde hata yapıldığının herkes farkında ama elden bir şey gelmiyor. Acaba bizim ruh halimiz yüzünden mi böyle hissediyoruz diye konuşuyoruz Aslıhan Lodi’yle. Sonra bir daha konu başlıklarına bakıyoruz, Alzheimer, deprem, göç, çöpler, terör...

Hemen yanımızdan kurt köpekleriyle çelik yelekli polisler geçiyor. Bizim alışık olduğumuz bir manzara aslında ama Venedik kadar film platosunu andıran bir şehirde daha ürkütücü geliyor. Şimdiye kadar defalarca sanat bienali gezdim burada, ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Yoğun güvenlik önlemleri alınmış, Paris ve Brüksel’den sonra Avrupa’da da her daim alarm hali var. Yok yok sadece bizde değil sorun, dünya tuhaf bir dönemden geçiyor. Neyse ki Türkiye Pavyonu’ndaki Darzana hem görselliğiyle hem de hikayesiyle bizi mutlu etmeyi başarıyor.

Bu vesileyle, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na ve tabii sponsorlar Schüco Türkiye ve VitrA’ya da ne kadar teşekkür etsek az. Onlar olmasa bu proje de olmazdı.

Hatırlatalım, Venedik Mimarlık Bienali 27 Kasım’a dek devam ediyor.

Sırada Beyoğlu’nda müzeler var

Son Venedik çıkarması


Darzana’nın küratörlerinden Ertuğ Uçar ve Mehmet Kütükçüoğlu, İstanbul Deniz Müzesi ve İzmir Opera Binası’ndan sonra şimdi de Yapı Kredi Galatasaray Kültür Merkezi ve Odakule yanındaki İş Bankası Müzesi projeleri için çalışıyor.

Hangi ülkeler katılıyor?

Alejandro Aravena küratörlüğündeki “Reporting from the Front” başlıklı ana sergide, 37 ülkeden
88 katılımcı var. Bienal kapsamında ayrıca, Arsenale ve Giardini ile kentin farklı noktalarına yayılan 62 ülkenin pavyonları da bulunuyor. Bu yıl ilk defa Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’ne katılan ülkeler ise Filipinler, Kazakistan, Nijerya, Seyşeller ve Yemen.

Çanta ve kitap sürprizi

Darzana’nın bir de Feride Çiçekoğlu editörlüğünde, Namık Erkal
ve Vera Costantini’nin İstanbul ve Venedik tersaneleri için yaptıkları tarih okumalarıyla, Cemal Erdem’in fotoğraflarını bir araya getiren Bülent Erkmen tasarımlı bir kitabı var. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.

Son Venedik çıkarması


Darzana bu yıl bienalde en çok beğenilen çanta tasarımıyla da dikkat çekiyor. Proje ekibinden Hüner Aldemir’in eski yelken kumaşlarından yaptığı çantalar hem işe atıfta bulunuyor hem de yelken kumaşlarını geri dönüştürerek çevrecilerden de tam not alıyor. Malum, geçen yıl sanat bienalinde Sarkis’in Respiro plastik çantaları çevreciler tarafından eleştirilmişti.