Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SABAHIN sessizliğinden daha çok gecenin sessizliğini seviyorum.
Herkes uyurken ben kendime yeni dünyalar kuruyorum.
Yeni ve farklı...
Bir terapi gibi...
Ya da kendimi çoğaltma...
Yenileme...
Yaşadıklarım da var, yaşamak istediklerim de...
Bazen bir kitabın sayfalarına dalıyorum.
Bazen kendi yazdıklarıma...
Bazense bir söze takılıp kalıyorum.
“Denizin dibinde incilerle taşlar karışık bulunurlar. Övülecek şeyler de kusur ve yanlışların arasında bulunur...”
Müthiş değil mi?
Mevlana‘dan...
“Her kanat denizi aşamaz...”
Ne kadar doğru...
Bu söz de Mevlana‘nın...
Otur, sayfalar dolusu yaz.
Ya da bir konferans ver.
Her kanadın denizi aşması beklenir mi?
Mevlana, “Kendini bil...” diyor.
Kendini tanı...
Hayatın farkında ol...
Hırsı ve iddiayı karıştırma... Oturduğun koltuğa aldanma...
Ne oldum değil, ne olacağım diye bak...
Her çıkışın bir inişi olduğunu unutma...
Yapabileceklerini, yapamayacaklarını ayırt et...
Bilmenin ve yapabilmenin çok farklı şeyler olduğunu anla...
Kendine güven...
Gücünü hisset...
Hayal et...
Kendini aş...
Yaz yaza bildiğin kadar...
*   *   *
Mevlana üzerine birçok kitap okudum.
Okumaya da devam ediyorum.
Ya şuna ne demeli...
“Ben dostlarımı; ne kalbimle, ne de aklımla severim.
Olur ya...
Kalp durur...
Akıl unutur...
Ben dostlarımı ruhumla severim...
O ne durur, ne de unutur...”
Dostluk, ruh ikizini bulmak gibidir.
Aynı şeyleri paylaşmak, hoşlanmak ve keyif almak...
Sahiplenmek, korumak...
Ve bunları karşılıksız yapmak...
Gecenin sessizliğini seviyorum.


Atatürk’e göre Türk milleti
GENELKURMAY Başkanı Org. İlker Başbuğ’un Harp Akademileri’ndeki konuşmasında alıntı yaptığı Prof. Dr. Ayşe Afetinan‘ın “Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El Yazıları” kitabında (AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, 2000) yer alan Atatürk‘ün el yazılarının ilk cümlesi, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” çok tartışıldı.
Yazının devamında Atatürk’ün numaraladığı konu başlıkları günümüz Türkçesiyle şöyle:
“Millet sözünden ne anlaşılmalıdır? Bunu anlatayım: 1- Türk milleti, halk idaresi olan Cumhuriyet’le idare edilen bir devlettir. 2- Türk devleti laiktir. Her yetişkin dinini seçmekte serbesttir. 3- Türk milletinin dili Türkçe’dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. 4- Türk milleti Asya’nın batısında, Avrupa’nın doğusunda... ...dünyaca tanınmış bir yurtta yaşar. Onun adına ‘Türk eli’ derler. 5- Türk milletinin her kişisi birtakım farklarla ve fakat genel surette birbirine benzer. 6- Türk milletini yapan insanların tarihleri birdir. 7- Türklerin ahlakları aşağı yukarı birbirine benzer. Bu yüksek ahlak hiçbir milletin ahlakına benzemez. 8- Ahlakın milli, sosyal olduğunu söylemek, ‘toplumsal vicdanın bir ifadesidir’ demek, aynı zamanda ahlakın kutsal sıfatını da tanımaktır. 9- Din birliğinin de bir millet oluşturmada etkili olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. 10- Türk milleti, milli hissi; dini hisle değil, fakat insani hisle yan yana düşünmekten zevk alır.”
*   *   *
“Özetle, Türk milletinin kuruluşunda etkili olduğu görülen doğal ve tarihi olaylar şunlardır: A- Siyasi varlıkta birlik. B- Dil birliği. C- Yurt birliği. D- Irk ve kök birliği. E- Tarihi yakınlık. F- Ahlaki yakınlık. Ve Türk milletinin oluşmasında var olan bu şartlar diğer milletlerde tam olarak yok gibidir.”
*   *   *
İleriki bölümlerde “Bugünkü Türk milleti siyasi ve sosyal topluluğu içinde kendilerine Kürtlük düşüncesi, Çerkezlik düşüncesi ve hatta Lazlık düşüncesi veya Boşnaklık düşüncesi propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Fakat geçmişin keyfi idare devirlerinin ürünü olan bu yanlış adlandırmalar, düşmana alet olmuş birkaç gerici beyinsizinden başka, hiçbir millet bireyi üzerinde kederlenmekten başka bir etki meydana getirmemiştir. Çünkü bu milletin bireyleri de, genel Türk toplumu gibi aynı ortak geçmişe, tarihe, ahlaka, hukuka sahip bulunuyorlar” ifadeleri yer alıyor.
*   *   *
Tartışmaya son noktayı üç yıl sonra 1932’de şu sözlerle koymuş Atatürk: “Diyarbakır’lı, Van’lı, Erzurum’lu, Trabzon’lu, İstanbul’lu, Trakya’lı ve Makedonya’lı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.”
Yorumsuz...
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, ulgenok@ulgenok.net)