Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÇEŞME’DEKİ ecrimisil bedelleriyle ilgili çok yazı yazdım.
Belki kabak tadı vermiş olabilir ama...
Öyle anlaşılıyor ki; bu konu resmileşinceye kadar işin ucunu bırakmamakta fayda var.
Bazı AKP yöneticileri son gelişmelerden sonra şunu demeye çalışıyorlar.
“Çeşme’nin problemini biz çözdük. Biz olmasaydık bu iş olmazdı...”
Sorun, son 100 yılın problemi değil...
2003’ten ve özellikle de 2006’dan sonra yapılan büyük bir haksızlık...
Maliye müfettişlerinin Antalya’ya gidip farklı, Çeşme’ye gelip farklı faturalar yazmasından kaynaklanıyor.
İş mahkemeye gittiğinde de müfettişler, “Sorun bizde değil, emlak rayiçlerinde...” dediler.
Bizler sorunun emlak rayiçlerinden kaynaklanmadığını ortaya koyunca da “Haksızlık yapmışız, kusura bakmayın...” dediler.
“Yanlışlık yapmışız, pardon...”
Bir devlet “Pardon...” diyebilir mi?
Bir anne ve baba, çocukları arasında ayrımcılık yapabilir mi?
Yapamaz, yapmamalı...
Devlet de aynı davranmalı...
Çeşme’ye farklı, Antalya’ya farklı bakamaz.
Aslında konu çok basit ama konuyu bir kaos haline getirip sonra da “Biz olmasaydık...” diye başlayan cümleleri duyunca...
Bu sözlere hem çok gülüyorum, hem de çok üzülüyorum.
Sorunu yaratan da, çözmeye çalışan da mevcut iktidarsa acaba ne demek gerekiyor?
*   *   *
Geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Çeşme’ye gelip sezonu açtı. Milli Emlak Genel Müdürü Abdullah Kaya da Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın talimatıyla görüşmelere katıldı.
Çeşmeli turizmcilerle Maliye Bakanlığı’nın bürokrat kadroları sabahtan akşama çalıştılar.
Ve sorunu hafifletecek bir formül üzerinde anlaşmaya vardılar.
Maliye bürokratları, “Bundan sonra ecrimisil bedellerini emlak değerleri üzerinden değil, Kalkınma Bankası’nın belirlediği değerler üzerinden belirleyeceğiz...” dediler ve ilave ettiler.
“Böylece ecrimisil faturaları yüzde 60 düşmüş olacak...”
Bu söz üzerine Çeşmeli turizmciler çok sevindi.
Taslak üzerinde çalışanlar da “Kalkınma Bankası değerleri...” diye bir ibareyi metne koydular.
Sonradan anlaşıldı ki...
Kalkınma Bankası’nın ne böyle bir çalışması var, ne böyle bir listesi...
*   *   *
Kalkınma Bankası bürokratlarının bu konuşulanlardan haberleri bile yok...
Ankara’da şimdi herkes liste peşinde...
İzmir’de konuşulan ama Başkent’te bulunamayan liste...
Bakıyorum açıklamalara...
“Biz olmasaydık, bu iş olmazdı. Artık Kalkınma Bankası’nın listeleri kullanılacak...” diye başlayıp devam ediyor.
Anlaşıldı ki; Kalkınma Bankası’nın bu konudan haberi yok.
Bankanın yapabileceği bir katkı da yok.
Peki ne olacak?
En başa dönüldü.
Ve şöyle bir formül geliştirildi.
“Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tespit edilen en düşük açık alan arsa maliyetlerine esas metrekare birim fiyatın yüzde 20’sinin uygulanması...”
*   *   *
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın böyle bir çalışması ve hazırlığı var mı?
Bunu da göreceğiz.
Ama bu çalışmayı yürütecek olan kişilere bir hatırlatmamız olacak.
Ecrimisil; turizm işletmelerini ilgilendirir.
Yani bir otel ya da işletme buradan yararlanıyor ve müşterilerine kullandırıyorsa bunun karşılığında devletine fahiş olmamak kaydıyla karşılığını ödemelidir.
Bu alanlarda dikkate alınacak sürenin deniz mevsimine endekslenmesi şarttır.
Deniz mevsimi Akdeniz’de beş ay, Güney Ege dört, Kuzey Ege’de üç, Marmara’da iki, Karadeniz’de 45 gündür.
Fiyatlar buna göre belirlenmelidir.
İkincisi...
Herkesin girebileceği sitelerde, yazlıklarda muaf tutulmalıdır.
Üçüncüsü...
Yapılacak düzenleme 2005-2008 yıllarında tahakkuk ettirilen fahiş ecrimisil bedellerini de kapsamalıdır.
Ödemiş olanlar için mutlaka mahsuplaştırma yapılmalıdır.
*   *   *
Konu basit ama...
Olay tam bir kaos...