İstanbul restoranlarında manzara varsa, yemekten beklenti yüksek olmaz. İşte bu önyargıyı kıran yeni bir mekan sessiz sedasız Kuruçeşme’de açıldı. Fumee, Changa’nın mutfağında çalışmış şef Pınar Taşdemir’in yemekleriyle dikkat çekiyor
Geçen hafta Kuruçeşme’nin efsane spor salonu Planet’e komşu yeni bir restoran-bar açıldı. Adı Fumee. Her duyan, “Adı da güzelmiş” diyor. Aşşk Kahve ve Mia Mensa’nın Kuleli manzarasından nasibini alıyor hatta onlara püfür püfür balkonundan tepeden bakıyor. Evet, balkonda sigara da içiliyor. Bu da tiryakiler için önemli bir detay.
Mest ve Changa etkisi
Artık bir yerin tutmasında en önemli şeylerden biri kimlerin açtığı. Gece hayatının ve yeme-içme dünyasının yakından tanıdığı isimler bir araya gelmiş Fumee için. İstanbul gece hayatının renkli simalarından Abdullah Ataman, üç arkadaşa emanet etmiş mekanı: Reşitpaşa’da yemek atölyeleri, özel davetleri ve catering hizmetleriyle tanıdığımız Mest’in kurucusu, aileden gurme Can Ünsal, kariyerine Mest’te başlayıp daha sonra iki yıl Changa’nın mutfağında çalışmış şef Pınar Taşdemir ve gece hayatında sık sık karşılaştığımız Atınç Eyilik.
Önce eski El Beso’nun yerini elden geçirmişler. Bir İskandinav tarzı hâkim mekana. Mobilya tasarımına kadar her detayla kendileri ilgilenmişler. Sonra da yemeğe odaklanmışlar. Zaten daha ilk çatalı aldığınızda şaşırıyorsunuz. Bizde âdettir, Boğaz’daysanız, muhteşem bir manzara varsa yemekten çok şey beklememek gerekir. Manzara karın olmasa da göz doyuruyor diye yemek ikinci plana atılır, ansiklopedik dev menülerden ne seçerseniz seçin olmaz. Fumee’de ise durum farklı.
Menüde neler var?
Ançüezli, bademli tarator ve ızgara bebek kalamar, kestaneli siyah pirinç pilavı ile ızgara ahtapot, sumaklı cacık ve taze baharat salatası ile karamelize soğanlı tavuklu börek ile başlıyoruz.
Ana yemeklerden ördek yağında confit edilmiş patates, chutney ve yeşil salata ile servis edilen ördek confit, tereli humus ve taze baharat salatası ile tarhunlu ızgara köfte ve düşük ısıda yedi saatte pişirilen erikli kuzu tandırda iddialılar.
Bir de mekanın adından da belli olduğu gibi füme lezzetlerle öne çıkıyorlar. Sıcak füme somon, hiç somon sevmeyenlere bile somon yedirebilir. Yanında da ballı karamelize armut ve Akdeniz yeşillikleri var. Seçimimi somondan yana kullanıyorum ve çok memnun kalıyorum. Finali ise çikolatalı mus ve amerettolu acı badem kurabiyesi ile yapıyoruz.
Menü sizi korkutmasın, öğle yemekleri için daha hafif seçenekler hazırlıyorlar. Onu da şimdiden merak ediyorum. Fiyatlara gelince başlangıçlar 21-35 lira, ana yemekler 38-57 lira arasında değişiyor. Tatlılar 18 lira.
Bu yemek kalitesine bu fiyatlar makul kalıyor, diğer restoranlara bakınca.
Doğrusu Kuruçeşme hattında, böyle bir manzarada bu kadar iyi yemek beklemiyor insan. Çıkarken “Gerçek olamayacak kadar iyi” diyorum. Peki ama bu, bir mekanın tutması için yeterli mi? Hayır, ne yazık ki değil. Mekanın tutması için gerekli birçok faktör var. Umarım, Fumee yakında yemek meraklıları tarafından keşfedilir ve İstanbul’un iyi restoranları arasında
hak ettiği yeri alır.
Şamdan’ın yeniden yükselişi
Değişmiyor, ilk istikamet Lucca. Sonra Etiler’deki Fenix’e ışınlanıyor. Fenix hafta içi daha erken, hafta sonu daha geç bitiyor. Ama her ikisinde de çıkışta niyetiniz eve dönmek bile olsa Şamdan kanınıza giriyor. Nasıl girmesin? Sadece karşıdan karşıya geçiyorsunuz, “Beğenmezsek çıkarız” diyorsunuz. 40 yıldır Şamdan aynı, hiçbir yenilik yok. En son 10 yıl önce gittiyseniz, bıraktığınız gibi. Ve işte ne oluyorsa oluyor, Şamdan’ın merdivenlerini tırmanınca havaya giriyorsunuz, dans ediyorsunuz. Bitene kadar çıkamıyorsunuz. Artık tescillendi, Fenix’in açılışı en çok tam karşısındaki Şamdan’a yaradı.
