Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

KONDA’nın İzmir’de yaptığı anket çalışmasının sonuçlarını Milliyet Ege’de okumuşsunuzdur.
CHP yüzde 62, AKP yüzde 25.7, MHP yüzde 6.3 çıkıyor.
Araştırmayı yapan herhangi bir şirket değil.
KONDA...
AKP’nin yüzde 47’sini de, yüzde 37’sini de bilen şirket...
Daha önceki yerel seçimlerde de neredeyse tam isabet yapmış bir kuruluş. O yüzden bu sonuçlara itiraz edenler herhalde konuşurken biraz daha temkinli olacaklardır.
Araştırma geniş kapsamlı... Hem merkez var hem de İzmir’in ilçeleri... Türkiye’deki seçmen profili dikkate alınarak yapılmış, her türlü detay var.
Yukarıda yazdığım sonuçların sorusu şöyle...
“Bugün yerel seçim olsa Büyükşehir Belediye Başkanlığı için hangi partiye oy verirsiniz?”
Mevcut, görevinin başında bir belediye başkanı var ama burada sorulan partinin ismi. O yüzden isimler netleştikten sonra bu rakamlarda bazı değişiklikler olabilir.
Bu CHP için de geçerli, AKP için de...
İlk sonuçlar gösteriyor ki, seçimler iki parti arasında geçecek.
MHP’nin hafif bir yükselişte olduğu görülüyor ama bu, seçimi kazanmasına yetecek bir oran değil.
Ama küçük oynamalar bile zaman zaman etkili olacak.
O yüzden MHP’nin alacağı her oyun çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Demokrat Parti’nin adayının kim olacağı belli değil ama çok iyi bir isim bile bulsalar, belli bir oranı yakalamaları zor görünüyor.
22 Temmuz seçimlerinde İzmirli adaylarla seçimlere giden Demokrat Parti, İzmirlilerin beklentilerine uygun aday seçimine rağmen sandıkta istediği sonucu alamamıştı.
Bu gösteriyor ki, parti rüzgarı esmiyorsa yerelde de başarı kazanmak çok zor oluyor.
* * *
Tarhan Erdem’in başında olduğu KONDA, Aziz Kocaoğlu’nun icraatlarını da sorgulamış ama CHP’nin oyunu artırdığını gösteren başka ayrıntılar da bulunuyor.
Örneğin “Bugün milletvekilliği seçimi olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz” sorusuna da ankete katılanların tercihi yüzde 50.3 CHP, yüzde 30.1 AKP, yüzde 9.8 MHP cevabını vermiş.
Bu çok net gösteriyor ki; AKP’nin ikinci döneminden İzmirliler, Egeliler çok memnun değil.
Birçok defa yazdık. AKP merkezden uzaklaştıkça, parti tabanına dönük politikaları tercih ettikçe oylarında azalma olacaktır. Özellikle de lise, üniversite mezunlarının tercihi AKP’den yana olmuyor.
Nitekim İzmir’deki anket sonuçları da bunu çok net ortaya koyuyor. Anketler 30-31 Ağustos tarihlerinde yapılmış. Yani sudaki arsenik tartışmalarının çok yoğun yapıldığı bir dönemde... İzmirli seçmenin tercihleri çok farklı noktalara yoğunlaşıyor.
Örneğin birçok toplantıda AKP’nin ikinci döneminde çok sorumsuz ve Türkiye’nin gerçeklerinden çok uzakta bir politika izlediğine dikkat çekiliyor. Dünya küresel bir krize adım adım sürüklenirken, Türkiye türbana endeksli bir politika izledi. Yapısal tedbirlerin alınmasında çok geç kalındı. Toplumun duyarlı olduğu kırmızı çizgilere girildi, dayatmalar ve zorlamalar yaşandı. Bütün bu politikaların AKP’ye verdiği zararı görmek için KONDA’nın İzmir’de yaptığı anketi yorumlayarak yanıt vermek mümkün.
Yine de seçimlerin 2009’un Mart’ında olduğunu unutmamamız gerekir. Yani önümüzde daha çok günler var. Türk seçmeni kime oy vereceğini bir iki ay önce düşünmeye başlar. Kararını da son hafta alır.
Kararsızların en büyük parti olmasının nedeni de genellikle bundandır. Ancak Türk araştırma şirketlerinin son yıllarda yaptıkları isabetli tahminler gösteriyor ki; kararsızların dağıtımında oldukça bilimsel metotlar uygulanıyor. Sonuçlar da genellikle isabetli oluyor.
Ankette çıkan fark oldukça önemli bir farktır.
Her iki partinin yetkililerini düşündürmeye iten sonuçlar...
Aziz Kocaoğlu’na gelince...
Geçen gün yazdığım gibi mevcut belediye başkanı olarak kişisel tercihini kullanmış ve inisiyatifi kendi lehine alabilmek için aday adaylığı kararını açıklamıştır.
Bu anket sonuçları işini kolaylaştırır mı?
İşte bu sorunun cevabını yakında öğreneceğiz.

Haberin Devamı

Sesleniş...
Ey Avrupa insanı! Türk insanına karşı takındığın şu çifte standardı bırak artık. Araştırırsan, kullandığın dilin ve harflerin, içinde yaşadığın kültürün ve uygarlığın temelinde Türk insanının atalarının varlığını fark edeceksin. Türk insanına destek olursan, senin yıllar önce unuttuğun sevgi, dostluk, yardımlaşma gibi kavramları yeniden anımsatacaktır sana.
Ey Türk insanı! Kurtul artık yıllardır sana aşılanmaya çalışılan aşağılık kompleksinden. Şöyle bir bak etrafına. İleri geçinen ülkelerin altyapı ve olanaklarına kavuşan Türk insanı kısa zamanda onları yakalamış, hatta geçmemiş mi? Üstelik bunu ülke kötü yönetilirken başarmamış mı? Bir de ülkenin iyi yönetildiğini hayal et, tıpkı 1923-1938 arasında olduğu gibi. Durumumuz çok kötü diye üzülmeyi bırak, 1919’dan daha mı kötüyüz? Atatürk gibi bir kurtarıcının yeniden gelmesi olanaksız ama O’nun vasiyeti var elimizde. Aklın ve bilimin yolundan şaşma, cumhuriyetin değerlerine ve devrimlere sahip çık.
* * *
Ve ey (her yaştaki) Türk genci! En büyük görev sana düşüyor. Sadece kendin ve ailen için değil, ülken için de çok çalışmakla yükümlüsün. Biliyorum internette “chat”leşmek, içi boş Amerikan filmlerini izlemek, “cafe”lerde muhabbet etmek daha zevkli; ama bunlar birşey kazandırmıyor, tersine uyuşturuyor seni. Atatürk’ün “Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getirmiş uluslar, önce onurlarını, sonra özgürlüklerini, daha sonra da bağımsızlıklarını kaybetmeye mahkumdur” sözlerini unutma. Tarihini araştır, dersler çıkarmak için; yalnızca batılılarınkinden değil, Çin, Rus ve Türki Cumhuriyetlerin kaynaklarından da yararlan, Atatürk’ün sözünü ettiği “gerçek tarih”i bulabilmek için. Ve bol bol oku. “Atatürk’ün Gençliğe Seslenişi” veya “Bursa Nutku”ndan başlamaya ne dersin? Okumaya zamanın mı yok? Hazır internetteyken “youtubeunlock.com”a gir, anahtar sözcükleri yaz ve dinle o zaman. Bu bir sesleniş değil, feryat oldu galiba!
Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, )