Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“VOB İzmirlilerin başarı hikayesidir” diyor Işınsu Kestelli...
Haksız mı?
Son 10 yılda İzmir’den çıkıp Türkiye’de konuşulan kaç markamız var?
Saymasına sayabilirim ama hangisi kuruluşundan beş yıl sonra dünyanın sayılı kurumları arasına girdi.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın başarı hikayesini zaman zaman gündeme getiriyoruz.
VOB’un arkasında durmalıyız ve mücadelesine hep birlikte katılmalıyız.
İlk gong çaldığında yani 4 Şubat 2005’te işlemlere aracılık eden üye sayısı 34’müş.
Bugün bu sayı 90’larda ve birçoğu da yabancı aracı kurumlar...
287 olan yatırımcı sayısı bugün 50 bini geçmiş.
İlk yıl 3 milyar TL olan işlem hacmi, geçen yıl 208 milyar TL’ye çıkmış.
2005’teki yıllık işlem hacmi artık bir günde gerçekleşiyor.
6 Ağustos 2009 günü VOB işlem hacmi 2.5 milyar TL’yi aşmış.
Bunlar gerçekten baş döndürücü gelişmeler...
Futures Industry Association’ın verilerine göre VOB, işlem hacminde dünyanın en büyük 20’nci borsası durumunda.
VOB endeks vadeli işlem sözleşmesi dünyada 12’nci sıraya yükseldi.
FIA verilerine göre 2008’de VOB, dünyanın en hızlı büyüyen üçüncü borsası olmayı da başardı.
Bu göstergeler VOB’un iyi yolda olduğunu söylüyor.
Kavga da zaten bu yüzden çıkıyor.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsamız da Türkiye’nin gözbebeği kurumlardan biri.
Son 10 yıldaki İMKB’nin performansı da baş döndürücü.
Ama iki kurumun anlaşamadığı bir konu var. İMKB, hisseye dayalı vadeli sözleşmelerde yetkinin kendisinde olmasını istiyor. VOB da haklı olarak karşı çıkıyor.
Bu konu aslında 29 Mart seçimleri öncesinde bir karara bağlanmıştı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’e geldiğinde VOB Başkanı Işınsu Kestelli kendisine bir rapor sunmuş, bunun üzerine de kendisini Ankara’ya çağırmıştı.
Kestelli, Ankara’da Başbakan’dan bir söz de almıştı.
Ancak şubat ayında SPK yönetiminde bir değişiklik oldu.
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, göreve gelir gelmez masasında birçok dosya buldu.
Öyle anlaşılıyor ki; İMKB’nin lobisi, finans çevrelerinin yaptığı baskılar da bu imzayı geciktiriyor.
Daha önce de yazmıştım.
Ama tekrarlamakta fayda görüyorum.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) ile İMKB arasındaki ilk tartışma “hisse senedi üzerine vadeli işlem sözleşmeleri”nin nerede yapılacağı konusunda yaşandı. Ardından VOB’un İstanbul’a taşınması gündeme geldi. İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, “VOB hisse senedi piyasasına girmesin” derken, VOB Başkanı Çetin Ali Dönmez, “Bu işi başlatalım, birlikte deneyip sonuçlarını görelim” tezini savundu.
Bu tartışmalar devam ederken, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin “hisse senedi üzerine vadeli işlem sözleşmeleri” konusunda yaptığı ankette ilginç sonuçlara ulaşıldı. “Hisse senedinde vadeli işleme ihtiyaç var mı?”, “İşlem yapmayı düşünür müsünüz?” sorularına ankete katılan 30 üyenin tamamı “Evet” derken, “Ne zaman açılmalı?” sorusuna da 27 katılımcı “Derhal...” yanıtını verdi.
Anketteki en kritik soru “Bu sözleşmeler İMKB’de mi, yoksa VOB’ta mı işleme açılmalı?” olurken;
14 katılımcı “VOB”; 14’ü “Fikrim yok”, sadece ikisi “İMKB”diye cevap verdi. VOB Başkanı Çetin Ali Dönmez, “Sonuçlar kurumsal yatırımcının nasıl düşündüğünü çok net gösteriyor. Yönetmelik tüm vadeli kontratların VOB çatısında olmasını emrediyor, hazırlıklarımızı tamamlıyoruz”diyor.
Ben de Dönmez’e katılıyorum.


Elektrik Fabrikası VOB için çok uygun olur
İLK günden bu yana yazıyorum. Ve iddia ediyorum. VOB gibi yol haritası belli, kısa sürede dünyanın sayılı borsaları arasına girecek olan bir kurumun bağımsız ve İzmir’in en güzel yerinde bir binası olması gerekir. İzmir Büyükşehir Belediyesi Havagazı Fabrikası’nı restore etti ve İzmirlilerin hizmetine açtı. Çok da güzel oldu. Bakıyorum, her gün bir etkinlik yapılıyor. İzmirliler için yepyeni bir mekan oldu. VOB’un da hemen yanındaki Elektrik Fabrikası’nı alarak, burayı kendisine yakışan bir yer haline getirmesi gerekir. Bu konuda borsanın bazı adımları var. İzmir Valisi Cahit Kıraç, bu konuda da öncülük yapabilir.
Bu işin çözümü Ankara’ya bağlı...
Kıraç, bakanlıklar arasında koordinasyon görevini üstlenip binayı VOB’a kazandırabilir.
Prestijli kurumlar prestijli binalara sahip olmalı. VOB’un bunu aslında en başından yapması gerekirdi.