İZMİR Büyükşehir Belediye eski Başkanı Burhan Özfatura’nın sözlerini Yazı İşleri Müdürümüz Özgür Kaynar’ın kaleminden okuyacaksınız.
Ne diyor Özfatura...
“İzmir turizmde yıllar önce büyük atılım yapacaktı. Çok yazık oldu... Ülkelerindeki, tıpkı İzmir gibi bir körfez kenti olan Baltimore’un yat limanını uygulamak için heyecanlanan ABD’lileri de küstürdük. Bunun üzüntüsünü hala yaşıyorum...”
Haksız mı Özfatura?
İster Baltimore hedefi koyun, ister Barselona, isterse Milano...
İzmir kendine yeni bir yol haritası çizmek zorunda.
Özfatura‘nın üzüldüğü başka konular da var.
“Büyükşehir Belediyesi’nde benim görev dönemlerimde hazırlanan Pasaport’un yanı sıra İnciraltı ve Karşıyaka için de marina projeleri var. Yıllardır raflarda bekliyor. Çünkü beni engelleyenler, bugün Başkan Aziz Kocaoğlu’nu da engelliyor. İzmir, yatırıma yasak bölge haline getirildi. Çevremiz bunun örnekleriyle dolu. Bakın Basmane’deki utanç çukuruna. Orada Dünya Ticaret Merkezi kurulsaydı en az 3 bin 500 kişi istihdam edilecekti. Yürütmesi durdurulan ‘Yeni Kent Merkezi-Üçüncü İzmir Planı’ da bir başka örnek. Yüksek katlı binaların düşünüldüğü bölgede zemin etütlerinin yeterince yapılmadığı gerekçe gösteriliyor. Oysa zemin etüdü bina inşa edilirken gerçekleştirilir...”
Burhan Bey‘in açıksözlülüğünü severim.
Lafı dolandırmaz; doğru bildiğini söyler.
Özfatura’ya katılıyorum.
Ve ekliyorum.
Geçmişte belediye başkanlarımızın yaşadığı sıkıntıları bugün de Aziz Kocaoğlu yaşıyor.
Dünya Ticaret Merkezi konusunda Aziz Bey’in ne kadar yapıcı olduğunu ve İzmir’in menfaatleri konusunda attığı birkaç adıma şahitlik ettim.
Kamuoyu bunun üzerinde pek durmadı ama Kocaoğlu’nun ısrarı, uyarısı ve hamleleri olmasaydı; Basmane’deki araziyi TMSF satacaktı.
Aziz Bey, çok hızlı hareket etti ve satışı iptal ettirdi.
Yıllardır İzmir’in gündemini meşgul eden bir konuda “oldu -bitti” ye gelinmiş olması hepimizi üzmeyecek miydi?
Şimdi de “Yeni İzmir Projesi” ni tartışıyoruz.
Bu kaçıncı iptal, bu kaçıncı durdurma...
Bir iş ya yapılır ya da yapılmaz. Yatırımcılar ne yapacaklarını şaşırmış durumda.
Ya İzmirliler...
Bu kentle ilgili hayaller kuran, burada yaşamak isteyen insanların hevesleri, beklentileri ne olacak?
Özfatura’ya katılmamak mümkün mü?
Güzel yaşanacak bir kent yaratmak
HAFTA başında İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’la yemek yedik.
Levent Marina’daki Sipari Restoran’da...
Yemekler güzeldi; güzel olmasına ama...
Akşam boyunca birlikte hep hayaller kurduk.
“Levent Marina büyüse, dev yatlar yanaşsa... Kruvaziyer gemileriyle gelenler kentin dört bir yanına dağılsa... Bir marina da Karşıyaka’da olsa, diğeri de Bayraklı’da olsa... Körfezin üstünde yelkenliler, yatlar dolaşsa... İzmir denizle barışsa... İzmir denizin değerini bilse... İzmir güzel yaşanacak bir kent olsa...”
Eve gittim; Barselona’yı düşündüm.
Sabahın dördünde sanki öğlenmiş gibi gezen insanları...
Müzelerini, marinalarını, mağazalarını...
Milano’yu düşündüm.
Birbirinden şık alışveriş mağazalarını, moda merkezlerini, fuarlarını...
Renkli sokaklarını...
“Neden İzmir de böyle olmasın” dedim kendi kendime.
İzmir’in turizmden başka bir çıkış yolu var mı?
