Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MİLLİYET Gazetesi yazarı Yrd. Doç. Dr.  Engin Önen’in seçim sonuçlarıyla ilgili çok önemli bir analizi var:
“Yerel seçim sonuçları üzerine yapılan değerlendirmelerde daha çok, iktidarın düşüşü ve muhalefetin yükselişi temaları üzerinde duruldu. Bu tür değerlendirmeler sonuçları yeterince açıklamaktan uzaktır. Çünkü siyasi seçim sonuçlarının siyasi anlamını tartışacaksak, bunlara sadece rakamlar olarak bakmamız gerekmektedir. Örneğin, AKP’nin oy kaybı bir gerçektir. Ancak demokrasi tarihimizde hiçbir iktidar partisine, dördüncü seçiminde yüzde 38-39’a yakın sonuç nasip olmamıştır. AKP halen kendini izleyen iki muhalefet partisi kadar desteği koruyabilmiştir. Onun için AKP’nin çözülmeye başladığı ve eridiği yönündeki yorumlar gerçekçi değildir. AKP’nin böyle bir yola girmesi sadece iktidarın yıpranmasıyla olmaz. İktidarı devir alabilecek muhalefetin varlığıyla olur...”
Her zaman yazıyorum.
29 Mart’ın sonuçlarını herkesin iyi okuması gerekir.
AKP, özellikle ikinci dönemiyle ilgili özeleştiri yapmalıdır.
Muhalefet de bugünkü stratejileriyle iktidar alternatifi olmadığını artık görmelidir.
Önen’den devam edeyim:
“İzmir’e hakim olan havanın Ege’nin diğer bölgelerinde hissedilmemesi, özellikle CHP’nin üzerinde durması gereken bir konu. CHP’nin Doğu ve Güneydoğu’da oy alamamasına sıkça vurgu yapılmaktadır. Bunun nedenleri az çok belli. Bunu çözmek CHP açısından çok kolay olmayabilir. Ama Manisa, Balıkesir, Uşak, Aydın gibi Batı illerinde niçin destek bulamamaktadır? Bu soruya yanıt aranmadan veya çözüm bulunmadan, iktidar adayı anlamında ana muhalefet olmak güçtür.”
Peki Deniz Baykal’ın da dediği gibi İzmir’in öncü kent olma özelliği diğer illerde nasıl sağlanabilir, partinin politikaları, çözüm önerileri halka nasıl anlatılabilir?
İşte buna kafa yormak gerekir.
Neden mi?
Cevabı Engin Önen’in şu analizinde saklı:
* * *
“Bu seçimin en önemli sonuçlarından birisi, siyasal coğrafyamızın haritasında bir süredir izlediğimiz parçalanmanın daha da derinleştiğini ortaya koymasıdır. İktidar partisi AKP’ye ülke genelinde, halen yüzde 39 destek sağlayan özellikleri, İzmir ve Antalya gibi illerde gerilemesine yol açıyor. Aynı şekilde İzmir’i silip süpüren CHP rüzgârı, 30 kilometre ötedeki Manisa’da esinti bile olamıyor. Oysa böyle değildi. 90’lı yıllara kadar iktidar veya muhalefetin estirdiği rüzgarlar, şiddeti değişmekle birlikte tüm ülkeye yayılırdı. DP, AP, CHP, ANAP ve hatta SHP’nin yükselişleri hep böyle olmuştur. İzmir’i alan parti, Adana, Trabzon, Malatya ve Diyarbakır’ı da alırdı. Metropollerde benzer eğilimler öne çıkardı. 70’mişli yılların sonunda yükselen CHP, Edirne’den Kars’a yükseliş sergilerdi. Özal’ın ANAP’ı İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Malatya, Diyarbakır... Birçok yerde birinci parti olmuştu. ANAP yıpranıp SHP yükselirken, bu değişim yine ülke genelinde hissedilmişti. 89 yerel seçimlerinde her bölgede birinci parti SHP idi. Üstelik yüzde 39’la değil, 29 oy oranıyla...”
* * *
AKP’de önümüzdeki günlerde ciddi revizyon belirtileri var.
Bakanlar Kurulu kadar merkez yönetim kurulunda da değişiklikler olabileceği söyleniyor.
Hala Türkiye’nin genelinden oy alabilen tek parti gibi gözüken AKP, kendin çeki düzen vermeye uğraşıyor.
CHP’de de herkesin böyle bir beklentisi var.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bile estirdiği bir rüzgarın nasıl etkili olduğu çok açık ortada...
CHP’nin İzmir’deki başarısını da uzun uzun tartışmak gerekir.
İzmirlilerin duyarlılığı, olaylara bakışı, siyaseti yorumlayışı, dünyayı okuması çok etkili oldu.
Ama Aziz Kocaoğlu’nun son dönemde gösterdiği performansı da yadsımamak gerekir.
Kocaoğlu, diğer adaylara göre daha istikrarlı bir duruş sergiledi ve halkın güvenini kazandı.
Aziz Kocaoğlu, CHP’nin bundan sonraki yürüyüşünde önemli bir aktördür.
Bunu unutmamak gerekir.
* * *
Eğer İzmir, farklı tepkiler veriyor, farklı mesajlar Türkiye’ye yayıyorsa bunda bir etkili ismi de hatırlamak gerekiyor.
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, CHP’nin halkla temasında, kitlelerle iletişiminde, toplumun ikna edilmesinde çok önemli bir görev üstlendi.
Susam’ın sadece İzmir’deki değil, daha önce üstlendiği görevlerden dolayı Türkiye’nin diğer bölgelerindeki etkinliğini de gözardı etmemek gerekiyor.
Mehmet Ali Susam, yeni dönemde de CHP’nin en büyük kozudur.
AKP kendine yeni bir yol haritası arıyor.
MHP’de bazı hareketlenmeler var.
CHP’de değişim baskısı artarak devam ediyor.
Engin Önen’le başladık, değerli hocamızın şu yorumuyla bitirelim:
“AKP iktidarına yönelik tepkiler, sandığa da parçalı olarak yansıyor. Oysa ki, demokrasimizin farklılaşan talepleri, ülkeyi birlikte kucaklamanın farklı bir yöntemini öneren bir muhalefete, iktidar adayına ihtiyacı bulunmaktadır. Muhalefetin ve özellikle çok partili demokrasiye hayat şansı tanıyan ana muhalefetin anlamı da budur. Çünkü çok partili demokrasi, birden fazla partinin seçime katılmasıyla değil, birden fazla partinin iktidar potansiyeliyle olanaklıdır...”