Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Belki bu kriz bizim krizimiz değil ama küreselleşen bir dünyada da Türkiye’nin diğer piyasalardan ayrışması söz konusu değil.
Kaldı ki; ABD, Avrupa hapşırdığında biz nezle oluyoruz.
Sadece para piyasalarını kastetmiyorum; reel sektörde de hızlı ve ciddi adımlar atmamız gerekiyor.
Gelişmeler gösteriyor ki; Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi kriz teğet geçmiyor.
Aslına bakacak olursak, ABD’de mortgage depremi yaşanmadan da Türkiye’de büyük sıkıntılar yaşanıyordu.
Özellikle küçük ve orta boy işletmeler, esnaf ve tarım kesiminde sıkıntı had safhaya çıkmıştı.
Zaten siftah yapamayan; sigorta, vergi gibi ödemelerinde zorlanan bir esnaf vardı.
Şimdi ise gelecekten korkan, ne yapacağını bilemeyen büyük bir çoğunluk var.
Peki geçmişte yaşadığı krizlerden büyüyerek çıkan ve dayanışma kültürüyle sorunların üzerinden gelen Türk insanı bu sefer de aynı şeyleri yapmayacak mı?
Bence yapmalı...
Ege’den, İzmir’den farklı yükselen bir ses Türkiye’ye örnek olmalı.
* * *

Dünkü yazımda kent ekonomisini canlandırabilmek için topyekün bir mücadele başlatılması gerektiğini söylemiş ve bir çağrıda bulunmuştum.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu ve İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’ın başını çekecekleri bir kampanyanın düzenlenmesi gerektiğini yazmıştım.
Bu öneriye Zekeriya Mutlu sevinerek katılacaklarını söyledi.
Ve ekledi.
“Sorun sadece esnafın sorunu değil. Hepimiz aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Sanayicimiz de, işadamımız da, çalışanımız da, emeklimiz de bugünleri aşabilmeyi istiyor. O yüzden her kesimin temsilcilerinin bir arada olması gerekiyor. Çemberi genişletmeyi öneriyorum. Ticaret Odamızı da, Sanayi Odamızı da, Deniz Ticaret Odamızı da, Borsamızı da... Diğer sivil toplum örgütlerimizi de yanımıza almalıyız. İnsanımıza moral vermeliyiz. İşçi çıkararak değil, işçimizin maaşına zam vererek ekonomiyi canlandırmalıyız...”
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, geçmişte bazı kampanyalar yaptıklarını ancak bunların lokal projeler olduğunu, bu sefer tüm İzmir’i hatta tüm Ege’yi kapsayacak yeni bir projeye ihtiyaçları olduğunu düşünüyor.
Ben de kendisine katılıyorum.
Madem bu topyekün bir mücadele o zaman her kesimin temsilcisi ve hatta Ege’nin diğer illeri de farklı şekillerle kampanyaya destek verebilir.
* * *
Zekeriya Mutlu şöyle düşünüyor.
“Krizin seyrini izlediğimiz zaman ABD’nin de, Avrupa’nın da, Uzakdoğu’nun kendilerine göre destek paketleri açıkladığını görüyoruz. Türkiye çok geç kaldı. Biz geçen yıldan bu yana sıkıntılarımızı dile getiriyoruz ve bu sürecin bizim için de yaşandığı uyarısını yapıyoruz. Ne yazık ki, bu müdahalelerde geç kalındı. Bir kriz bütçesi ortaya konmalıydı. Geçmişte alışveriş festivalleri yaptık. Ama bu Kemeraltı için sınırlıydı. Şimdi bunu yaymalıyız ve bunu yaparken büyük bankaları da yanımıza almalıyız. Bazı sponsorlar bulup kampanyanın boyutunu büyütmeliyiz. İnsanları harekete geçirecek her projeye destek vermeye hazırız...”
* * *
Dünyada bu ve benzeri kampanyalar yapılmıyor mu? İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu bir örnek veriyor.
“Bazı ülkelerde haller perakende satış yapmaya başlamış. İndirimler sadece giyimle sınırlı değil. Restoranlar da, yiyecek satışı yapan mağazalar da bu projeye destek vermişler. Bizde de böyle olmalı... Kampanya her kesimi ilgilendirmeli ve herkes sahip çıkmalı...”
Krizi aşmanın yolu ekonomiyi canlandırmaktan geçiyor. Bu da perakende sektörünün hareketlenmesiyle olacak.
Tekrar ediyorum.
Krizi aşmak çok kolay değil ama hafifletmek büyük, etkili ve herkesin katılacağı bir kampanyayla mümkün olabilir.