Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

VALİLİKLERİN protokol listesi şöyle...
Önce İzmir...
Vali, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, Güney Deniz Saha Komutanı, Hava Eğitim Komutanı, Cumhuriyet Başsavcısı, Adalet Komisyonu Başkanı, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı, Üniversite Rektörleri, Baro Başkanı...
Manisa’ya bakalım...
Vali, 1. P. Eğitim Tugay Komutanı, Belediye Başkanı, Cumhuriyet Başsavcısı, Baro Başkanı, Adalet Komisyonu Başkanı, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı, Celal Bayar Üniversitesi Rektörü...
Uşak’ta...
Vali, milletvekilleri, mahallin en büyük komutanı-general ve amiraller-garnizon komutanı, Belediye Başkanı, Cumhuriyet Başsavcısı, Üniversite Rektörleri, Adli Yargı Komisyonu Başkanı, Baro Başkanı, Adalet Komisyonu Başkanı...
Bir de bölge dışından, Antalya’dan...
Vali, Tugay ve Garnizon Komutanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, TBMM üyeleri, Cumhuriyet Başsavcısı, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı, Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Antalya Barosu Başkanı...
* * *
Listeler uzayıp gidiyor.
Oldum olası protokolü sevmemişimdir.
Mümkün olsa salonun en sakin yerini seçer otururum.
Yıllar yılı protokolü arayanları, şart koşanları da anlamamışımdır.
Hadi diyelim bu kişisel değil, kurumlararası bir protokol meselesi...
İyi de...
Bu nasıl bir uygulamadır ki; Manisa’yla İzmir tutmuyor.
Antalya farklı, Trabzon farklı bir uygulama yapıyor.
Önce bunun bir standarda oturması gerekiyor.
Madem insanlar, pardon kurumlar bu kadar hassaslar; tartışmaları bitirmek, protokol krizlerini önlemek için yeni bir düzenlemeyle olayı kişisel yorumdan çıkarıp tek tipe döndürmek en doğrusu olacak.
Yoksa...
Biz her bayramda, her toplantıda, her önemli açılışta yazı işlerinde birbirimize soracağız.
“Bugün kriz var mı?” diye...
Bu iş ortak akılla mı aşılır, yoksa yeni bir genelgeyle mi bilemem?
Ama aşılması gerektiği konusunda benim gibi herkes hemfikir.

Haberin Devamı

Fotoğrafın tamamına bakın
ALTAY’IN DA, Karşıyaka’nın da elenmesinden, Süper Lig’e çıkamamasından memnun olanlar var.
Öyle mesajlar geliyor, öyle haberler alıyorum ki...
Anlamam mümkün değil.
Göztepeliler bayram ediyor.
Kendi aralarında birbirlerini kutlamalar, timsahın gözyaşı misali yorumlar...
Beyler, bayanlar...
Aklınızı başınıza toplayın.
Fotoğrafın bütününe bakın.
Küme düşen; Altay, Karşıyaka, Göztepe değil, koskoca İzmir...
Bu sene Karşıyaka çıkar, seneye Altay, sonra da Göztepe...
Bunun için bir engel var mı?
Ankara dört takımla Süper Lig’de temsil ediliyor da, İzmir neden olmasın?
Göztepe’nin mutlu olması için Karşıyaka’nın küme düşmesi mi gerekir?
Ya da tam tersi...
Amatöre düşen Göztepe mi; Karşıyaka’nın işine gelir, şampiyonluk yarışında önde giden iki İzmir takımının olması mı?
İnanın...
İzmir’in olaylara böyle bakmasını anlamıyorum.
Ben kazanmıyorsam, komşum da kazanmasın.
Hatta hiç kazanmasın...
Göztepe-Karşıyaka play-off finali olur da anlarım.
Ama ortada böyle bir final da yok.
Her zaman yazıyorum.
Süper Lig’de kalmak daha kolay.
Bank Asya’da her sezon aynı sıkıntılarla karşı karşıyasınız.
Altay’da da, Karşıyaka’da da yönetim sıkıntıları var.
Başkanlar devam edecek mi etmeyecek mi; edecekse hangi bütçeyle takım kuracak?
Gelirler belli, borçlar ortada...
Fotoğraf böyleyken; İzmir paramparçayken, sıkıntılar büyürken...
Karşıyaka’yı değil, Kasımpaşa’yı tut.
Bunu da renk aşkı olarak yorumla...
Böyle düşünenleri tebrik ederim.