Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Herkesin merak ettiği konu AKP’nin 2009 Mart’ındaki alacağı oy oranı...
22 Temmuz’da alınan yüzde 47 bu seçimlerde 40’lara, 30’lara gerilerse bunu nasıl okumak gerekir?
Ya da 47’nin üzerinde bir oy çıkarsa AKP kurmaylarının genel seçim sonrasındaki biraz da zafer sarhoşluğu olarak yorumlanan dayatmacı politikaları devam eder mi?
Bir başka açıdan bakıldığında...
Sandıktan çıkacak hangi tablo muhalefetin zaferi, iktidarın düşüşü olarak yorumlanmalı?
Belki bugünlerde bu soruların cevapları gündemin ilk maddelerini işgal etmiyor.
Ancak Mart’a yaklaştıkça dikkatler bu noktalara odaklanacak.
Göreceksiniz yerel seçimlerin ardından Türk siyasetinde farklı konuları tartışmaya başlayacağız.
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in “Oyumuz yüzde 47’inin altına gerilerse bunun gereğini yaparız” şeklindeki sözlerini nasıl yorumlamak gerekir?
Siyaset kulislerinde anketlerden çıkan sonuçların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı memnun etmediği konuşuluyor.
* * *
2002 seçimlerinde AKP’nin tek başına iktidara gelişi birçok insanı şaşırtmıştı.
Kuruluşunun üzerinden daha bir yıl geçmeden, girdiği ilk seçimde yüzde 37’lerle hükümeti kurma şansını yakalayan AKP’nin bu başarısının altındaki sırrı 1994’teki belediye seçimlerinde aramak gerekir.
Sekiz yıl; iktidara yürüyüşün provasıydı.
Refah, Fazilet veya Saadet adı ne olursa olsun belediyelerde alınan oylar, hizmetle taçlandırılınca ve en önemlisi siyasetin finansmanı bu yolla yapılınca AKP’nin ilk girdiği seçimde zafer kazanması sağlanmış oldu.
Fotoğrafın bütününe bakıldığında da çok şeyin aynı olduğunu herkes biliyor.
Başbakan Erdoğan ise bu gerçeğin en fazla farkında olan kişi...
Erdoğan 2009 Mart’ında alınacak olumsuz bir sonucun bir sonraki genel seçimde sandığa yansıyacağını çok iyi biliyor.
O yüzden AKP teşkilatlarının sonuna kadar seçime asılmasını istiyor.
* * *
Başa dönecek olursak...
AKP milli görüşün de içinde olduğu merkez sağ oylarını temsil ediyor.
Yüzde 47’yi eritecek olan parti CHP midir?
CHP yüzde 20’lerden 30’lara yaklaşacaksa bu AKP’nin seçmenini ikna ederek mi olacaktır?
Belki... Ama bu birkaç puanı geçmeyecektir.
O zaman asıl boşluk solda değil; merkezdedir, merkezin sağındadır.
Nerede Anavatan Partisi, nerede Demokrat Parti...
Çok merak ediyorum; bir partiyi, bir teşkilatı motive edecek seçimden daha büyük bir hedef var mıdır?
Bence yoktur...
Peki örneğin İzmir’de, Ege’nin diğer illerinde CHP’nin, AKP’nin adaylarının kimler olacağını tartışırken, aynı merakı neden ANAP ve DP için de duymuyoruz?
Bu yazdıklarım kısmen MHP için de geçerlidir?
Ortada bir hareketlilik yok...
Çünkü biliyoruz ki, seçimlere yaklaştıkça il binaları kalabalıklaşır, siyasetin heyecanı sokaklara taşar. Bu seçimler de olmayacaksa, o zaman sormak lazım.
Ne zaman?
Geçmişin iddialı bu partileri daha neyi bekliyor? Türkiye’de yerel seçimlerde başarılı olamayan, genelde iktidara yürüyüşü hayal etmesin. Son 10 yılda yaşananlar bunu daha net ortaya koyuyor.