Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MEYDANLARIN dili önemlidir. Hem de çok...
Anketler aşağı yukarı seçimin seyrini belli eder ama asıl kamuoyu yoklaması meydanlarda yapılır.
Ben de öyle yaptım.
Pazar günü İzmir sokaklarında dolaştım.
Limandan başladım, Pasaport İskelesi’ne kadar yürüdüm.
Kordon’u da, ara sokakları da gözlemledim.
Miting alanını dolduran vatandaşlarımızla konuştum, hem seçimin genel gidişatıyla ilgili düşüncelerini aldım hem de İzmir özeliyle ilgili...
22 Temmuz öncesinde Başbakan’ın İzmir mitinginde de aynı şeyi yapmıştım.
Ve demiştim ki...
“AKP İzmir’e asılıyor. Türkiye genelinde partinin oyu artar ama İzmir’de aynı kalır. Hatta bir, iki puan bile gerileyebilir...”
Cumhuriyet mitinglerinin yapıldığı birkaç meydandan biriydi Gündoğdu...
Ve ister istemez, herkes AKP’nin miting performansını merak ediyordu.
Dediğim oldu; 22 Temmuz akşamı anlaşıldı ki, AKP oy oranını yüzde 47’ye çıkarttı ancak aynı yükseliş İzmir’de yaşanmadı.
“Meydanların dili...” dedim.
Gerçekten de bunu okuyan dikkatli gözler, sonucu üç aşağı beş yukarı bilmişlerdi.
29 Mart yaklaşırken Başbakan’ın İzmir mitingi işte bu yüzden çok önemliydi.
İzmir’i isteyen Erdoğan, bu isteğine kavuşabilecek miydi, yoksa kentin tercihi yine farklı mı olacaktı?
* * *
Başbakan önce Balıkesir’e gidip, ardından İzmir’e geldi.
Bir güne iki şehir sığınca programda bazı sarkmalar oldu.
Erdoğan gelinceye kadar AKP’nin belediye başkan adayları söz aldılar.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Taha Aksoy, topluluğa seslendi.
Aksoy, konuşmasının büyük bir kısmını AKP’nin yanlış algılandığına, partisinin seçimleri alması halinde İzmirlilerin yaşam tarzında bir değişikliğe gidilmeyeceğine ayırdı.
Elbette projelerinden de bahsetti, yapacaklarını sıraladı.
Ancak kürsüden verdiği mesaj buydu.
“AKP düşündüğünüz gibi bir parti değil...”
2002’de iktidara gelmiş ve iki dönemdir tek başına hükümet olmayı başarmış bir partinin artık bu noktadan çok farklı bir yerde olması gerekir.
Aksoy ne dediyse iki mislini Başbakan da söyledi.
Benzer yorumlar yaptı.
Erdoğan hala İzmirlileri ikna etmeye çalışıyorsa, o zaman meydanlara daha iyi bakmak gerekir.
Gündoğdu Meydanı’nda AKP’lilerin dışında örneğin kararsızların ilgisi var mıydı; CHP’den memnun olmayan ve bir arayış içindeki vatandaşın sayısı ne kadardı?
İzmir dışından gelenler var mıydı, yok muydu? Kalabalık taşıma mıydı, değil miydi?
* * *
Dediğim gibi pazar günü saat 15.00’ten sonra sokaklardaydım.
Liman girişi otobüslerle, minibüslerle doluydu.
İzmir’in ilçelerinden, beldelerinden gelen binlerce kişi, kente girişlerde bırakılmış miting alanına doğru yürüyordu.
İzmir dışından gelenlerin de bir hayli fazla olduğunu otobüslerin camlarına asılı levhalardan görülüyordu.
Kısacası, mitinge katılanların profili İzmir’in merkez seçmenini yansıtmıyordu.
Bu neden önemli...
Başbakan’ın konuşmasının içeriği bahsettiğim gibi ağırlıklı olarak “AKP’nin yanlış algılandığını” anlatıyordu.
O meydana gelenlerin oyu zaten AKP’ye gidecekti.
Önemli olan partiye ilginin olup olmadığıydı. 22 Temmuz öncesi yazdığım gibi 29 Mart’ta da AKP’nin İzmir’deki işi zor gözüküyor.
Başbakan diğer meydanlarda muhalefete, devletin diğer kurumlarına yüklendikçe İzmir’de yansıması farklı oluyor.
Nasıl İstanbul’da Başbakan’la Kılıçdaroğlu yarışıyorsa, İzmir’de de Başbakan’la Baykal yarışıyor. Yani yerel seçimler genel konjonktürün gölgesinde devam ediyor.