Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, cuma ve cumartesi İzmir’-deydi. Bildiğiniz gibi kentin geleceği için çok önemli açılışlar yapıldı.
Takip etmişsinizdir.
Baykal, nasıl bir büyükşehir belediye başkan adayı istediğini tarif etti ama ismi açıklamadı.
Cumartesi günkü yazımda da belirtmiştim.
Baykal’ın ismi açıklaması sürpriz olurdu.
“Trabzon’u açıkladı, aynı tavrı neden İzmir’de sergilemiyor?” diyor birçok okurumuz.
Cevabı aslında çok net...
2009 Mart’ında stratejik önemi olan yerler var.
Hatta sembolik...
İzmir de o şehirlerin başında geliyor.
Baykal, AKP’nin adayının belli olmasından önce ismi neden açıklasın ki?..
AKP’nin kafası Ankara’da olduğu gibi İzmir’de de karışık.
Alternatif isimler var ama arayış devam ediyor.
Selim Gökdemir, Taha Aksoy ve Fatih Dalan isimleri Başbakan’a iletilmiş durumda.
Ama Başbakan, “Arayışı sürdürün...” dediğine göre İzmir’le ilgili karar AKP’nin son gün dediği 15 Ocak’a kayacak gibi gözüküyor.
Takvimin ertelenmesi AKP’nin kamuoyunun tanıdığı bir isimle seçimlere gideceği tezini de güçlendiriyor.
Siz bu fotoğraf ortadayken, adayın kim olacağı belli olsa da açıklar mıydınız?
Baykal bekliyor, teşkilatı hazır tutuyor, AKP’nin izleyeceği stratejiye göre hareket ediyor.
Elbette mevcut belediye başkanları ve adaylık bekleyen kişiler için sinir bozucu bir süreç.
Ama siyaset bu...
Satrancı iyi oynamak gerekir.
* * *
CHP’ye gelince...
Baykal’ın kafasının artık net olduğunu düşünüyorum.
Parti içinde kulisler devam edecektir.
Ama Baykal’ın kararını bu dakikadan sonra değiştirmeyeceğini düşünüyorum.
2009 Mart’ında sadece belediye başkanı seçmeyeceğimizi daha önceki yazılarımda da yazmıştım.
Bu tarih bir kırılma noktası olacaktır.
Birkaç ay öncesine kadar yüzde 47 oyla genel seçimlerden çıkan AKP’nin birkaç dönem daha rahatlıkla gidebileceği konuşuluyordu.
Bugün geldiğimiz noktada bu sorgulanır hale geldi. Özellikle ikinci dönemde AKP’nin türban yasasıyla birlikte ortaya koyduğu politikalar, Avrupa Birliği sürecindeki inanılmaz yavaşlama ve bunların üstüne ekonomideki krizin yönetilmesinde beklentilerin aksine izlenen politikalar partinin gücünü zayıflattı.
Yolsuzluklarla ilgili yükselen sesler, partinin bazı üst düzey yetkililerinin gelişmelerin ardından görevlerinden istifa etmeleri de bu süreci hızlandırdı.
AKP’nin geleceğinin ANAP gibi olacağı artık daha sık konuşuluyor.
Başbakan Erdoğan da bunun farkında...
Siyasette kırılma başladı mı, sonrası çorap söküğü gibi gelir.
Çözülme teşkilatlara yansır, erimeyi hissedemezsiniz bile...
* * *
İzmir o yüzden daha da önem kazandı.
Aynı şartlar, aslında Deniz Baykal için de geçerli.
Bugüne kadar seçimler kazanıldı, kaybedildi. Baykal’ın genel başkanlığı sorgulandı, partinin bir değişim sürecine girmesi istendi.
Baykal her seferinde farklı bir hamleyle bu baskıların üstesinden gelmeyi başardı.
Ama inanın İzmir’deki seçimin kaybedilmesi Baykal’ı da koltuğunda zor oturur hale getirir.
İki genel başkanın taktik savaşını bakalım kim kazanacak?
Çok değil...
En fazla iki hafta içinde fotoğrafın tamamını görmüş olacağız.