1999’un ilk ayları... Yaklaşan yerel seçimlere günler kalmış.
Müthiş bir koşuşturma...
Kağıtlar havada uçuşuyor.
Projeler, fizibiliteler...
Hesaplar, kitaplar...
Zamanla bir yarış var.
Bir yandan seçim bildirgesi hazırlanıyor.
Bir yandan kullanılacak sloganlar bulunmaya çalışılıyor.
Sivil toplum örgütlerinden görüşler alınıyor.
İzmir’in akil insanlarından da tavsiyeler... Odaların, derneklerin kentle ilgili öncelikler listesi masaya konuyor. Hepsi teker teker yüksek sesle okunuyor.
Bazıları üzerinde fikir cimnastiği yapılıyor.
Bazılarıyla ilgili uzmanlar bulunuyor, önerileri soruluyor.
İzmir’i büyütecek projeler bir yanda...
İzmirliler’in gündelik hayatını kolaylaştıracak yatırımlar bir yanda...
İzmir’in bugünü kadar geçmişi de, geleceği de ayrı ayrı değerlendiriliyor.
Kültür, sanat... Spor, ekonomi...
Eğitim, sosyal sorumluluk... Altyapı, üstyapı...
Ulusal, uluslararası ve yerel organizasyonlar... Büyütülmesine karar verilen detaylar...
Konular, başlıklar...
Uzayıp giden toplantılar...
Ve...
Ahmet Piriştina’nın hiç unutamadığım çıkışı...
“Ortak akıl... Ortak akıl... Bu kente ortak akıl lazım...”
Slogan bulunmuştu, mesaj kuvvetliydi. İzmir’i seven herkes ortak çalışacaktı.
Seçim kazanılırsa iyi fikirler bulunup, toplanıp, hayata geçirilecekti.
Öyle de yaptı.
Bir ahenk oluştu. İyimserlik bulutu kentin üzerine yerleşti.
Şimdi... Bazen şöyle sesler çıkıyor.
“Aklıma ortak ol...”
Ben “ortak aklı” çok önemsiyorum.
Ahmet Piriştina da çok önemsemişti.
Not: Ahmet Piriştina’yı tam dört yıl önce bugün kaybetmiştik. Onu her zaman olduğu gibi büyük bir özlemle anıyorum. Tüm babaların da Babalar Günü’nü ayrıca kutluyorum.
Çin piramitleri Öntürklere mi ait?
Çin’in Doğu Türkistan olarak da bilinen Sincan (Xinjiang) Eyaleti’nde, Öntürklerin yaptığı öne sürülen çok sayıda piramit bulunduğu bilgisini şüpheyle karşılamıştım. İnternette “google.com”, ardından “google.com in English” ve “maps” e tıklayıp “Xianyang” yazdığımda, şehrin etrafındaki çok sayıda piramidi gördüm. Kısa bir araştırmayla edindiğim bilgileri sunuyorum.
Türkiye’deki pek çok internet sitesindeki bilgilere göre dünyanın en büyük piramidi olan Xian şehrinin 100 km güneybatısındaki Beyaz Piramit’in II. Dünya Savaşı’nda bir C54 uçağından çekilmiş resmi 1957’de Life dergisinde yayımlanmış. Daha sonra 1994’te yasak bölgeyi araştıran Alman Hartwig Hausdorf, saptadığı 100’den fazla piramidin 4 bin 500 yıllık olduğunu tahmin etmiş. Yabancı internet sitelerinde ulaştığım farklı bilgilere göreyse Beyaz Piramit fotoğrafı aslında Trans World Havayolları’ndan Albay Maurine Sheahan’a ait ve 30 Mart 1947 tarihli The New York Sunday Times gazetesinde yayımlanmış. Fotoğraftaki piramitse aslında Maoling Anıt Mezarı (bana inandırıcı gelmedi) ve bölge artık yasak olmadığından ziyaret edilebilir.
* * *
Öntürklerle piramitlerin ilişkisine gelince. Doç. Dr. Haluk Berkmen’e göre Öntürklerin dini inançlarında, tıpkı piramidin geniş tabanı ve yükseldikçe daralan yapısı gibi, altta küçük, yükseldikçe güçlenen fakat sayıları azalan tanrılar, en üstteyse tek Güneş Tanrı yer alıyordu. Orta Asya’da, Mezopotamya’da, Mısır’da, Anadolu’da, Etrüskler’de, Maya ile Aztek kültürlerinde görülen piramitler dış koşullara en dayanıklı yapı türüydü. M.Ö. 4. bin yılın başlarında Orta Asya’daki dağ tepelerinde, M.Ö. 3. bin yıl içinde Trakya’da üstü toprakla örtülü yapay tepelerde (tümülüs) soylu yöneticilerin gömüldüğü mezarlar (kurgan) görüldü. Muazzez İlmiye Çığ’a göre “Türklerde dağlar Tanrı’ya yakın sayıldığından kutsal olmuş, dağ olmayan Mezopotamya’da Sümerler Tanrı evlerini yapay tepeler üzerine yapmışlardı.”
Maya, Mısır ve Orta Asya piramitlerinin bir ortak noktası da ölülerin mumyalanması geleneğiydi.
* * *
Mısır’daki piramitleri biliyoruz, Çin’dekileri neden bilmiyoruz? Konuya gelişmiş ülkeler neden ilgi göstermemişler? Türk Tarih Kurumu bu konuda hangi araştırmaları yapmış? Atatürk’ün tarihe neden çok önem verdiğini, yazdığı şiirdeki “Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin” dizesiyle ne demek istediğini daha iyi anlıyorum.
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, ulgenok@ulgenok.net)