İZMİR Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Tamer Taşkın bir araya gelerek; yılbaşından sonra iç tüketimi canlandırmak için özel günler hazırlamaya karar verdiler.
Bence son derece yerinde bir karar...
Daha önce de yazmıştım.
Son 50 yılda dünyada 122 kriz yaşanmış.
Bazılarına dalgalanma da diyebilirsiniz.
Ama ABD’de mortgage krizi olarak çıkan ve bütün dünyaya yayılan son ekonomik çalkantı giderek derinleşiyor ve 1929’de buhranla karşılaştırılıyor.
Bazıları sonuncusunun 1929’dan da kötü olabileceğini iddia ediyor.
Kötü haber aramak istiyorsanız, çok sayıda örnek verebilirim.
Türkiye’de de ekonomide küçülme bekleniyor ve işsizlik oranlarının artacağı öngörülüyor.
Sonuç olarak...
Fatura henüz net değil.
Gerçek olan ise bu kötü gidişatı tersine çevirmek için hem devletlerin işbirliği yapması şart hem de piyasa oyuncularının...
* * *
Geçmişteki krizlerden çıkış büyük altyapı yatırımları ve kişisel harcamalarla olmuş.
Alışveriş olmayınca, tüketim artmayınca ekonomik hareketliliği artırmak mümkün değil.
O yüzden Zekeriya Mutlu, Ekrem Demirtaş, Tamer Taşkın’ın bu girişimlerinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ege Bölgesi’nde son yıllarda alışveriş merkezlerine büyük yatırımlar yapıldı. Hem bu yatırımların devamının gelmesi hem de geleneksel alışveriş merkezlerimizin ayakta kalabilmesi için yıl içine yayılmış projelerin büyük önemi olduğunu düşünüyorum.
* * *
Kemeraltı, Bostanlı, Güzelyalı, Karşıyaka, Bornava gibi semtlerin kendine özgü alışveriş kültürleri vardır.
Ne yazık ki, buralardaki esnafımız çok uzun süre önce başlatması gereken kampanyaları türlü nedenlerden dolayı yapamadılar.
Alışveriş merkezleri bütün dünyanın gerçeği...
Buralarla başa çıkmak için günümüzün şartlarında çözümler getirmek gerekiyor.
İzmir’in üç büyük odasının bir araya gelerek gerçekleştirecekleri bu kampanya dilerim gelecek için de bir ilham kaynağı olur.
Yeni bir taraftar kitlesi maça gidiyor
KARŞIYAKA da, Altay da ligin zirvesinde...
Sezon sonu sonuç ne olur, her iki takımımız da Süper Lig’e çıkar mı bilemiyorum.
Ama bildiğim bir şey var.
O da her iki camianın uzun yıllardan sonra ilk defa bu kadar heyecanlı olduğu...
Karşıyakalılar da, Altaylılar da ayaktalar; içleri kıpır kıpır...
Maçlara gidiyorum, aynı ruh hali orada da var.
Sahada mücadele eden futbolcular havaya girmiş, teknik kadrolara yönetimlerin desteği ve güveni çok açık ortada...
Başarı arttıkça seyirci de artıyor, yeni seyirci kitlesi de ekleniyor.
Taraftar zaten iyi günde de, kötü günde de takımını yalnız bırakmıyor.
Sözünü ettiğim kitle, maça gitmeye ara vermiş ya da meraktan stada gitmeye başlayan gruplar...
Bunların içinde genci de var, bayanı da...
Tribünler renklendikçe, seyircinin sahadaki takıma olan desteği arttıkça başarı da gelecektir.
Hep söylüyorum.
İzmir’in Süper Lig’te olmaması büyük bir eksikliktir.
